Olimpiyat Stadı ve hakem Hüseyin Göçek’in Galatasaray’a yaramadığı gerçeğini göz ardı etmezsek erken yenen gol, Galatasaraylı oyuncuları strese soktu ama büyük takım olmak böyle bir şey... Son dakika golünü atarsın, yoluna devam edersin. Hakem isterse penaltını vermesin, kart tercihleri de yanlış olsun, fark etmez.

Luyindama'yı eleştiriyorum, artık klasikleşen hataları var. Üstelik rakipler de bunu ezberlemiş. Ağır kalmanın faturası sarı kart oldu. Yenen golde payı var ama galibiyet golünü atması  takdire şayan. Ama yine söylüyorum Galatasaray, ciddi rakipler karşısında bu hataların bedelini ağır öder.

Galatasaray'da ne yazık ki lider oyuncu yok ama asker oyuncu çok. Saha içinde hem oyunu yönlendirecek hem oyunculara çeki-düzen verecek, rakiplerin saygı duyduğu bir yıldız lazım. Diagne ile yeni transfer Berkan arasında Marcao-Kerem gerginliğine benzer bir olay yaşanması işten bile değildi. Berkan, Diagne abisi (!) gol atsın diye karşı karşıya pozisyonu harcıyor ama yaranamıyor. Bir pozisyon sonra ise Diagne belki de ona gol attıracak pası vermiyor, cezalandırıyor.

Anadolu takımlarının tecrübe karşısında nasıl çaresiz kaldığını da hep beraber izledik. G.Saray kontra takımı olmasa da beraberlik golüne gerçekten şapka çıkarmak gerekiyor. Taylan’ın adrese teslim uzun topu, Kerem’in aynı şekilde nefis çalımların ardından Cicaldau’nun şutunun direkte patlaması ve Feghouli’nin o öldürücü vuruşu stresi bitirdi. Luyindama’nın o saç stili ile maç içindeki tek isabetli kafa vuruşunun galibiyet golü olacağı aklıma gelmezdi ama oldu.

Hakem Hüseyin Göçek 3 sene sonra Galatasaray maçına atanınca ister istemez daha bir dikkatli izledik. Kullandığı kartlar neyse de Ömer Erdoğan bile kızaracağını anladığı Ribeiro’yu
oyundan aldı. Halbuki ikinci sarı karttan atılmalıydı. Grekoromen’de ‘bel kündesi’ oyununu herkes bilir. İşte Falette’in de ceza sahası içinde Nelsson’u belinden kavrayarak düşürmesi penaltıyı gerektirirdi. Esasen VAR da uyarmış ama belli ki Göçek’i ikna edememiş.