Tarağın varsa saçını tararsın, golcün varsa gol atarsın. Golcün yoksa da kaliteli oyuncuların çıkar golünü atar, seni galibiyete taşır. Fenerbahçe’nin golcüsü hala yok ancak Ali Koç’a da hak verelim, sütten ağzı yanınca yoğurdu üfleyerek yiyor.

Fenerbahçe’nin rakibi tehdit edecek golcüsü yok. Muhammed gibi bireysel yeteneği olan genç bir oyuncun çıkacak da bir gol atacak diye beklerken Zajc gibi sürpriz golcü çıkar 3 puanı alacak golü atıverir. O da yetmez diye bir de Mesut gol attırır. Eğer bunu anlayabiliyorsak, Pereira’nın yeni Fenerbahçe’si futbolseverlere keyifli bir maç izletir.

Hücumcu bekleriyle, 3’lü defansıyla, ofansif anlayışı andıran orta sahasıyla tam da Ali Koç’un, hatta taraftarın istediği Fenerbahçe’yi, Antalya karşısında izledik. Fenerbahçe bu sezon mücadeleden asla vazgeçmeyecek takım oldu. Pereira helvayı kavuracak ama hala bir şeyler eksik!.. Mesut’a bel bağlandı öyle ya en Avrupalıdan bile şöhretli ve tecrübeli ama daha kendini bulamadı. Bu haliyle bile 1 gol attırdı.

Antalyaspor'un, Fenerbahçe’ye karşı motive olmasına şaşırmıyorum. Ersun Yanal’ın takımları zaten her zaman iddialıdır. Maça dönecek olursak, golden sonraki Fenerbahçe tecrübenin izahını yaptı bizlere.

TFF'nin yabancı kararı sonrası kalitenin düşeceği ortadaydı. Sergen Hoca da saçma sapan bir karar olduğunu söylediğine göre üstelik yabancı kuralı Fatih Terim’in dayatması olduğunu düşünürsek bize de bunu eleştirmek düşer(!)… Milyon Eurolar ödesen de yabancıların bir kısmını kulübede oturtacaksın. Tam da bize göre sistem öyle değil mi?

Halil Umut Meler’e gelirsek (!)… Hadi yardımcın hatalı karar verdi, ‘VAR’ da mı uyarmadı? Böyle maçlarda faul olmayan pozisyonda nizami bir golü iptal etmen yakışmadı. Acaba yanlış mı gördüm diye de pozisyonun tekrar izledim. Szalai’nin topla temasına penaltı verebilirdi. Ama VAR da bunu penaltı olarak değerlendirmedi.