Futbol ve basketbol dibe vurunca başarıya hasret kalan ülkenin imdadına hep voleybol koşuyor. Tokyo 2020’de Mete ve Busenaz’ın altın madalyası ile sevinebilen, bronzlarla avunan Türkiye o kadar aç ki başarıya; voleyboldaki olimpiyat beşinciliği gururlandırıyor. Bilen bilmeyen voleybola sarılıyor!

İlkbaharda başlayıp sonbaharda biten bir dönem geçirdi oyuncular. Pandemi şartlarında önce Milletler Ligi için toplandılar, üçüncü oldular... Ardından olimpiyat beşinciliği... En son Avrupa Şampiyonası’nda üçüncülük... 32 maç yaptılar; 23 galibiyet, 9 yenilgi aldılar.

İlk kamp 3 Mayıs’ta başladı; son maç 4 Eylül’deydi. Eda, Cansu, Simge, Tuğba, Hande, Meryem, Ebrar ve Meliha üç turnuvada da vardı; 124 günlük maratonda dünya turu yaptı; ailelerini, evlerini görmedi. Naz, Zehra, Şeyma, Kübra, Buse, Aslı, Derya, Ayça, Yasemin, İlkin ve Beliz bu süreçte kadroya girdi çıktı.

Türkiye'yi, Türk kadınını temsil ettiler. Türk Bayrağı’nı, İstiklal Marşı’nı dünyaya ezberlettiler. Genç kızlara yine örnek oldular. Ayrı ayrı, alkışı hak ettiler... Ama tek eksik olan şampiyonluk yine başka bahara kaldı. Onun da sırası gelecek elbet.

Yok mu sıkıntı? Var. Dünya çapındaki ‘Gizem’ler Güreşen ve Örge uzak milli formadan... Son kadroda da Naz, Kübra, Şeyma yoktu ‘milli damat’ kararıyla. Neden; açıklanır herhalde.

Madalya gelse de gelmese de sahadaki mücadeleyle, akıtılan terle sorunların, “Uçak biletini alıp Tokyo’dan tek başına döndü” iddialarının ve tüm tartışmaların önüne geçildi yine. Ancak çıta çok yükseldi ve üçüncülük artık yetmiyor. Artık bu takımın şampiyonluktan başka çaresi
yok!

Derken... Gölgede kalan erkekler çıktı ortaya. Tarihin en güçlü voleybol ülkesine karşı tarihin en şaşırtıcı galibiyetlerinden birini aldılar. Umarım, gerisini getirirler. İki takıma da teşekkürler...