Hemen heyecanlanmayın. Bunca yıldır enflasyonu ağzından alevler çıkan bir canavar olarak resmetmiş bir ülkede, kalkıp enflasyonun faydaları başlıklı bir makale yazılmaz diye köpürmeyin. Lütfen yazara ateş etmeyin. O, sadece size doğru bildiklerini aktarmaya çalışıyor. Enflasyon, daha doğrusu “yüksek ve yapışkan” enflasyon, tek başına o ülke ekonomisinin iyi yönetilmediğinin kanıtıdır. Ama bu olgu, düşük (kabaca yıllık %2) enflasyonun bir ülke ekonomisinin sağlıklı işlemesi için faydalı olduğu gerçeğini değiştirmez. Enflasyon sözcüğü içinde “f, l, s” sessiz harfleri vardır. İflas sözcüğünde de “f, l, s” vardır. Belki de bu yüzden Türkler enflasyon yükselince “Ülkemiz iflas etti” korkusuna kapılıyor. Enflasyon, “fiyatların artması” değil “şişme” demektir. Fransızca’dır. Şişen şey ise “para miktarı”dır. Para miktarı şiştiği için fiyatlar artar. Nitekim büyük ustamız Milton Friedman’ın özlü değişiyle enflasyon “her zaman ve her yerde, parasal bir olgudur”. Ama bu doğru tespitten kalkarak, her ülkede o ülkenin merkez bankası “parayı sıkıp-faizi artırarak” enflasyonu düşürebilir; bu iş bu kadar basittir denemez. Bu önerme, “Ağlayan çocuğun sesi, yüzüne yastık bastırarak kesilir” demeye benzer. Enflasyon, tek paralı yani parası döviz olan ülkelerde bir “gelir-fiyat” sarmalıdır. Bizim gibi çift paralı ülkelerde ise “devalüasyon-enflasyon” sarmalıdır. Bunları birbirine karıştırmamak gerekir.

FREN Mİ TUTMADI, YOKSA ÖNCELİK Mİ DEĞİŞTİ

Enflasyonun faydasını anlatmak için ele alacağım örnek ülke, Amerika Birleşik Devletleri’dir. Düne kadar enflasyonu %2’ye çıkarmayı başarı kıstası olarak kabul eden ve bu hedefi bir türlü tutturamayan Fed, bir de baktı ki; Mayıs 2021’de aylık enflasyon %0.8’e, yıllık %4.2’ye çıkmış. Daha kötüsü yukarı doğru ivmelenmiş. Yani önümüzdeki aylarda ABD’de enflasyonun daha da yükselmesi sürpriz olmayacaktır. ABD’deki enflasyon tam da teoride söylendiği gibi “para miktarı”nın genişlemesinden çıkmıştır. Peki, üniversitelerinde Nobel’li iktisatçılardan geçilmeyen bir ülkenin merkez bankası “Fed” bu hataya nasıl düştü? Enflasyon biraz artsa iyi olur derken ipin ucunu mu kaçırdı? Yoksa 32 milyon kişinin hastalandığı, 580 bin kişinin hayatını kaybettiği bir salgında öncelik, enflasyonu düşük tutmak değil halka gelir desteği sağlamaktır mı diye düşündüler? Alınacak “para-vergi” kararları enflasyonda istenmeyen bir artışa sebep olabilir. Bu göze alınmış bir “hesaplı riziko/calculated risktir” mi denmiştir. Sakın bu enflasyon, devletin “reel faiz yükünü” düşüreceği için kasten yükseltilmiş olmasın?

NEGATİF FAİZ GELİR DAĞILIMINI DÜZELTİR

ABD’de Nisan 2021 sonu itibarıyla kamunun borç stoku 28 trilyon dolarmış. Bunun 6 trilyonu “devlet kurumlarının birbirine borcu”ymuş. Konsolide edilince sıfır olur. Üçüncü kişilerin elindeki 22 trilyon doların 7.5 trilyonu yabancı devletlerin, kalanı ise özel şahıs ve kurumların elindeymiş. Şimdi geldik can alıcı noktaya. Devlet, ortalama faiz oranı %1.4 olan bu borca yılda 300 milyar dolar faiz  ödüyormuş. Enflasyon %4.2’ye çıktığı için 22 trilyonluk “alacaklısı yabancı devletler ve özel kişiler olan” kamu borcunun anaparası “reel olarak” 924 milyar dolar küçülecek. ABD devletinin bütçeden yaptığı faiz harcamaları da zımnen 624 milyar dolar azalacaktır.

Son söz: Faizin artısı haramsa, eksisi helaldir.