Eskisi çatır çatır yıkılıp yenisi misliyle daha büyük şekilde inşa edilen İstanbul’un Taksim Meydanı’ndaki Atatürk Kültür Merkezi yakında açılacak. Başta medyamızın ağır topları olmak üzere ülkemizin önde gelen kanaat önderleri şöyle yazacak veya konuşacaktır: “AKP’li değilim, partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aynı dünya görüşünü de paylaşmıyorum. Ama yapılan doğru, güzel ve iyi bir şey varsa, onu da takdir etmekte tereddüt etmem. Bu haliyle Atatürk Kültür Merkezi (dikkatinizi çekerim Atatürk adı korunmuştur) tek kelimeyle muhteşem olmuştur. Gerçekten ülkemize itibar kazandıracak bir eser yaratılmıştır. Gururluyuz, mutluyuz ve müteşekkiriz.” Operacılar, müzisyenler, ressamlar, yazarlar ve tüm sanatseverler yeni AKM binasını gezip gördükçe aynı duygularla dolup taşacaktır. Boğaziçi manzaralı teras lokantasında güzel bir akşam yemeği yerken hem kendilerini daha iyi hissedecekler, hem de “nerede eski güzel günler, cumhuriyet elden gitti” diye sohbetler yapacaklardır.

SAKIP BEY’İ AKM’DE ANMAK İSTİYORUZ

28 Şubat 2012’de Sabancı Grubu Başkanı Güler Sabancı yaptığı basın toplantısında “Aramızdan ayrılışının 10. yılı olan 2014’te Sakıp Bey’i AKM’de anmak istiyoruz” demiştir. Çünkü 1970 yangınından sonra tamir edilip, 1977’de yeniden açılan AKM zamanla eskimiş ve esaslı bir onarım yapılmak üzere 2008’de kapatılmıştır. Ancak onarım için gerekli para, burayı yıkmaya taa 2005 yılında karar vermiş R. T. Erdoğan tarafından bir türlü tahsis edilmemiştir. AKM’nin kapalı kalmasına üzülen Sabancı Grubu, binanın restore edilerek hizmete girmesi için, 30 milyon TL (o günkü kurdan 18 milyon dolar) vereceğini ilan ve taahhüt etmiştir. Para sorunu çözülünce, devrin kültür bakanı Ertuğrul Günay, herhalde Erdoğan’ın AKM’yi yıkma kararını bilmediğinden restorasyonu gerçekleştirmek üzere kolları sıvar. Tam bir sonuca varmışken yukarıdan “Buraya çivi bile çakamazsın” diye bir emir gelir. Milano’daki La Scala Opera binası 1778’de, St. Petersburg Mariinsky (Kirov) Tiyatrosu 1860’da, Moskova Bolşoy Tiyatrosu 1825’te, Paris Palais Garnier Opera binası 1875’de inşa edilmiştir. Pek tabii bu binalar da eskimiş ama yıkılmadan onarılmıştır. 1969’da yapımı biten AKM ise yıkılmıştır.

EKONOMİ BİR BÜTÜNDÜR

Bugün Türkiye’de AKP’liler dahil, pahalılıktan (halkın gelir artışı oranının, enflasyonun altında kalması) şikayet etmeyen yok. Ama pahalılık ile her biri kocaman birer kara delik olan, mesela yeni İstanbul Havalimanı, üç yeni asma köprü veya S-400 hava savunma sistemi satın alınması arasında ilişki olduğunu kabul eden yok. Beştepe Sarayı’nı, cemaatsiz Çamlıca Camii’ni eleştiren çok. Ama “Mavi Vatan” projesini irdeleyen ve tenkit eden yok. Ekonomi bir ödünleşme (trade-off) oyunudur. Silahlanmaya çok kaynak ayrılırsa, gıda maddelerinin fiyatı artar. Bunun açarı, kaçarı yoktur. Türk halkı bilmelidir ki, bütçeye yük olmadan onarılabilecekken, yıkılıp yeniden yapılan ve muhtemelen bir milyar liraya mal olan yeni AKM külliyesinin maliyeti, et, ekmek ve domates fiyatlarına yansıyacaktır. Yeni AKM’miz sanatseverlere hayırlı olsun. Herkese iyi seyirler; ama uyumak yok!

Son söz: En yaygın standart, çifte standarttır.