Sevgili okurlarım şimdi çok uzun değil, sadece birkaç yıl öncesine dönüp biraz düşünelim...

Özellikle yılbaşı yaklaşırken caddelerde, AVM’lerde ve hemen her yerde Milli Piyango bileti satıcılarının şen şakrak seslerini duymaya başlardık.

Hemen hepsi gariban insanlardı.

Milli Piyango bileti satarlardı.

Çoğu emekli vatandaşlarımızdı.

Satışlardan yüzde 8 dolaylarında komisyon alan güvenilir insanlardı.

Satışlar özellikle yılbaşı öncesinde hızlanırdı.

★★★

Milli Piyango devletin altın yumurtlayan tavuğu idi.

1925 yılında Tayyare Piyangosu adıyla kurulmuştu. Cumhuriyetin ilk yılları...

Elde edilen hasılat yeni uçaklar almak, gençliğe havacılık zevki aşılamak ve pilot yetiştirmek amacıyla kullanılırdı.

O yıllarda devletin olanakları çok kısıtlı olduğu için Tayyare Piyangosu kurulmuştu...

Tayyare Cemiyeti 1935 yılında Türk Hava Kurumu oldu ama amaç değişmedi.

1939’da ise Milli Piyango İdaresi kuruldu.

Elde edilen gelirin önemli bir bölümünü devletin çeşitli kurumlarına yönlendirmekle yükümlü idi.

Çocuk Esirgeme Kurumu, Savunma Sanayisi gibi.

★★★

Günün birinde bu memlekette yönetim değişti ve AKP iktidar oldu. En büyük amaçları kârına zararına hiç bakmadan devletin pırıl pırıl kuruluşlarını eşe dosta ve yandaşlara devretmek oldu.

Bunun kılıfını da bulmuşlardı:

Özelleştirme!

Bu furyada şans günün birinde bizim Milli Piyango’ya da vurdu!

Altın yumurtlayan, zarar etme riski olmayan, tam tersine devlete her yıl yüz milyarlarca lira kazandıran Milli Piyango’yu da elden çıkarmaya, başka bir deyişle birilerine satmaya karar verdiler.

★★★

Peki ama kime satacaklardı!

Ellerinde hazır asker olarak bekleyen bir Demirören ailesi vardı.

O aileyi devreye sokup önce medya patronu yaptılar.

Bu amaçla devletin Ziraat Bankası onlara ilk aşamada 750 milyon dolar kredi verdi.

Aile devletin sağladığı bu inanılmaz ve görülmemiş olanakla Hürriyet, Milliyet, Posta gibi gazetelerle birlikte Kanal-D, CNN-Türk gibi televizyon kanallarını eline geçirmiş oldu.

Tamamı iktidar yandaşı olarak devşirildi.

★★★

Ziraat Bankası’ndan alınan 750 milyon dolarlık kredinin geri ödenip ödenmediği bilinmiyor...

Yoğun iddialara göre ödenmedi.

Bunu soranlara iktidar yetkilileri hep aynı yanıtı veriyor:

“Efendim bu ticari bir sırdır, ödenip ödenmediği açıklanamaz!”

Öyledir canım öyledir!

İçlerinden biri çıkıp “Ödendi kardeşim, işte belgesi. Biz devletin bankasının soyulmasına göz yummayız” diyemedi.

Hayrını görsünler. Amin.

★★★

Neyse, lafı uzatmayalım!..

İktidar partisi devletin Milli Piyango İdaresi’nin de satışına karar vermişti.

Medyanın büyük bir bölümünü bu inanılmaz kredi olanaklarıyla ele geçiren Demirören ailesi bu altın yumurtlayan tavuğumuza da talip oldu ve aldı.

Kaç paraya aldığını, hangi koşullarla aldığını, bu iş için devlet bankalarından ayrıca kredi alıp almadığını doğrusunu isterseniz ben sıradan vatandaş kimliğimle bilemiyorum.

Özür dilerim!..

Bildiğim tek şey, kumar ve şans oyunları düzenleyip yöneten bir İtalyan firmasıyla ortak oldukları.

Yani bizim devlet ve millet olarak Milli Piyango’dan, Loto’dan vesaireden elde ettiğimiz kazançları şimdi bu yeni (ve yandaş) medya patronu aile ile birlikte bir İtalyan firması kırışıyor.

★★★

Evet, kökeni taa 1920’li yıllara, Cumhuriyet’in ilk yıllarına dayanan Milli Piyango da elimizden kuş gibi uçtu gitti!

Bilet satıp üç beş kuruş kazanma peşinde olan çoğu emekli ve gariban vatandaşlarımızı soracak olursanız...

İlk işlerden biri olarak onların satışlardan elde ettiği gelirleri kıstılar...

Ve hemen hepsi tasfiye edildi, bu işten çekilmek zorunda kaldı.

Dün Ankara’nın göbeğindeki Tunalı Hilmi Caddesi’nde duruma bir kez daha baktım...

Ortalıkta hemen hiçbir seyyar piyango satıcısı yoktu.

Bazı bayiler kulübelerinde bilet satmıyordu ama numaraları makineden çekip kupon veriyordu!

Bir Cumhuriyet geleneği daha yok edilmişti.

★★★

Sevgili okurlarım, her yılbaşı çekilişi öncesinde benim de kendime göre bir geleneğim vardı...

Epeyce bir miktar yılbaşı bileti alır, eşe dosta, arkadaşlara ve çevremdeki kimselere dağıtırdım.

Doğrusunu isterseniz bunu bu yılbaşı öncesinde yapmak içimden gelmedi...

Çünkü alacağım biletlerin parası Demirören ailesi ile birlikte bu işin ortağı olan İtalyan firmasına gidecekti.

Onlara kendi çapımda maddi destek sağlamış olacaktım.

Yapmadım.

Bundan sonra da yapmayacağım.

Her iki ortaktan da kendi payıma çok özür dilerim!..

Benimki sadece sıradan bir “Vatandaş protestosu.”

Yılbaşı öncesinde Milli Piyango armağan etme defteri yüz binlerce insanımız gibi benim için de artık kapanmıştır.