1947 yılında Kaliforniya’da doğdu. Raşitizm hastalığı vardı. Yardımla yürüyebiliyordu. Sonra iyileşmeye başladı. Zor bir hayatı tercih etmişti. Sokak çetelerine katıldı. Küçük olarak değerlendirilen suç olaylarına girmeye başladı. Tutuklandı. Çok küçük yaşlarda cezaevine girdi, O.J Simpson...

OKUL hayatında ise değişime uğradı. Çünkü, Amerikan futbolunda çok yetenekli olduğu keşfedilmişti. NFL, onu kabul etti. Artık bütün ülke onu tanıyordu. Evliydi ve mutluydu. İki çocuğu vardı. Ancak, gece hayatını çok seviyordu. Bir gün eğlenirken, Nicole Brown ile tanıştı. Karısını terk etti. Brown ile evlendi. Futbolda işleri bozuldu. Sakatlandı... Doktorlar, bir daha sahalara dönmesinin imkansız olduğunu açıkladılar. Hollywood, onu bırakmadı. Ünlüydü ve sinemada da yetenekli olduğunu kanıtladı. Yine, çok para kazanıyordu.

BİR gece eşi Nicole Brown, 911’i aradı. Simpson’un kendisine şiddet uyguladığını söyledi ve yardım istedi. Polis, bu olayı hemen dosyaladı. Simpson artık karısına şiddet uyguladığı iddiası ile emniyet müdürlüğü arşivlerine şüpheli olarak geçmişti. Sonra boşandılar. Buna rağmen o, eski karısının peşini bırakmadı. 1994 yılında gelen bir ihbarla, gece yarısı Brown’un evine giden polis ekibi, korkunç bir manzarayla karşılaştı. Nicole Brown’un boğazı kesilmiş, arkadaşı Goldman ise tam 19 yerinden vahşice bıçaklanmış, cansız, yerde yatıyorlardı. Bahçe kan gölüne dönmüştü.

ELİNDE SİLAHLA YAKALANDI


Dedektifler hemen Simpson’un dosyasını devreye soktular. Daha önceki şiddet, onu, şüpheliler arasında gösteriyordu çünkü... Aradılar ve kendisini sorguya davet ettiler. Simpson kaçtı. Bir daha aradılar, teslim olmasını istediler. Yine kaçtı. Artık iş sıcak takibe dönüşmüştü. Polis kovalıyor, o kaçıyordu. Bu olay, televizyonlarda canlı yayında 100 milyon insan tarafından izlendi. Elinde silahla yakalandı.

“BEN suçsuzum” diye bağırıyordu. Ama cinayet mahallinde kanı bulunmuş, ayakkabısının izleri belirlenmişti. Evinde, arabasında yine bu deliller mevcuttu. O, artık cinayet zanlısıydı. Tam 11 avukat tuttu. Avukatlar, savunmayı ırkçılık çatısında hazırladılar. Onlara göre, olay yerine gelen polislerden biri delillerle oynamıştı. OLAY yerine, Simpson’un kan örneklerinin bu ırkçı polis tarafından koyulduğu savunması, mahkemenin seyrini bir anda değiştirmişti. Aynı polisin, siyahilere karşı söylemleri ses kaydıyla jüriye dinletildi. Olay yerinde bulunan kanlı eldiven ise en büyük delildi.

Avukatı, eldiveni Simpson’un giymesini istedi. Eldiven, Simpson’a olmamıştı. Ve beraat etti.

“NİYE kaçtın?” dediler. “Korkmuştum” dedi. Polisin gözünde, katil kesinlikle oydu. 10 yıl sonra, silahlı saldırı suçu iddiasıyla yine tutuklandı. Polis bütün delilleri mahkemeye sundu. Bu dava başkaydı. Tam 33 yıl ceza verdiler. Dokuz yıl yattı. Şartlı tahliyesine karar verilmişti. Simpson dışarı çıktı. Brown ve Goldman cinayetleri ise aydınlatılmamış olaylar bölümünde hala rafta duruyor.