Türkiye ekonomisinden sorumlu bakan Berat Albayrak’ın Instagram vasıtasıyla “at izi it izine karıştı” diyerek istifasını bildireli bugün itibarıyla tam bir yıl oldu.

Hatırlarsınız, medyanın yüzde 90’ı eğitimli köpek gibi haber bile yapamadı. Tepki dahi veremedi.

Berat Albayrak


★★★

Hakkını vermek lazım... Saray bile bu istifaya şaşırdı. Yazdı mektubunu, aldı ceketini gitti. Hiç çevirmedi, eğilip bükülmedi. Kimler istifa etmeye çalıştı da edemedi!

Zira ekonomide yaşanan felaketin sorumlusu sadece Berat Albayrak’tır demek haksızlık olur. Kendisi kayınpederinden enkaz devraldı. Altından kalkamadı.

★★★

Hata üzerine hata yaptı. Piyasa gerçeklerine uzak kaldı. Düzelteceğim diye gelip, iyice dağıttı öyle bıraktı. Bakın yine kulağımda “burası çok önemli” sesi yankılandı.

Berat Albayrak geldikten sonra ekonomi daha kötüye gitti. Berat Albayrak istifa etti, her şey daha da kötüleşti... Asıl değişmesi gereken sistem... Yoksa o gitmiş, şu gelmiş, bu hani bana demiş ne fark eder?

Suyun yoksa hepsi boşuna


Ülkede kısır çekişmelerle geçen bu günler tatlı birer anı olarak kalacak... Yakında başımızda çok daha büyük dertler olacak.

Açın Google’ı... Yazın ASKİ... Girin Ankara Su İdaresi’nin internet sitesine... Barajlarda kullanılabilir su miktarının yüzde 8.72’ye kadar indiğini göreceksiniz. Neredeyse çöle evrilmek üzere koca Ankara...

★★★

Geçtiğimiz günlerde Danimarkalı Grundfos Vakfı’nın desteği ile çekilen Into Dust filminin gösterimine gittim. Dünyayı bekleyen su krizini anlatan belgeselin dayanağı yaşanmış olaylar... Gerçekten çok fenalar...

Pakistan’ın Karaçi kentinde şehrin suyunu çalıp, tankerlerle satıyorlar. İşin içerisinde para olunca, güç odakları ile mafya el ele verip ortak iş çeviriyorlar.



★★★

Kıtlık çekilen her şeyde olduğu gibi suyun da mafyasının peydahlanması... Filmin Karaçi’de geçmesine bakmayın. Pek yakında bu ülkede yaşanılanların aynısı bizde de vizyonda... Hem de gerçek hayatta...

Otel yapmak için orman yakan biz... Elektrik santrali kurmak için ırmaklara, derelere HES yapan biz... Gölleri tarla sulamak için kurutan biz... Apartman dikmek için meraları yerleşime açan yine biz... Bunların bedelini ödemeyecek miyiz?

★★★

Şahsım çıkıyor, Kanal İstanbul’u yapacağız iki yanına da şehir konduracağız diyor. Ne kadar tatlı su kaynağı heba olacak umurunda olmuyor. Üzerine de alkış alıyor!

Bilimsel gerçek, 2050 yılına kadar 5 milyardan fazla insan su kıtlığından etkilenecek. Dünya nüfusunun büyük kısmı...

★★★

Danimarka Başkonsolosu Thierry Hoppe’un da dediği gibi, nüfus artışı, daha fazla sanayileşme ve iklim değişikliğinin birleşimi, işleri daha da kötüleştirecek gibi duruyor. Bunun için de tam bir zihniyet değişikliği gerekiyor.

Zihniyet değişikliği bizim işimiz... Bakın yıllardır parlamento onayından geçmeyen Paris İklim Anlaşması bir anda uygulamaya konuldu. Tabii 3 milyar Euro ve hibe edilecek para söz konusu olunca insanın düşünceleri de zihniyeti de değişiveriyor bir anda...

Gerçeği bilenler mutsuz!


Sokak röportajlarında herkesin zengin olduğunu iddia eden tipler var ya... Bayılıyorum onlara... Hani derler ya; “cehalet mutluluktur” diye... İnanıyorlar demek her denilene...

Bakan konuşuyor, “Türkiye artık üç kat daha zengin” diyor. Dinleyenler; “oh zenginleşmişiz” diye mutlu oluyor. Gerçeği bilenler üzülüyor!

★★★

Hesaplasana, 15 yıl öncesinden kaç kat fazla kazanıyorsun? Bir de borcunla kıyasla... Artık mutsuzsun, aferin sana! Hesaplamasaydın ya...

Bir başkası çıkıyor, “Sana geçmen için köprü kurdum, yol yaptım” diyor. Bakıyorsun hakikaten köprü, yol orada... Mutlu oluyorsun tabii...



★★★

Güzel kardeşim o köprünün kat be kat fazlasını bizzat sen ödedin... Cebinden para verip yaptırmadı... Üstüne üstlük geçerken para ödeyeceksin, geçmesen bile 20 yıl boyunca ödemeye devam edeceksin. Bu gerçekleri bilince fenalık basıyor insana...

Uyarmıştım ama... Bilmeseydin mutluydun işte... Mutluluğun formülü belli... Bilme her gerçeği! Bilmek beraberinde sorgulamayı ve sonuç çıkarmayı getirir. Sonuçlar mutsuzluk doğurabilir.