Dinler tarihini kıyaslamalı olarak yazan ansiklopedilere göre “1- cennet ve cehennem, 2- bedenin ruhtan ayrılacak olması, 3- mahşer gününde ruh ve bedenin yeniden birleşerek ebedi hayata geçilmesi, 4- insanın bu dünyada kendi nefsinin kölesi, esiri, köpeği olmaktan kurtulma muhasebesi” ilk kitaplı din olan Zerdüşt dininde yer aldı.

Sonra.

Dörtleme devam etti.

Musevilikte.

Hristiyanlıkta.

Müslümanlıkta.

Cennet yerini aldı.

Bütün kitaplı dinler; “cennete gidebilmenin yollarını” sıraladı. Müslümanlıkta; İslam’ın 5 şartını yerine getireceksin, Allah’a şirk koşmayacaksın, kul hakkı yemeyeceksin, çalmayacaksın, çaldırmayacaksın, annene, babana, çevrene, toprağa, tabiata faydalı olacaksın. Asla yalan söylemeyeceksin. İnsan öldürmeyeceksin. Karıncayı incitmeyeceksin...

Böyle yüzlerce...

Siz okurlar bu sıralamayı benden daha bilgili ve sayısını da artırarak yapabilirsiniz. Amacım size “cennete girişin yolunu yöntemini anlatma cüretine” kalkışmak değil.

Şunu yazacağım.

2 cennetimiz oldu.

Allah’ın cenneti.

Verginin cenneti.

Biri öbür dünyada.

Diğeri bu dünyada.

★★★

Bir yandaDin anayasası yapalım” diyenler; hacca ve umreye gitmeyi, minberine asansörle çıkılan çok büyük ve pahalı camiler yapmayı ve Allah sevgisi ile dolu olduklarını” göstermek için türlü çeşitli fırsatlar yaratıp; öbür dünyadaki cennete girmeye uygun olduklarını” ön plana çıkarıyorlar.

Bakıyorum.

Görüyorum.

Aynı insanlar “bu dünyadaki vergi cennetinde de yer kapıyor” ve ruhları bedenlerinden ayrılmadan önce kazançlarını Virgin Adası, Man Adası ya da bilmem ne adasındaki cennetlerine taşıyorlar. Sonra oturup Türkiye’de iktidarın “Varlık Barışı” çıkarmasını bekliyorlar.

Lafa bakın:

Varlık Barışı!

Sanki savaş olmuş.

Şehitler.

Gaziler.

Kan gövdeyi götürmüş.

Şimdi barışıyorlar.

Varlık Barışı bu iktidar döneminde 7 defa ilan edildi. Vergi cennetine paralarını götürenler, varlık barışı ilan edilince dolarlarını Türkiye’ye getirip; ülkemizi kirli paraları yıkama hamamı haline” dönüştürdüler, dönüştürüyorlar. Hamam parası olarak da yüzde 1- 2 vergi ödüyorlar.

Ve alkış alıyorlar.

Arkaları sıvanıyor.

İtibarlı ilan ediliyorlar.

İhaleleri de kapıyorlar.

★★★

Bilenler biliyor.

Bakanlar görüyor.

Pandora belgelerinde isimleri yer alan ve vergi cennetlerinde şirketleri, paraları, hesapları olduğu ortaya çıkanlar ile çıkacak olanlar, “vergi kaçırmak” için cennete koşmaktalar. Türkiye’de ya da dünyanın herhangi bir yerinde kazanmış gelirinin vergisini, vatandaşı olduğu Türkiye’de vermesi gerekir. Vermemek için “Vergi cenneti” buluyor. Bizim gazetenin vergi konularını yazan uzman yazarı Nedim Türkmen’in 16 Eylül 2020’de kaleme aldığı; “Türkiye 15 yıldır vergi cenneti ülkeler listesini yayınlamıyor” başlıklı yazısına göre, Türk iş adamları ile politikacılarının cennetlerde 38.4 milyar doları var. Türkiye’de vergi kaçıranlar sıkıntıya düşmesin; kirli parayı yıkamak, yasaya, kararnameye, şekil şartına uysun diye bu iktidar 3 koldan vergi cennetlerine otoban yolu döşedi:

1- Vergi cennetlerinin listesini 15 yıldır yayınlamadı.

2- Sık aralıklarla 7 kez Varlık Barışı ilan etti.

3- Nereden buldun yasası çıkarmadı, vergi yasasında var olan “sebepsiz zenginleşme” maddesini de köreltti, işletmedi.

Aynılar.

Bütünler.

Beraberler.

Öbür dünyada Allah’ın cenneti ile bu dünyada vergi cennetini birlikte sahipleniyorlar.

Allah görendir.

Görüyordur.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Biz yokuz demediler!


Pandora belgelerine göre, dünyanın en ağır ekonomik krizini yaşayan Lübnan’ın Başbakanı Necip Mikati’nin de vergi cennetine para kaçırdığı ortaya çıktı. Lübnan Başbakanı açıklama yapmadı; “Ben yokum, para kaçırmadım” diyemedi. Pandora belgesellerinde ülkemizden Cengiz Holding’in de pek çok iş adamı ile birlikte adı çıktı. Britanya’nın Virgin Adası’nda şirket kurmuşlar ve bu şirket üzerinden 3 milyon 750 bin İngiliz Sterlini aktararak Londra’da mülk sahibi olmuşlar. Bu iddianın üzerinden 7 gün geçti Cengiz Holding, “Pandora belgeleri yalandır, biz Virgin Adası’nda şirket kurmadık, o şirketin üzerinden para aktarıp Londra’da ev almadık...” demedi.