“Hayretin Hoca şöyle saygın bir alimdi... Hayrettin Hoca böyle yüce bir kişiydi...” diye yazıyorlar. Yazıp, yazıp sonra da “Hayrettin Hoca işte bunu yapmayacaktın...” diye tutturuyorlar.

Hayrettin Hoca!

Allah’ı bilir.

Peygamberi tanır.

Kuran’ı anlar.

Dini bütün.

Ayeti yorumlar.

Hadisi açıklar.

Dünü alır.

Bugüne bağlar.

Kalemi var.

Köşe yazıyor.

Akil adam.

Danışman.

Cumhurbaşkanı da ona danışıyor, Diyanet işleri başkanı da ve parti ile tarikat önde gelenleri de ondan “fetva...” bekliyor.

★★★

Hayrettin Hoca, saçına sakalına hürmet edilen ve günümüzün adeta yaşayan Ahmet Yesevi’si diye hakkında çeşitli türlü menkıbeler (din büyüğünün hayatı ile ilgili uydurulmuş masal) dinlemişler. Hayrettin Hoca’yı, Hayrettin Hoca’dan bile koruyorlar. “Hocam! Bizi öldürsen daha iyiydi... Bize bunu yapmayacaktın...” diyorlar.

Ellerini!

Dizlerine vuruyorlar.

Başlarını!

Duvara çalıyorlar.

Hoca ne yapmış?

Köşe yazısı yazmış.

Demiş ki; “kurtlu bulgur yemeye razı olacaksınız... Bulguru kurtlandıranı da sahiplenmeye devam edeceksiniz...”

Hoca da görüyor.

Bulgur gemisi çürüdü.

Hoca da biliyor.

Gemiden kaçış var.

Yine de kurtlanmış bulguru yemeye ve çürüyen gemiyi çürüten kaptana karşı isyan edip gemide yangın çıkarmadan yol almaya devam öğüdünde bulunuyor.

★★★

Hayrettin Hoca!

Nefesi keskin.

Kalemi güçlü.

Yazıyor:

“Görün...” diyor.

Bu iktidardan pek çok beklentimiz gerçekleşti. Nankörlük etmeyin. İktidarı desteklemekten vaz geçmeyin. Dimyat’a pirinç aramaya gitmeyin. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz. Evdeki veya eldeki bulgur kurtlanmış olabilir. Yine de gemiyi terk etmek caizdir diyemem.

Haksızlığı haykır.

Yanlışları bağır.

Doğruları söyle.

Haksızlıkları dile getirmek, yanlışları bağırmak, doğruları söylemek iktidara zarar verecekse “caizdir...” diye fetva veremem. Bu gemide son 20 yılda eksiklikler, aksaklıklar, suiistimaller, nefse mağlup olmalar, mal-kadın-mevki imtihanını kayıp etmeler, vazifeye (koltuğa) zengin başlayıp yoksul çıkacak yerde koltuğa yoksul oturup haram-helal demeden zengin olmalar son 20 yılda ortaya çıkmış olabilir. Ama bu yeni değil ki bu 1000 yıldan fazladır var.

Hayrettin Hoca!

Olayı görmüş.

Gemi çürümüş.

Bulgur kurtlanmış.

★★★

Hocam ne yaptın?

Sen bu sözlerinle ve bu gazete köşesinde yazdığın fetva ile bize “kurtlu bulguru yemeye devam edin ve çürüyen kurtlu bulgur gemisini de terk etmeyin...” diye fetva çıkararak “yobazın da yobazı olmayı kabul edelim” istedin. Bu fetvanla “bağnazlığı aşırılığa” vardırdın. Hocalık ehliyetini ve dinin yüksek faziletini bize baskı kurmanın aracı, aleti, sopası haline getirdin.

Yatıyorlar!

Kalkıyorlar!

Başlarını iki elleri arasına alıp, “Hayrettin Hocam... Bunu bize yapmayacaktın...” diye dövünüyorlar.

★★★

Hayrettin Hoca ise bu kadar menkıbe biriktirmiş insan, fıkıh alimi “Aman bu iktidarı kayıp etmeyelim... Yerine yenisini koyamayız...” fetvaları çıkararak; “dinin siyasi iktidara alet edilmesinin ve Allah ile aldatmanın caiz olduğunu” tekrar tekrar ilan ediyor. Bu topraklar çok sayıda Hayretin Hoca gördü, Hoca ne fetva verse boş.

Bulgur kurtlandı.

Gemi çürüdü.

Gemiden kaçış hızlandı.

İktidar gemisi 2015 yılından beri su alıyor. İktidar partisi AKP bu yılın ağustos ayında ilk defa yüzde 30’un altını gördü. Kamuoyu araştırmacısı İbrahim Uslu, “Bugün seçmenin yüzde 60’ı Başkanlık Sistemi’ne hayır demeye karar verdi.  Kimin geleceğinden çok kimin gideceğinin önemli olduğu bir seçim yaşayacağız” diyor.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Ele verir talkını!


Türkçemizde “sen benim dediğimi yap; yaptığımı yapma” cümlesiyle aynı anlama gelen “ele verir talkını kendi yutar salkımı” diye halkın kullandığı filozofça bir deyim var. Arşive girin bakın; korona krizi ekonomiyi vurunca ve halkın gelirleri giderlerini karşılayamaz olunca “porsiyonları küçültelim” çağırısı yapıldığını göreceksiniz. Böyle bir çağırı yapılmış olmasına rağmen Beştepe Külliyesi’nin (Cumhurbaşkanlığı Sarayı) mutfak harcaması bir yılda yüzde 64 artış gösterdi. Sayıştay raporuna göre Saray’ın yıllık gıda harcaması 7 milyon 414 TL’yi buldu. Geçen yıla göre yüzde 64 artış. Demek ki porsiyonlar küçülmedi, büyüdü. Ve ya gıda enflasyonu TUİK’in ilan ettiğinin üç katı. Sayıştay raporuna göre Beştepe her ay mutfak için yaklaşık 61 bin TL harcıyor.