Nasrettin Hoca hikayesi gibi... Nasrettin Hoca, karısına “ben de tüccar olacağım, komşum gibi pekmez alıp satacağım” demiş. Hayırlı olsun! Allah utandırmasın! Hoca, sabah komşusu gibi erkenden pazara gidiyor, pekmez satmaya aynı saatte başlıyor, fakat komşudan 5 saat önce eve dönüyor ve her seferinde bugün de satışlar çok iyi gitti, üç saat içinde pekmezi satıp bitirdim” diyormuş.

Üç gün.

Beş gün.

Ay sonu gelmiş.

Hoca, eşinden altın bilezikleri istemiş. Satıp sermayeye katacağını söylemiş. Eşi de “sen pekmez işinde çok iyisin. Komşudan önce satıp bitiriyorsun, bunu nasıl başarıyorsun” diye sormuş.

Hoca, kolay demiş.

100’e alıyorum.

25’e satıyorum.

Herkes bana geliyor.

Eşi, “bu nasıl alış-veriş” diye çıkışınca Hoca; maksat ticaret olsun” diye sözü bağlamış.

★★★

Benzedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da geçen gün “100’e mâl ettiğimiz doğalgazı vatandaşa 25’e veriyoruz” dedi.

Maksat halka hizmet.

İyi de...

Sayın Bakan, kimin bileziklerini satıp sermayeye katkı yapıyorsunuz? Siz kral değilsiniz. Padişah, şah değilsiniz. Siz bir bakan, devletin maaşlı bir memurusunuz. Siz ne hakla ve hangi hesapla 100’e mâl ettiğiniz doğalgazı 25’e satabiliyorsunuz? Zararı kimin parası ile kapatıyorsunuz? Bu zararına satışın sonu nereye gider? Sonunda çöküşe mi gider?

Böyle sorular.

Cevap bekler.

★★★

Yıllardır bütün vatandaşlar dinleye dinleye, okuya okuya, kullana kullana, acıtıcı faturaları ödeye ödeye öğrendi, öğrendik. Bu doğalgaz işi büyük çapta ülkemizin doğu ve kuzey sınırlarında, azıcık da olsa güneydoğu sınırında başlıyor.

Doğalgaz sınırdan içeri.

Dolar sınırdan dışarı.

Tükettiğimiz doğalgazın çok büyük bölümünü boru hatları ile Kuzey komşularımız Rusya, Azerbaycan ve Doğu komşumuz İran’dan almaktayız. Bir miktar doğalgazı da sıvılaştırılmış olarak Katar’dan karşılıyoruz.

Doğalgaz içeri giriyor.

Dolar dışarı çıkıyor.

Bize kaça mâl oluyor?

Şirket sırrı diyorlar.

Gizliyorlar.

Hazine ve Maliye Bakanı’nın “maksat vatandaşa hizmet” olsun faslından söylediği; “100’e mâl ettiğimiz doğalgazı vatandaşa dörtte bir fiyatına 25’e veriyoruz” cümlesinde geçen mâl etme; dolar mı, Euro mu, TL mi?

Ne fark eder?

Çok fark eder?

Çünkü Bakan, maliyeti anlatırken doğalgazın sınırdan giriş fiyatını mı esas alıyor yoksa doğalgazın BOTAŞ’a geldikten sonra onun üzerine binen yüksek vergileri de koyarak mı hesap ediyor?

★★★

Doğalgaz faturası, çok çalışkan vergi tahsildarı” haline getirildi ve üzerine vergiler binerek konutlara, iş yerlerine, santrallere satılıyor. Doğalgaz üzerindeki vergilerin yüksekliğini anlamak için esnaf sözcülerinin; doğalgaz üzerindeki vergi oranı tüketim bedeline yaklaştı. Doğalgaz faturasında KDV yüzde 1’e düşürülmeli” çağrısına dikkatinizi çekerim. Doğalgaza tüketim bedeli kadar vergi bindiriliyor. Ve Hazine Bakanı da “100’e mâl ettiğimiz doğalgazı vatandaşa 25’e veriyoruz” diye hizmet aşkının derecesini anlatıyor. Hazine Bakanı, aradaki farkı kimden alıyor?

Bilezik mi satıyor?

Çaktırmadan...

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Trakya’da yeraltı suyu bitmek üzere!


Biyologlar, hidrobiyolglar; Marmara Denizi’nde kirlenme sebep, müsilaj sonuç” diye sürekli uyardılar. Yani müsilaj (deniz salyası) sebep değil, sonuç. Uzmanlara göre “Marmara Denizi’ni kurtarmak istiyorsak onun baş kirleticisi Ergene’nin zehir akıtan bir nehir olmaktan çıkarılması” gerekiyor. Ergene Nehri’nin çevresindeki yerleşim yerleri; şehirler, kasabalar, köyler ile sanayi tesislerinden nehre öldürücü kirlilik akmaya devam ediyor. Bunu durdurmak için yüksek sorumlulukta, yüksek duyarlılıkta ciddi bir zihniyet değişimi ve en önemlisi suyun çok dikkatli kullanılması gerekiyor. Çünkü Trakya’da yeraltı suyu da bitmek üzere. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Lokman Kundakçı dün yine uyardı. Şunları söyledi: “Trakya bölgesinin yeraltı sularının yüzde 85’i tükendi. Yeraltı suları üzerinde en büyük baskıyı oluşturan Havza, Ergene Havzası’dır. Trakya’da kullanılan suyun neredeyse tamamı yeraltı sularından çekiliyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil.”