Fatih Sultan Mehmet dönemi vakıf kurma ölçüleri ile Tayyip Erdoğan dönemi vakıf sahibi ve yöneticisi olma kriterleri arasındaki farkı görebileceğimiz belgeler aynı anda haber konusu oldu.

Keskin dikkat isterim.

Fatih dönemi haberi:

Fatih Sultan Mehmet’in Vezir-i Azam Zağnos Paşa’nın “vakfının kuruluş amacı ve şartlarını” ilan ettiği fermanı Londra’da bir müzayedede satışa çıktı. Fermanda Fatih Sultan Mehmet, vezirin Balıkesir’de yaptırdığı imaret yani yoksullara yardım için oluşturulan hayır kurumu için 7 köy, Bakırcılar Çarşısı’nda 1 dükkan ve Mellahlar (denizciler) Çarşısı’nda da yine 1 dükkan vakfettiğini duyuruyor. Fermanın altında Fatih’in tuğrası var.

Vezir, vakıf kurmuş.
Hazineye el atmayacak.

Devleti tırtıklamayacak.

Kamu malına çökmeyecek.

Fatih, bu şartlarla ferman ederek “vezirinin kendi malı ve mülkü, köyleri, çarşıdaki dükkanlarını koyarak vakıf kurmasını” destekliyor.

★★★

Yine keskin dikkat isterim.

Erdoğan dönemi haberi:

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın büyük oğlunun Yüksek İstişare Heyeti üyeliğini yaptığı ve kurucuları arasında yer aldığı TÜGVA’ya (Türkiye Gençlik Vakfı) iktidar partisi belediyelerinden dükkanlar, arsalar, araziler, iskele üst katları bağışlanmış ya da piyasa fiyatının çok altında bedellerle kiralanmış. Bakanlıklar ve kamu kurumları da yine TÜGVA’ya ortaokul, lise, üniversite binaları, yurt binaları tahsisi yapmış.

Bu kadarla kalmıyor.

Daha ilerisi var.

TÜGVA 8 yaşında.

Kendi internet sayfasına koyduğu bilgilere göre neredeyse 800 yıllık mal ve mülk birikiminin sahibi olmuş: Milli Eğitim Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, TİKA, Yurtdışı Türkler Başkanlığı TÜGVA’nın baş ortakları, destekçileri arasında yer almışlar. Yine devlet şirketlerinden THY, Türk Telekom, Halkbank, Ziraat Katlım Bankası TÜGVA’nın sponsorları olup yapılan bir harcamaya para desteği sunmuşlar. TÜGVA’ya kurulduktan üç yıl sonra 2016 yılında “vergi muafiyeti” getirildi. Yani vergi de vermezler arasına alındı. Son Sayıştay raporlarında TÜGVA ile belediyeler, bakanlıklar, devlet kurumları arasındaki bağış, destek ilişkisinde sayfa sayfa usulsüzlük, yolsuzluk, yiye yedire ilişkisi yazıldı.

★★★

Fatih dedenizden utanın.

Fatih benim de dedem.

Ben dedemden utanırım.

Çünkü dahası da var: Özlem Güvemli’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) kaynaklarından alıp yazdığı habere göre İBB AKP yönetiminde iken TÜGVA’nın yönetici kadrosu belediyeden maaşa bağlanmışlar. TÜGVA’nın şimdiki başkanı Enes Eminoğlu, 2015 yılında İBB şirketi KİPTAŞ’ta maaşlı olmuş, 2019’da İmar A.Ş.’ye geçmiş. İktidar partisi İBB yönetimini kaybedince de işten ayrılmış. Yine TÜGVA Ortaokul Koordinatörü Fatih Yüksel, İBB şirketi İSTAÇ’ta işe giriyor ve yerel seçim süreci sırasında işten ayırılıyor. TÜGVA Mütevelli Heyeti Üyesi Faruk Duruş, belediye şirketi İGDAŞ’ta 8 yıl çalışıyor. TÜGVA Lise Koordinatörü Okan Özer, üniversite erkek sorumlusu Beytullah Çiçen, üniversite hanım sorumlusu Beyza Kayagil, ortaokul hanım sorumlusu Nazire Erbasan’a belediye şirketlerinde işe giriyor, çıkıyorlar.

★★★

Kendinize bir sorun.

Fatih dedemiz yaşasaydı.

Böylesine “devletin
yiye-yedire destek verdiği” bir vakfın altına tuğrasını basar mıydı?

Devletti tırtıklayarak.

Belediye malına çökerek.

Vakıf olur mu?

TÜGVA 8 yılda 81 ilde ve 570 ilçede “gençlik merkezleri” kurdu. 8 yıl içinde devlet kurumlarından, devlet şirketlerinden, bakanlıklardan, belediyelerden ve devletten büyük ihaleler alan müteahhitlerden ne kadar “mal-mülk-bağış-sponsorluk ve harcama desteği” aldığı açıklanmıyor. “Fatih’in torunuyuz” diyorsunuz. Yerli yersiz “Fatih’in İstanbul’u aldığı yaştasın” diye şiirler okuyup birbirinizi övüp yüreklendiriyorsunuz.

Dedenizden utanın.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Doğal gazda fahiş fiyat!


“Rusya’dan doğal gazı pahalı alıyoruz” gerçeği yazılan, bilinen, dillendirilen bir konuydu. Bekliyorduk ki, yeni anlaşma dönemi gelince “Rus doğal gaz satıcı şirketi (Gazprom) ile Türkiye doğal gaz alıcı şirketi (BOTAŞ) masaya oturacaklar ve “Türkiye’yi Rus doğal gazını fahiş fiyatla almaktan” kurtaracaklar. Masaya oturdular ancak görüşmeler çetin gittiği için yeni anlaşma koşulları ve 1000 metreküp yeni fiyatı henüz ilan edilmedi. 10 yıldır, hiç değilse Avrupa ülkelerinin Rusya’dan aldığı doğal gaz fiyatı Türkiye’ye de uygulansın diye bekliyoruz. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de “Türk şirketi BOTAŞ Rusya’dan geçtiğimiz günlerde 1000 metreküp doğal gazı 1300 dolardan aldı. Almanya ile Bulgaristan aynı gazı aynı yerden yüzde 40, yüzde 50 civarında daha ucuza aldı. Hayırdır Sayın Erdoğan, biz bu doğal gazı niçin fahiş fiyatla alıyoruz?” diye sordu. Bize kardeş ülke Azerbaycan da doğal gaz satıyor. Acaba o da fahiş fiyatla mı satıyor?