İstanbul’da Ümraniye Atakent Mahallesi’nde anneler ile babalar sokağa indiler. Yürüdüler. Çelikbilek İmam Hatip Okulu’nun önünde toplandılar. Gazetecilere yazsınlar diye açıklama yaptılar. Konu anaokuluydu. Anneler ile babalar, anaokulumuz gasp edildi, onu
geri istiyoruz”
 dediler.

Ne olmuştu?

Burası dağ başımı?

Kim gasp etmişti?

Çelik Bilek İmam Hatip Okulu, imar planında “anaokulu” olarak yer almıştı. Atakent Mahallesi’nin anneleri ile babaları 5 bin imzalı bir dilekçe yazmışlardı. Buranın anaokulu yapılmasını istemişlerdi. Çünkü mahallede 200 metre mesafede 3 imam hatip okulu varken, bir tane bile anaokulu yoktu. 5 bin anne ve babanın imzalı dilekçesine rağmen burası imam hatip okulu yapılmıştı. İktidar partisi AKP’li Ümraniye Belediyesi, bu binayı iktidar partisi AKP’nin önde gelenlerinin yönetimde olduğu bir vakfa (İlim Yayma Vakfı) vermişti. Bu vakıf, anaokulu olması gereken binayı paralı özel kolej olarak işletiyordu. Vakıf binanın kolej olarak iyi gelir getirmediğine inanmış olacak ki, onu bir ay önce imam hatip okuluna çevirdi.

Anneler!

Babalar!

Gasp var dediler.

Duyulsun istediler.

Sessizce dağıldılar.

★★★

İmam hatip okullarının sayısı diğer okulların sayısını geçti. Üçe katladı. Ne var ki, anneler ile babalar çocuklarını imam hatip okullarına göndermek istemiyorlar. Çünkü imam hatipler, çağdaş eğitim yarışında çok geri kaldılar. “Dindar nesil yaratmak” büyülü söylemi adı altında imam hatip lisesi sayısı ile öğrenici sayısı çok arttı. 61 ilde İmam Hatip Lisesi sayısı Anadolu lisesi sayısını geçti. Ancak imam hatip lisesinden mezun olanların yüzde 86’sı üniversiteyi kazanamaz duruma düştü.

Eğitim gasp edildi.

Gasp her yerde:

Samsun’un Vezirköprü İlçesi’nde çiftçiler, traktörlerine bindiler. AKP’li belediye binasının önüne sürdüler. Traktörden inip, “gasp var” diye bağırdılar ve taş atıp AKP’li belediye binasının camlarını kırdılar. Polis biber gazını çekti, eylemci köylülerin gözüne sıktı.

Gasp edilen neydi?

Kim gasp etmişti?

Tarım Bakanlığı, Vezirköprü’nün 24 mahallesinde (eskiden köy olup yasa ile mahalle haline getirilen yerler) arazi toplulaştırma sırasında mahalle
içinde kullanılmayan yerleri de arsa olarak ihale kapsamına almıştı. Köylüler yapılanı
“gasp” saydıkları için öfkelenmiş, belediye binasının camlarını taşlamıştı.

★★★

Gaspçılık yol oldu.

Akdeniz sahilinde ormanlar yanmıştı. Orman Genel Müdürlüğü ile Tarım ve Orman Bakanlığı, yanan ormanlara zamanında yangın söndürme uçağı ve helikopteri yollayamamış, çok eleştiri almıştı.

Hazırlıksızdı.

Plansızdı.

Ve düşüncesiz!

Öylesine düşüncesiz ki, Orman Genel Müdürlüğü’nün envanterinde olan 155 arazi aracını yangından önce AKP’li ve MHP’li belediyelere bedelsiz olarak verdiği ortaya çıktı. Araçları açık artırma ile satıp gelirini orman yangınını önleyecek atılımlarda kullanmayı akıl etmemişti. Orman alanlarının bulunduğu kent ve ilçelerde sadece AKP ve MHP değil muhalefet belediyeleri de vardı. Orman Genel Müdürlüğü, “gaspçılığın resmini yapmış” oldu.

★★★

Cumhuriyet’in ilk yıllarında devletin kalkınmayı başlatmak için kurduğu” fabrikalar tek tek ucuza önce yerli iş adamlarına satıldı. Alanları düşük yüksek demeden üstüne kazanç koyup yabancılara sattılar. Fabrikaların arsaları elde kaldı. Bu arsaların toplamı 200 bin metrekareyi geçiyor. Şimdi ticari alan, konut alanı, turizm alanı, özel okul, özel sağlık tesisi gibi nitelik değişikliğine” gidilerek yandaş sermayeye satışına başlandı.

Gaspçılık model oldu.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Bu da yemekli gasp!


Kaya Boztepe gözlemlerini ve tespitlerini yazmış: Cumhurbaşkanı ve yanındaki heyet New York’ta BM toplantısına ve Türkevi’nin açılışına katılmak için geldiğinde İngiliz Başbakanı da BM toplantısına katılmak için oradaydı. İngiliz Başbakanı yanında bir koruması ve bir de danışmanı ile yürüyerek BM binasına gitti. Bizim Cumhurbaşkanı Türkiye’den özel olarak getirilen makam aracı ve 300 kişilik koruma ordusuyla gitti. Türkevi’nin açılışına da sayabildiğim yaklaşık 30 limuzin tutulmuştu. Akşam da sadece New York’un değil Amerika’nın en pahalı lokantası Cipriani’de muhteşem bir ziyafet verildi. Bu gösterişli yemeğe katılanların çoğu Türkiye’den gelmişti. Davete icabet eden tek bir kongre üyesi, senatör veya ABD’li gazeteci yoktu.