İki haber yan yana gelmiş. Sanki “hüzün artı karamsarlık artı mizahtan bulamaç olan bir birleşim” ortaya çıkmış!

Hem güldüren.

Hem ağlatan.

Hem düşündüren.

Dikkat çekici iki haber.

Paylaşmak isterim.

Birinci haber:

Londra’da yaşayan yeme-içme yazarı bir çift, kendilerine “yemek yorumcusu” diyorlar. Lokantaları gezip yemek yiyor sonrada yemeği yorumluyorlar. Ben de haberden öğrendim. Nashawa ile Fahd, okurları için çok ilgi çekici bir haber yazmaya karar vermişler. Türk iş adamının Nusr-ET lokanta zincirinin Londra’daki şubesinden yer ayırtıp akşam yemeğine gitmişler.

Biftek istemişler.

Servis eksiksiz.

Etler lezzetli.

Hesap gelmiş.

1450 İngiliz Sterlini yazıyor. Hamama giren terler. Nusr-ET’e giden öder. Ödemişler.

Sonrası!

Hem gül.

Hem otur ağla.

Bu yemek yazarı çift düşünmüşler ki, biz Londra’dan uçağa binelim. İstanbul’a gidelim. İstanbul’daki Nusret lokantasında bir akşam yemeği olarak yine biftek yiyelim. Hesap isteyelim. Bakalım bifteğe kaç sterlin karşılığı TL gelecek?

Yine servis iyi.

Biftek leziz.

Hesap gelmiş.

110 Sterlin.

Londra’da hesap 1450 sterlin, İstanbul’da bu parayla aynı lokantanın aynı bifteğinden 13 porsiyon yiyebiliyorsun. Yazar çift, İngiliz lirası Sterlin kazandıklarına çok sevinmişler. Oturup yazılarını yazmışlar ve yazının başlığını; “Londra yerine Türkiye’ye bir gezi yaparak soyulmaktan kurtulabilmenin hikayesi” diye koymuşlar. Yemek yorumcusu İngiliz yemek yazarları açısından eğlence gırgır; Türkiye’ye seyahat ettik. Tatilin tadını çıkarttık. İstanbul Nusret’de bifteklerimizi yedik. İngiltere’ye geri döndük. Bize Londra’daki yemekten daha ucuza mâl oldu” diye yazmışlar.

TL ölü para.

Gücünü yitirdi.

Türkiye milli parası TL ile kendi vatandaşları için ateş pahası. Turist parasıyla ise sudan ucuz ülke oldu. Türkiye’nin en pahalı şehri İstanbul’da İngiliz parasıyla biftek garson bahşişine indi.

Gökten turist yağacak.

Biftek turizmi patlayacak.

Cari açık da kapanacak!

Çin başardı.

Biz de başaracağız (!)

Turizm Bakanı, 2022 turist geliri hedefini; 26 milyar dolar olarak açıkladı.

Tutarsa!

★★★

İkinci haber:

Suriyeli Mustafa Abu Emed, Suriye’nin kuzey bölgesi İdlib’de yaşıyor. Bu bölgede 10 yıldır süren bir iç savaş var. Mustafa ve onun gibi bu bölgenin esnafı, tüccarı, alanı ve satanı, “İç savaştan ötürü Suriye parası değerini yitirdi ve günü gününe uymuyor. Sürekli dalgalanıyor, biz Türk Lirası’nı kendi paramız yapalım” diye düşündüler.

Düşüncelerini uyguladılar.

Türk Lirası ile alım, satım, ödeme, biriktirme yapmaya başladılar. Fakat son bir yılda Türk Lirası da sanki savaş varmış gibi yüksek oranlı değer kaybetti, günü gününü tutmaz oldu. Suriyeli Mustafa, lira ile alım, satım, ödeme yapmaya, teklif verip teklif almaya pişman oldu. Suriye’nin kuzeyinde ekonomi durgunluğa saplandı.

Mustafa’nın inancı yıkıldı.

TL’ye güveni yok oldu.

Bölgeyi hüzün bastı.

Ve karamsarlık.

Kuzey Suriyeli Mustafa, tıpkı Türk vatandaşları gibi çifte zokalı olta yutmuş balık durumuna düşürüldüler.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Cevap isteyen 3 soru!


İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi eski dekanı Prof. Dr. Esfender Korkmaz, dünkü yazısında cevap isteyen üç soru yazdı: Soru Bir: Acaba 128 milyar doları alanlar kur artışları ile dövizi bozdurup, siyaseti finanse mi edecekler? Zira 128 milyar dolar satışında bir dolar kuru 7.6698 idi. Bugün 13.7622’dir. Yani 1 dolar için arada 6.0924 lira fark var. 1 milyar dolarda bu fark 6 milyar TL eder. Soru İki: Acaba yabancılar, bazı fonlar ve özellikle Araplar, Türkiye’deki Borsa hisselerini, kamu ve özel şirketlerini ucuza kapatsınlar diye mi iktidar bilerek ateşe körükle gidiyor? Soru Üç: Acaba siyasi iktidar ekonomik bunalım yaratarak Olağanüstü Hal Kanunu’nun birinci maddesinin a şıkkına geçme ortamı mı yaratmak istiyor. Bu kanunun amacı, a) Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım” şeklindedir.