Ekmek, su, zeytin, makarna, doğalgaz, benzin, tek tek ve hep birlikte; “ateşleyici birer muhalefet lideri” oldu. Tayyip Erdoğan’ı ve kadrosunu, onu destekleyen dönem zenginlerini “sizi iktidardan indireceğim” diye her gün yüksek sesle bağırıyorlar.

Su bir yandan.

Ekmek öbür yandan.

Zeytin sağ yandan.

Doğalgaz sol yandan.

Hepsi bir ağızdan;Devriniz kapandı... Gidin artık...” diye iktidara sesleniyorlar ve halk da; “evet... evet... onları iktidardan indirelim...” karşılığını veriyor. 1 dolar 10 TL’ye dayandı. Dolar da tek başına “iktidarı sallayan ateşleyici muhalefet lideri” oldu. Öğretici olan; ekmeği, suyu, zeytini, doğalgazı, benzini ve doları kitleleri ateşleyici muhalefet lideri haline iktidarın getirmiş olmasıdır.

Kendi etti.

Kendi buldu.

Dolardan kurşun yaptı.

Kendi ayağına sıktı.

Topal ördek oldu.

İktidar şaşkın.

Panik halinde.

Düşeceğini gördü.

Çıkış bulamıyor.

Tüm kadrosu.

Destekçileri.

Yandaş TV’leri...

Borazan gazeteleri...

Besleme yazarları...

Bir küfür buldular.

Küfürden medet!

Küfürden imdat!

★★★

Kışkırtma tuzağına düşmüş bir milletvekilinin ettiği küfürden; “iktidarda kalabilme” medeti (imdadı) yaratmaya soyundular. İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan’ın şehit bacısına ettiği kem sözü “kama” yaptılar. Millet ittifakını bu kamayla çatlatmaya yükleniyorlar.

Çaresizler.

Bitmiş durumdalar.

Panik halindeler.

İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan’ın provokasyon tuzağına düşüp bir şehit ağabeyinin bacısına sövmesini köpürtüyorlar. Kendilerinden kopup uzaklaşmış muhafazakar seçmen kitlesi üzerinde bir şehit ticareti” desteği ile oyları geri toplama umudu bulmaya çalışıyorlar. Sırf bu yüzden İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan, partisinden de milletvekilliğinden de istifa edecektir diye düşünüyorum.

İstifa etmelidir.

Bekliyorum.

Böylece yükselen İYİ Parti’yi geriletme ve muhalefet cephesi ittifakınışehit bacısına küfrü kama yapıp” çatlatma ucuz siyasetini iktidarın elinden alacaktır. Bu kamayı iktidarın eline Lütfü Türkkan verdi. Milletvekilliğini bırakarak Lütfü Türkkan geri alacaktır.

Sonu ne!

Hukuk ellerinde.

Hakimleri yönetiyorlar.

Savcılar ağza bakıyor.

Milletvekilliğini bırakınca, dokunulmazlığı kalkacağı için Lütfü Türkkan’ı hapse koyabilecekler.

Bu yolu deneyecekler.

Muhtemelen başaracaklar.

★★★

Lütfü Türkkan bu yüzden; “Madem ki, bu küfür benim ağzımdan çıktı... Madem ki, bu noktada bu kez mağlup oldum... Verin ki basak bağırana mührümüzü...” diyecektir. Genel başkan yardımcılığını bıraktı, milletvekilliğini de bırakarak partisini, liderini, yoldaşlarını, ittifak kurduğu cephenin “iktidarı seçim sandığında sallayıp yıkma enerjisini” kendi milletvekilliği dokunulmazlığından daha önemli gördüğünü gösterecektir.

Bekliyorum.

Çünkü iktidar, tüm kadrosuyla, tüm ittifak desteğiyle, devleti elinde tutmanın korkunç gücüyle; şehit bacısına küfrü” kin ve nefret levyesi haline getirmeye başladı: Bunlar; “şehitlerimizi vuranlarla aynı saftadır” karalamasını tutturup oya çevirmeye çalıyor.

★★★

İYİ Parti gibi keskin Türk milliyetçiliği geçmişinden gelen bir siyasi çizginin lideri Meral Akşener’in Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu kentlerini ve ilçelerini de sokak sokak, cadde cadde, dükkan dükkan gezerek kendine kürdüm diyen vatandaşlardan da oy desteği istemesi ve HDP ile “birleştirici- bütünleştirici bir çizgide el sıkışabileceğini” söylemesi gelecek için umut verici gelişme değilse nedir? Meral Akşener’in Siirt’te dükkan gezerken kendisineBurası Kürdistan” diyen bir vatandaşa; “Ben birleştirme bütünleştirme peşindeyim” diye karşılık vermesi de “Türk- Kürt ayrışmasından siyaset rantı çıkarma çıkmazına” atılmış bir tokat değilse nedir?

★★★

“Türkçülüğün Esasları” diye kitap yazmış Ziya Gökalp, şöyle demişti: “Türkleri sevmeyen bir Kürt, Kürt değildir. Kürtleri sevmeyen bir Türk de Türk değildir.” Ziya Gökalp’in bu değerli görüşü dile getirmesinin üzerinden neredeyse yaklaşık 100 yıl geçti. Bugün eşit yurttaşlığın meyvesini birlikte paylaşmaktan başka çarenin olmadığını Türkler de Kürtler de gördüler. ABD ve AB bizi bölmeye uğraşıyor.

Vur kurtul da olmadı.

Ver kurtul da olmadı.

Ziya Gökalp, haklı çıktı.

Provokasyon vardı.

Ve organize idi.

Sinsi tuzak kurulmuştu.

Milletvekili Lütfü Türkkan o tuzağa düştü, düşmemesi beklenirdi, iktidara istismar fırsatı çıktı. İktidarın eline “şehit ticareti istismar fırsatını” Lütfü Türkkan verdi. Lütfü Türkkan geri alacaktır.

Bekliyorum.