Birisi pandora; kötülük kutusu;” içinden kötülük, pislik, hile, gizleme, kaçırma fışkırıyor. Öbürü Sayıştay; “iyilik kutusu” içinden yeme yedirme, çalma çaldırma örneklerine ayna tutup, ülkeyi yönetenleri dürüstlüğe, vicdana, temiz topluma, sorumlu devlet adamlığına, kusursuz kamu görevine çağırıyor.

Pandora Papers.

(Pandora Belgeleri.)

Sayıştay Papers.

(Sayıştay Raporları).

Pandora belgeleri içinden Türkiye’den 220 isim çıktı. Hepsi zengin, varlıklı, para sahibi, toplumda ismi, markası, namı, şöhreti olan insanlar.

Bir kısmı açıklandı.

Arkası gelecek.

Hepsini öğreneceğiz.

Açıklanan listenin ön sırasında devletten büyük ihaleleri alan Tayyip Erdoğan dönemin zengini müteahhitler, özelleştirme sırasında devlet fabrikalarını uygun fiyata kapatanlar, devlet bankasından verilen kirdelerle medya sektörünü (Sabah Grubu ve Hürriyet Grubu) ele geçirip, iktidar borazanlığına kapı aralayanlar, devletin elektrik dağıtım ve üretim şirketlerini ele geçirenler ile banka ve holding sahipleri yer aldılar.

★★★

Çok ilginç.

Ve anlamlı.

Sayıştay raporlarında “devlet harcaması yapılırken yiyen, yediren, çalan, çaldıranların zenginleşmesine giden yolların kimler tarafından ve kimler için döşendiğini” okuduk, gördük. Pandora belgelerinde isedevlet kaynaklarını yiyerek, yedirerek, çalarak ve çaldırarak zenginleşenlerin Virgin Adası’nda şirket kurup, hesap açtırıp Londra’da, Paris’te, New York’ta milyon dolarlık malikaneler, pahalı yatlar, jetler aldıklarını” duyduk, öğrendik.

Özetle:

Bağlantıyı kurun.

Pandora belgeleri tek başına “nasıl kazanıldığını, nereden bulunduğunu” bize göstermez. Sayıştay raporları da tek başına çalınanın vergisinin verilip verilmediğini anlamamıza” yetmez.

İkisine birlikte bakın.

★★★

Kazanmış.

Kazandırılmış.

Virgin Adası’na kaçırmış.

Sayıştay raporlarında; “nasıl kazanmış” sorusunun cevabı; “ahlaksız politikacı - ahlaksız iş adamı - ahlaksız bürokrat” üçgeni içinde anlatılıyor. Pandora belgelerinde ise Türkiye’de ya da dünyanın herhangi bir ülkesinde kazandığını Virgin Adası’nda kurulan şirkete nasıl aktardığı, hangi off-shore (deniz aşırı) şirketini aracı yaptığı, hangi paravan şirketi kullandığı ve Türkiye’den kaçırılan milyon dolarla nerede yat, jet, malikane alındığı belgeleniyor.

Tam sayfa ilan verildi.

Diyorlar ki; Bizim yurt dışına yollanmış gayr-ı meşru bir paramız yoktur.” Tamam da Pandora belgeleri, “siz yurt dışına para götürmüşsünüz, niçin götürmüşsünüz” onu soruşturmuyor, yurt dışına para götürdünüz diye sizi yargılamıyor. Sizin yurt dışına Vergi Cennetleri” olarak adlandırılan adalarda açtırdığınız tabela şirketlere aktardığınız paraların vergisini verip vermediğinizi” sorguluyor.

İster Türkiye’de kazan.

İster Türkiye dışında.

Kazancını vatandaşı olduğun ülke Türkiye’nin vergi dairesine beyan edecek ve kanunlar ne diyorsa bu kazanç üzerinden vergini vatandaşı olduğun ülkeye eksiksiz, kaçırmadan ödeyeceksin. Vergi hukukunun aslı bu. Virgin Adası’na yelken açanlar aslında vermeleri gereken vergiyi ödemeyip, vergi kaçırıyorlar.

★★★

Sayıştay müfettişleri; Pandora belgelerinde ismi geçen iş adamları ile Sayıştay raporlarında adları geçenleri bir arada yayınlasa; “hem çalıyor ve hem de çaldığının vergisini kaçırıyor tablosunu” görmüş olacağız.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Uygulansa fiyatlar hemen düşer!


Güldürerek düşündüren bir öneri mektubu aldım. Şunu yazıyor: “1000 tane yeni Tarım Kredi Kooperatifi marketi açmakla sorunun çözülemeyeceği açıkça belli oldu. Bu marketlerde fiyatların hiç de öyle ucuz olmadığı ortaya çıktı. Halbuki özellikle yiyecek fiyatlarındaki aşırı pahalılık sorununu derhal çözecek elde işleyen, olumlu sonuç veren bir imkan var ki, bunu devreye soktukları takdirde yiyecek fiyatları anında düşecektir. Bu imkan, Meclis lokantasıdır. Meclis lokantasındaki yemeklerin, tatlıların, içeceklerin fiyatlarının ne kadar düşük olduğunu ve kesinlikle enflasyondan da etkilenmediğini sık sık basından okuyoruz, menüdeki fiyatları görüyoruz. Bu nedenle, marketler yerine acilen ilk etapta ülkenin her tarafına 1000 adet Meclis lokantası şubesi açılmalıdır.”