İktidarın “İnadım inat!” diyerek yapmakta ısrar ettiği Kanal İstanbul’un temeli bugün atılacak. Fakat...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu “Kimse kanmasın. Kanal İstanbul’un değil, çok önceden planlanmış bir yolun temelini atacaklar. Siyaseten günü kurtarma gayreti!” diyor.

Kanal İstanbul projesinin yanlışlığını ve uygulanmasının getireceği sakıncaları uzmanlar ve bilim adamları, ciltler dolusu kitap olacak şekilde ortaya koydular...

İmamoğlu “Bu proje İstanbul’a çok ağır ve geri dönülmez felâketler yaşatır.” diyerek açılacak kanalın sakıncalarını bir bir saydı.

Fakat iktidar “Çatlasanız da, patlasanız da bu kanal açılacak” diyor, başka bir şey demiyor. Devlet inatla yönetilmez ama burası Türkiye!

★★★

Muvazzaf subaylığından beri tanıdığım E. Albay Tahsin Ataizi kaleme aldığı “Asker gözüyle Kanal İstanbul” başlıklı uzun bir yazıyı bana yolladı. Hepsi bu sütuna sığmayacağı için özetle nakletmek istiyorum. Okuyalım:

“Allah kimseye ‘keşke’ dedirtmesin! Kanal İstanbul’u yapmak isteyenler de inşallah ileride ‘Keşke’ deyip pişman olmazlar!

Daha vakit varken “Kâr ve zarar” iyice düşünülmelidir. Sonucun Türkiye’m için derin bir hüsran olması ihtimali çok büyük!

Trakya elimiz... Elimizi verip kolumuzu kaptırmayalım! Trakya’da yapılacak bu kanal, bir savaş halinde zırhlı birliklerimizin harekâtını engelleyerek savunmamızı güçleştirecektir.

Boğazları Montrö Antlaşması ile kontrolümüze almıştık. Montrö, Türkiye’nin emniyet süpabıdır. Kanal, Montrö’yü çiğnememiz anlamına gelir!

Karadeniz’de Rus ve Amerikan gemileri arasında çıkacak bir patırtıda, karşılıklı salvo atışları ve hava taarruzları ile Trakya, İstanbul ve çevresi savaş alanına döner.

Üsteğmenliğimde Trakya’da görev yaptım. Bölgeyi iyi bilirim. Trakya’nın bir düşman saldırısına karşı savunması ‘Askeri stratejik’ bakımdan mutlaka hesaba katılmalıdır.

“Kanal İstanbul” denilen çılgın proje gerçekleştirilirse:

- Seferberlikte askeri birliklerin kuvvet kaydırmaları güçleşecek, zırhlı birliklerin harekâtı felç olacaktır.

- Montrö Antlaşması’nı ihlal durumu olacağı için Türkiye uluslararası alanda çok zor duruma düşecektir.

- Kanal yapımı ile bölge ada olacaktır.

- Terkos ve Sazlıdere başta olmak üzere İstanbul’un su kaynakları azalacak, artan nüfusa yetmez hale gelecektir.

- Ekolojik denge bozulacak, doğa tahrip olacaktır.

- Ekili araziler büyük zarar görecek, bölge halkı mağdur olacaktır.

- Arazide rant ve haksız rekabet artacaktır.

- Fay hatlarında kırılma ve deprem tehlikesi büyüyecektir.

- Karadeniz’den Marmara’ya su sirkülasyonu doğal dengeyi bozacak, kirlenme artacaktır.

- Deniz, balıkçılık yönünden ölü deniz haline gelecektir.

- Maliyet, geçilmeyen köprülerde olduğu gibi vergilerle zavallı halkımızın sırtına binecek, kanal ve çevresinin kaymağını yiyecek olan bir kısım kişiler ve şirketler daha da zengin olurken, insanlarımız fakirleşecektir.

★★★

Tahsin Albay mektubunu; “Trakya’nın nimetlerini, ne Katar’ın, ne diğer emperyalist ülkelerin, petrol zengini Arapların kapmasına ve Kanal için tarihi Mimar Sinan Köprüsü’nün yıkılmasına izin vermeyeceğiz!” diye bitiriyor.

TEBESSÜM

Pahalı evde nasıl oturulur?


Temel , karısı Fadime’ye  “Müjde karıcığım, müjde” der “ Hani, hep  ‘Daha pahalı bir evde oturmak istiyorum, diyordun ya...”

Fadime heyecanlanır:

“Evet,  ne oldu?”

“İstediğin olacak karıcığım, artık pahalı evde oturacaksın!”

“Nasıl yani? Daha pahalı bir eve mi taşınıyoruz?

Temel acı acı gülümser:

“Hayırrr! Ev sahibi kiraya zam yaptı!”

GÜNÜN SÖZÜ


Cahil insan cesur olur, çok bilenin derdi çoktur!