Ülkemize akın akın, yığın yığın Afganlar geliyor. Kanlı Taliban’dan kaçıyorlar.

İktidar “Türkiye’nin Taliban inancıyla alâkalı ters bir yanı yoktur. Taliban’la çok ortak noktamız vardır! İnancımız Taliban’la ters değildir” diyerek ne söylemek istiyor?

Ters olmayan ne?

Şeriat hukuku mu?

Kafa kesen, kelle alan, burka giymeyen kadınları öldüren, kız çocuklarını okula göndermeyen Taliban’la ne ortak yanımız olabilir?

“İnancımız ters değil” sözü bile Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret değil midir?

★★★

Günümüzde Afganistan’da yaşananlar, Atatürk’ün kıymetini, hikmetini bir kez daha ortaya koydu.

Afgan gazeteci Nazira Karimi’nin “Keşke bizim de bir Atatürk’ümüz olsaydı... O zaman başımıza bunlar gelmezdi” şeklindeki sözleri, bizdeki Taliban zihniyetli softaların kulağına küpe olmalıdır!

AKP döneminde yaşadığımız her olay, Atatürk’ün büyüklüğünü bir kez daha hatırlattı ve iktidar Ata’mızın izlerini silmek isterken onu Türk ulusunun kalbine daha çok, daha sağlam, daha güçlü bir şekilde yerleştirdi.

Günümüzün iktidarı ne yazık ki Atatürk’e savaş açmış gibi...

AKP döneminde Atatürk’e karşı saldırılar arttı.

Adını bile duymak istemedikleri Atatürk’ü unutturmak, Laik Cumhuriyet reformlarını yok etmek için ellerinden geleni yaptılar, yapıyorlar.

Atatürk’ün adı caddelerden, meydanlardan, havalimanlarından, statlardan silindi...

Onun ismini taşıyan kurumları, binaları ortadan kaldırmak için yasalar bile çiğnendi!

Atatürk’e hakaret edenlere siyasette, bürokraside önemli görevler verildi, vs...

Bütün bunlar “Laikliğe karşı odak olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanarak mahkûm edilen AKP” zamanında oldu.

Fakat... Günümüzün iktidarı Atatürk’ü yok etmeye çalıştıkça o daha da büyüyor, her geçen gün değeri daha çok anlaşılıyor.

Ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye, bir Afganistan ya da bir İran olmayacak!

“Uykularımız kaçıyor!”


4 milyondan fazla Suriyeli mülteciden sonra yüz binlerce Afganistanlının akın akın Türkiye’ye gelmesi, sığınmacı sorununu tehlikeli hale getirdi.

İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Danışmanı Aytun Çıray düzensiz göçlerin bir beka sorunu olduğunu belirterek bunun mutlaka kontrol altına alınması gerektiğini belirtti.

Eski yılların önemli büyükelçileri ve üst düzey bürokratlarının da gidişattan çok endişe duyduklarını kaydeden Aytun Çıray bana gönderdiği e-postada şöyle diyor:

“Şimdi son Afgan göçünün başlaması üzerine zaten kaygılı olan ve geçmişte devlette birlikte görev yaptığımız birçok bürokrat ve büyükelçiler, hatta yüksek yargının en üst makamlarına kadar ulaşmış çok değerli hukukçular beni arayarak bu denli büyük bir beka sorunu ile ilk defa karşılaştığımızı ifade ederek derin kaygılarını belirtiyorlar. Hatta bazıları ‘Uykularımız kaçıyor’ diyor.

Bunları söyleyen insanların derin devlet deneyimleri göz önüne alındığında, içine girdiğimiz sürecin felakete dönüşmekte olduğu açıktır. Tek çözüm ise erken seçimdir. Genel Başkan Erdoğan’ın şahsında vücut bulan AKP, ilk seçimde gönderilmelidir ve gönderilecektir. Saygılarımla.”

TEBESSÜM

Temel mezarlık bekçisi!


Uzun süre iş arayan Temel, sonunda “Mezarlık bekçisi” olarak işe başlamış. Fakat daha iki gün geçmeden “Ben burada çalışmam” diyerek işi bırakmış.

Arkadaşları merakla “İşi neden bıraktın?” diye sormuşlar.

Temel suratını asarak:

“Yahu” demiş “Orada bulunan herkes yatıyor, bir ben çalışıyorum. Alnımda enayi mi yazıyor benim?”

GÜNÜN SÖZÜ


En doğru, en gerçek yol uygarlık yoludur. (M. Kemal Atatürk)