İlhan Kesici, esprili, ekonomi bilgisi üst düzeyde, nitelikli bir parlamenterdir.

CHP İstanbul Milletvekili Kesici, ülkenin gidişatını ve ekonomik olayları eleştirirken kitabi bilgilerle yetinmez, konuşmasını esprili bir dille anlattığı fıkralarla süsler.

Cuma akşamı, Tele 1’de Uğur Dündar’ın sunduğu Demokrasi Arenası programına katılan İlhan Kesici, AKP’nin Türkiye ekonomisini ne hale getirdiğini anlatırken Şair Eşref’ten ilginç bir örnek verdi.

★★★

Bilindiği gibi Şair Eşref (1846-1912) Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşayan büyük bir hiciv üstadıdır.

Asıl mesleği kaymakamlık olan ve geçimini devletten aldığı maaşla sağlayan Şair Eşref, dilini tutamayarak sivri sözleriyle padişahı, sadrazamı, vezirleri ve vali paşaları rahatsız ettiği için 12 yılda 12 defa çeşitli ilçelere sürülmüştü...

Her gittiği ilçede bir yıldan fazla barınamıyordu, çünkü tüm hükümet görevlilerini, eleştiren hicivleriyle şimşekleri üzerine çekiyordu...

Sonunda bir yıl hapse mahkum edildi.

Devletteki yolsuzluk ve rüşvet olaylarını dile getiren sert hicivleri nedeniyle hapis cezası verilen Şair Eşref, bir süre yurt dışında yaşamak zorunda kaldı.

★★★

İlhan Kesici’nin anlattığı olay şudur:

“Şair Eşref, İstanbul’da girdiği kaymakamlık sınavını kazanır ve Manisa’nın Kırkağaç İlçesi’ne kaymakam olarak tayin edilir...

Ancak... Kaymakamlık binası dökülmektedir... Her yağmur yağışında damdan akan sular neredeyse bütün binayı kaplamaktadır. Damdaki bütün kiremitlerin değiştirilmesi şarttır.

Şair Eşref, Sadaret (Başbakanlık) makamı kanalıyla İçişleri Bakanlığı’na bir telgraf çekerek damın tamir edilmesi için ödenek ister.

Osmanlı’nın son dönemleridir ve devlet hazinesinde para kalmamıştır. Bakanlık görevlisi vakit kazanmak için:

“Binanın nereleri akıyor? Ayrıntılı olarak bildiriniz.” diye bir mektup yollar.

Tepesi atan Şair Eşref’in cevabı şöyle olur:

“Hükümet binasının, musluklarından başka her yeri akıyor!”

★★★

İlhan Kesici programda bu olaydan bahsettikten sonra:

“Bizim ekonomimizin de her yeri akıyor. Tutturulabilecek yer yok!” dedi.

Gerçekten ekonomideki hal-i pür melâlimiz (acınacak halimiz) ne yazık ki, böyle.

Peş peşe gelen ağır zamlar, hızla artan dolar kuru, yükselen enflasyon, ülkeyi saran işsizlik... Say say bitmez!

Artık, ekonomide açılan delikler dikiş tutacağa benzemiyor.

Bu vesile ile büyük hiciv üstadımız Şair Eşref’i bir kez daha rahmetle andık.

Hasta can derdinde polis ifade peşinde!


Kendi kendime hep soruyorum:

Nasıl bir ülke olduk? Neden bu hale geldik?

Hak, hukuk, sevgi, şefkat, kardeşlik... Nerede kaldı bunlar?

Murat İde’nin başına gelenler bunları bana bir kez daha hatırlattı.

Murat İde, İYİ Parti lideri Meral Akşener’in basın danışmanı...

Kalp damarları tıkandığı için hastaneye yattı, iki koldan girilip, iki kalp damarına stent takıldı.

Bu kalp operasyonundan sonra Murat İde yoğun bakımda yatarken, kapıya polisler dayandı!

Savcı, gözden kaçtığı için verilmemiş bir ifade nedeniyle polis göndermiş hastaneye...

Hasta yoğun bakımda canıyla uğraşıyor... Aceleniz ne?

Murat İde’nin eşi ve kızı durumu İYİ Parti yönetimine aktarmış. Bir süre sonra gelen telefonla polisler hastaneden ayrılmış...

Durumu iyiye giden Murat İde:

“Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla (ki etmedim) yoğun bakım kapısına polis gönderen adalete (!) teessüf ediyorum.” dedi. Başka  ne desin?

GÜNÜN SÖZÜ


AÇ yaşayan insanlar arasında TOK olmak kimseye gurur vermez!