Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kanunu’nun 4’üncü maddesi:

“Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır” der ve bankanın bunun için uygulayacağı para politikasını doğrudan doğruya kendisinin belirlemesini, kendi sorumluluğu altında kararı bağımsız olarak vermesini emreder.

Peki, uygulama böyle mi? Hayır!

Merkez Bankası’nın dizginleri tamamen Saray’ın elinde...

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir gün önce “Merkez Bankası bağımsız, ancak, faizi savunanlarla birlikte yürümeyiz!” demişti.

“Birlikte yürüyemeyiz” demek, “İşine son veririz” demekle aynı anlamda!

Nasıl bağımsızlık bu?

Mesajı alan Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu da yasanın emrettiğini değil, Saray’ın emrini yerine getirdi.

Böylece başkan, koltuğunu kaybetmemek için siyasi iradeye boyun eğerek, Türkiye’ye zarar verdi ve diğer tüm yöneticilerle birlikte tarihe geçti!

İleride nasıl anılacaklar, tahmin etmek zor değil!

Şimdi, doların ateşi sönmüyor, paramız o ateşin karşısında eriyor da eriyor!

Dünyada hiçbir Merkez Bankası, kendi bastığı paranın değerini böyle yerlerde süründürmez. Bizimkiler ise süründürüyor! Çocuklarının, torunlarının yüzüne nasıl bakacaklar, merak ediyorum.

★★★

Eski Milli Savunma, Devlet ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Merkez Bankası’nın politika faiz oranını indirerek ekonomiye vurduğu darbeyle ilgili olarak:

“Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlamak göreviyle bağdaşmayan faiz indirimleriyle dar gelirli vatandaşları yoksullaştıran uygulamalardan vazgeçmelidir. Aynı biçimde Cumhurbaşkanı’nın, Merkez Bankası’nın bağımsız olarak belirlemesi gereken para politikasını yönlendirmekten vazgeçmesi, Türk Lirası’nın değerinin koruması bakımından zorunludur” diye açıklama yaptı.

★★★

Ülkede artık her şeye “BİR KİŞİ” karar verdiği için Merkez Bankası YASASI, Merkez Bankası “TASASI” oldu...

Bundan sonra Merkez Bankası’nın bağımsızlığından söz edilemez!

Olan millete oluyor!

Allah sonumuzu hayırlı etsin!

Maşallah 116 partimiz var


Türkiye’de siyasi parti bolluğu yaşanıyor. “Siyasi Parti enflasyonu” var.

Bu yıl içinde 13 parti daha kurularak toplam siyasi partimiz 116’ya yükseldi.

Her parti kuruluşu sırasında İçişleri Bakanlığı’na dilekçe veriyor ve bakanlık bu partilerin kongrelerini yapıp yapmadığını, yasal şartları yerine getirip getirmediğini takip ediyor.

116 partiden kaçı seçime katılabilecek, bu henüz belli değil.

Tüm bu partilerden sadece 5’i yasaya göre Hazine yardımı alabiliyor:

AKP 280 milyon 279 bin lira...

CHP 149 milyon 134 bin lira...

HDP 77 milyon 65 bin lira...

MHP 73 milyon 99 bin lira...

İYİ Parti 65 milyon 588 milyon lira.

Seçim yıllarında partilerin alacağı devlet yardımı artırılıp 3’e katlanıyor.

Barajın altında kalmasına rağmen yüzde 3’ten fazla oy alan partilere de orantılı olarak destek veriliyor.

Eğer bir erken seçim olursa milletin vergilerinden partilere verilecek miktar 1 milyar 395 milyon 492 milyon lira olacak.

Bu millet daha ne kadar fedakârlık yapsın?

Haydi, çözün bilmeceyi!


Öğretmen sınıfa girince:

“Bir bilmecem var çocuklar” demiş...

Bilmece meraklısı olan çocuklar neşe içinde “Haydi sor, sor!” demişler...

Öğretmen “Çözene 10 numara vereceğim” diyerek bilmeceyi söylemiş:

“261 milyar dolar cari fazla (döviz fazlası) veren Almanya yüzde 5 küçüldü...

37 milyar dolar cari açık (döviz açığı) veren Türkiye yüzde 21.7 büyüdü...

Haydi bakalım, çözün bu bilmeceyi!”

GÜNÜN SÖZÜ

Bir siyasetçi için hak edilmemiş alkış kalp para gibidir!