Yaşları 80 ile 90 arasında...

Ülkeye asker olarak uzun yıllar hizmet etmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde en üst rütbeye kadar yükselerek şeref madalyaları kazanmış 14 emekli general...

Kalplerinin vatan sevgisiyle dolu olduğu tartışılmaz...

Şimdi onlar ömür boyu hapse mahkûm... Ağır cezaevi koşullarında hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bazıları hastaneye kaldırıldı...

28 Şubat Davası’nda hüküm giyen bu 14 emekli generalden 13’ünün rütbeleri söküldü!

Rütbeleri alınan komutanlardan E. Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi
Nilgül Doğan’ın duygusal tepkisi toplumda geniş bir kitlenin görüşünü yansıttı. Nilgül Hanım rütbelerin alınması olayından sonra acı acı tebessüm ederek şöyle dedi:

“Onlar, sevenlerinin gönlünde paşaların paşasıdır. Kalplerindeki Atatürk ve vatan sevgisini de alabilirler mi?”

★★★

Genelkurmay Başkanlığı’nın mahkûm edilen emekli generallerin rütbelerini sökmekte neden bu kadar acele ettiğini anlamak zor!

Çünkü davanın Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi safhaları var. Bu süreçler beklenemez miydi?

Aynı Genelkurmay Başkanlığı, kamuoyunda “Cübbeli amiral” olarak bilinen Tuğamiral Mehmet Sarı hakkında aylarca soruşturma açmamış, tarikatçı amiral Ağustos ayında rütbesi ve bütün hakları korunarak emekliye sevk edilmişti.

Cübbeli, takkeli denizci bir tarikat mensubunu kollayan Genelkurmay’ın, Milli Güvenlik Kurulu toplantısındaki tavsiye kararına imza atanların rütbelerini sökmesi gerçekten şaşırtıcı oldu.

★★★

Şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir amirali olduğunu unutarak, devletin verdiği makam arabasıyla tarikat evine giden, şeyhinin önünde diz çöküp, el pençe duran takkeli-cübbeli amirale hiçbir ceza verilmezken, görevini yapan generallerin mahkûm edilip rütbelerinin sökülmesi âdil bir karar mıdır? Hukuki midir?

Bu durum, Türkiye’nin en deneyimli hukukçularından olan ve 4 dönem İstanbul Barosu Başkanlığı yapan Turgut Kazan’a soruldu. Cevap “Hayır! Hukuki değildir!” oldu.

★★★

Davanın hukuki olmadığını vurgulayan Turgut Kazan, Yargıtay kararında delillerin sahte olduğunun kabul edildiğini, ancak ‘Delile gerek yok’ dercesine mahkûmiyet kararının onandığını belirterek şöyle dedi:

“Önce takipsizlik kararı verilmişti. 8-10 yıl sonra yargılama yapıldı. Bu bir skandaldır. Anayasasına ‘hukuk devleti,’ diye kayıt düşmüş bir ülke için büyük ayıptır. Türkiye’de hukukun zerresi varsa Anayasa Mahkemesi ‘Hak ihlali’ kararı verir.”


TEBESSÜM

“Lider zor işlerle uğraşır”


Bugün iktidarın “İki sarhoş”tan biri diyerek haksızlık yaptığı 2’nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü büyük bir devlet adamıydı.

Süleyman Demirel 1966’da Başbakan olduğu vakit İsmet İnönü ana muhalefet lideriydi. Demirel, Cumhuriyet’in ikinci adamı olduğu için ona büyük saygı duyardı.

O günlerden bir anı:

Demirel, İsmet İnönü ile Meclis binasının önünde karşılaşır. İnönü gülümseyerek sorar:

“Meclis’in kaç merdiveni var biliyor musun Süleyman Bey?”

Süleyman Demirel biraz şaşırarak “Bilmiyorum” der.

Beklemediği bir soruyu cevapsız bırakan Demirel’in canı sıkılmıştır...

Birkaç gün sonra yine Meclis’te İnönü’nün yanına giden Demirel, onun kulağına eğilerek:

Efendim, Meclis’in 220 merdiveni var!” der.

“Kime saydırdın?” diye sorar İnönü...

Demirel “Bizzat kendim saydım efendim” der.

Bunun üzerine İnönü’den tarihi bir söz duyar:

“Bak Süleyman Bey, lider odur ki, zor işlerle uğraşır, böyle basit işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben Meclis’in kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum, sana saydırdım!”

Eski siyasiler böyle insanlardı... Ya şimdikiler nasıl?

GÜNÜN SÖZÜ

Adam olmanın rotası yobazlık değil, çağdaşlıktır!