Anayasa’nın 103’üncü maddesi gereğince Cumhurbaşkanı görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde şöyle yemin eder:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine ant çerim.”

Görüldüğü gibi Anayasa’mız, Cumhurbaşkanı’na “tarafsızlık şartı” getiriyor.

Peki, bugün Türkiye’de Anayasa’nın emri gereği “Tarafsız bir Cumhurbaşkanı” var mı? Hayır! Var olduğunu söylemek mümkün değil!

Adı üstünde “Partili Cumhurbaşkanı”

Parti genel başkanı olan bir Cumhurbaşkanı ne kadar tarafsız olabilir ki? Böyle bir şey düşünülebilir mi?

★★★

Peki, ideal Cumhurbaşkanı nasıl olmalı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na göre, Türkiye’ye şöyle bir Cumhurbaşkanı gerekiyor:

Öyle bir Cumhurbaşkanı olmalı ki, 83 milyonu kucaklamalı.

Seçtiğimiz Cumhurbaşkanı, mal varlığından dolayı birilerinin tehdidine maruz kalmamalı.

Efendim, Ali mi, Veli mi olsun? Anketler, şunlar, bunlar geziyor ortalıkta...

Ülkesini seven her vatandaş elini vicdanına koyup ‘Bu memlekette nasıl bir Cumhurbaşkanın olmalı?’ diye sormalı ve ona göre karar vermeli.

Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı değil bütün vatandaşları kucaklayan bir Cumhurbaşkanı olmalı.

Cumhurbaşkanı kendisi ve ailesiyle topluma örnek olmalı.

Cumhurbaşkanı sevecen, mütevazı, dürüst, adaletli bir insan olmak zorundadır.

Cumhurbaşkanı’nın, vatandaşın kimliğine, inancına, yaşam tarzına müdahale etmemesi lâzımdır.

Cumhurbaşkanı, yargı üzerindeki sivil vesayeti kaldırmalı, var olan hukuk sistemimizdeki darbe kalıntılarını temizlemeye söz vermelidir.”

★★★

Dertler denizinde yüzüyoruz. İşsizlik ürkütücü boyutlarda... Milyonlarca insan geçim sıkıntısı çekiyor, fakat...

Erken ya da geç seçimler olacak ve sandık vatandaşın önüne gelecektir.

“Türkiye’nin yeni, ahlâklı adaletli bir başlangıç yapması lâzım. Çöp kutusundan beslenen milyonları görmek istemiyorum.” diyen Kılıçdaroğlu’nun önemli bir iddiası var.

Bir iktidar değişikliğinden sonra Türkiye’de işlerin rayına girmesi ne kadar sürer?

Bugünkü ağır sıkıntılardan kaç ayda, ya da kaç yılda kurtulabiliriz?

Kemal Kılıçdaroğlu bu sorulara şu cevabı veriyor:

“İyi bir yönetimle 6 ayda bu memlekette herkes rahat bir nefes alacak ve 5 yıl içinde Türkiye bölgesinin yıldızı olacaktır.”

Bu çok önemli iddiayı defterimizin bir kenarına kaydettik. Takipçisi olacağız!

“Şehitler vurulunca değil unutulunca ölürler!”


“Emekliyiz ama emeklemiyoruz” diyen kadim okurum E. Albay Tahsin Ataizi’nden bir mesaj aldım:

“Canlarını bu vatan için feda eden şehitlerimizin çocuklarının okullarını bitirmelerine ve şehit ailelerine ‘Kurban bağışlarınızla’ destek olur musunuz?” diye soruyor.

Hatırlattığı iyi oldu, çünkü Kurban Bayramı yaklaştı...

TSK Mehmetçik Vakfı’na yapılacak “Kurban bağışları” ile yüreği yanık ailelere (analara, babalara, eşlere, yetim çocuklara) destek olmak artık bir vefa borcu haline geldi.

Giden geri gelmiyor. Ne yaparsak yapalım, ne verirsek verelim, şehit ve gazilerimize olan gönül borcumuzu ödeyemeyiz.

Şehitler vurulduklarında değil, unutulduklarında ölürler!

“Şehitler ölmez, vatan bölünmez” demek asla yeterli değildir. Sloganlarla bir yere varılmıyor, geride kalan eşleri ve yetim yavruları da düşünmek gerekiyor.

GÜNÜN SÖZÜ


Binlerce kilometrelik yolculuk bile, atılacak bir adımla başlar!