28 Şubat Davası’na hep “İntikam davası” olarak bakılıyor. İddianameyi hazırlayan savcının, yargılamayı yapan bazı hakimlerin Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu olduğu gerekçesiyle hükümlü, tutuklu ya da yurt dışında kaçak olduğu hep vurgulandı. Dahası dava sürecinde sahte olduğu öne sürülen belgelerden hemen her duruşmada söz edildi.

Komutanlar cezaevine girince birilerinin yüreğinin soğuduğuna ilişkin haberler yansıdı. Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) aldığı ve hükümete tavsiye ettiği kararların sonucuna bakarsak, 8 yıllık temel eğitime geçilmesinin dışında da o kararlardan uygulanan da olmadı. Silah ruhsatları denetim altına alınmış olsaydı, İçişleri Bakanlığı tarafından aranan kişilere silah taşıma ruhsatı verilir miydi? Üzerine gidilseydi pompalı tüfekler internetten alınabilir miydi? Tarikat bağlantılı kişiler bu kadar kritik görevlere getirilir miydi?

ŞABLON DİLEKÇELER

Aslında sanıklar dava aşamasında mahkemeye önemli bilgi ve belgeler sundu. Ancak bunların yeterince dikkate alınmadığı sanık avukatları tarafından belirtildi.  Askerlerden şikayetçi olan müşteki/katılanlarla ilgili bilgileri aktaralım:

-Toplam bin 148 müştekiden (sivil 757, asker 387, 4’ü ise tüzel kişi. Davada  388 kişiye (sivil 267, asker 117,tüzel kişi 4) bir başka deyişle üçte birine “Katılan” sıfatı verildi.

-Toplam 387 asker müştekiden 128 kişi ASDER’in (Adaleti Savunanlar Derneği) hazırladığı şablon dilekçeyi verdi.

-Toplam 128 ASDER şablon dilekçesi veren asker müştekiden 117 kişiye “Katılan” yani davanın tarafı sıfatı verildi. Bu oran yüzde 91’i buluyor

-“Katılan” sıfatı verilenlerden 117’si askerlerden oluştu.

-6 kişi (Vehbi Kara, İbrahim Töre, Mehmet Kurt, Yavuz Sulumeşe, Ersan Ergür ve Nejat Özden) aynı zamanda Uluslararası Savunma Danışmanlık ve Ticaret Şirketi’nin (SADAT) danışmanı. (Sedat Peker’in, SADAT’ın, Suriye’ye silah götürdüğü iddiası da son dönemde gündeme geldi.)

-3 kişi (Mustafa Hacımustafaoğulları, Bülent Demir, Hasan Hüseyin Uludağ) ASDER üyesi ve aynı zamanda SADAT danışmanı.

-Katılan sıfatı verilen 267 sivil kişiden 2’si (Addurrahman Dilipak, Reşat Petek) SADAT danışmanlarıdır.

-Katılan talebi bulunmayan / verilmeyen 1 asker müşteki (Nevzat Kaşif Tarhan) ASDER kurucu başkanı/üyesi ve SADAT danışmanıdır. 6 sivil müşteki (Hulusi Gülen, Engin Yılmaz, Mesut Kaya, Osman Kaçmaz, Cemil Turan ve İrfan Çalışkan) SADAT danışmanlarıdır. Askeri personelden Nevzat Kaşif Tarhan (istekle emekli) hariç tamamı TSK’dan “Tarikat iltisakı/ irticai faaliyetleri nedeniyle atılmış.

Davada, gerçek dışı, haksız ve düzmece iddialarla sanıklara suç ve olgu isnat ettiği belgesi ile tespit edilen, adaletin gecikmesine, tutukluluk süresinin uzamasına neden olan ve gerekçeli kararda yer alan müşteki/katılanlar hakkında sanık avukatları da suç duyurusunda bulunuyor.

SONDALI HAYAT

28 Şubat sürecinde Genelkurmay 2. Başkanlığı döneminde bulunan ve TSK’dan orgeneral olarak emekliye ayrılan Çevik Bir de sağlık durumu nedeniyle Adli Tıp’a götürüldü. Ben, tanık olduğum bir olayla Çevik Bir’in durumunu anlatacağım.

İnsanların yaşı gereği bazı rahatsızlıkları ortaya çıkıyor. Cezaevine konulan komutanların yaşları 73 ile 89 arasında değişiyor. Örneğin siz biliyor musunuz dönemin Genelkurmay Personel Başkanı emekli Korgeneral Yıldırım Türker’in, sonda takılı olarak hayatını cezaevinde sürdürmek zorunda bırakıldığını? Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın belindeki rahatsızlık nedeniyle yürümekte bile zorlandığını. 89 yaşındaki emekli Orgeneral Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi’nin cezaevinde nasıl yaşadığını?

Çevik Bir’de de “unutkanlık” baş gösterdiğini fark ettim. Kendilerine “Ömür boyu hapis cezası verildiğini” hatırlattığımda, “Nereden çıkarıyorlar anlamadım. Ben cezaevinde iki yıla yakın yattım, çıktım. Şimdi ne cezasıymış? Onca yıl sonra ceza mı olurmuş?” dedi. Ben yargının işleyişini anlatırken, cezaevinde yattığı dönemde “Tutuklu” olduğunu, şimdi ise hüküm verildiğini belirttiğimde, “Bunların gerçekle ilgisi yok. Kasıtlı olarak bunu gündeme getiriyorlar” dedi. Çevik Paşa’da, yaşı gereği olsa gerek unutkanlığının tırmandığını gözlemledim. Zaten, Adli Tıp’a da bu yüzden gönderildi.

İNTİKAM DAVASI MI?

Çevik Bir, her konuşmamızda davanın temelini oluşturan 5 no.lu CD’nin adli bilişim açısından güvenilir olmadığının bilirkişiler tarafından ortaya konulduğunu belirtiyor ve şunları söylüyordu:

“Cezaevinde en uzun süre yatan beş kişiden birisiyim. Tam 20.5 ayım cezaevinde geçti. Biz ilk günden beri CD’nin düzmece olduğunu belirtiyorduk. Devlete hizmet etmenin bazen ağır bedelleri de oluyor. Yanlış yapmadık, ülkemize hizmetten başka bir şeyimiz yok.”

28 Şubat Davası’nın sanıklarının yaşları gereği sıkıntı çektikleri doğru. Ama başlarının hep dik olduğunu, yanlış bir şey yapmadıklarını da hep dinledim. Bu davanın bir “İntikam davası” olduğuna ilişkin yorumlar ise hiç eksik olmuyor.


Dikili, Ayvalık Edremit, Burhaniye


Paneller, kitap fuarları; yazarların, şairlerin, siyasetçilerin buluşma, anıları tazeleme yeri oluyor. Sonra gece yarılarına, hatta sabah ezanına kadar devam eden sohbetlere türküler, şarkılar eşlik ediyor. Başkanlar da yaptıklarını anlatıyor.

İlçelerde büyük değişim yaşanıyor. Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, sahili tam anlamıyla “Sevgi yolu”na çevirmiş. 42 kilometrelik kesintisiz sahile sahip olan ilçe için Başkan Kırgöz, “Türkiye’nin Maldivleri” diyor ve ilçeye büyük ilgi olduğunu söylüyor. Başkan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle kaldırım ve asfalt çalışması bittiğinde ilçenin daha farklı bir yapıya bürüneceğini söylüyor. Sahil düzenlemesi büyük ölçüde bitmiş. İlçenin sembolü haline gelen kadın heykeli önünde fotoğraf çektirmek de neredeyse gelenek haline dönüşüyor. Çandarlı ve Dikili’de panellerin ilgiyle dinlendiğine de tanık olduk. Bergama’da rahmetli gazeteci ağabeyimiz Şakir Süter adına 10’uncusu düzenlenen gazetecilik yarışmasının ödül töreni de 27 Ağustos Cuma günü yapılacak ve ağabeyimi anacağız.

BAŞKAN CHP’YE GEÇİYOR

Balıkesir’in Ayvalık ilçesine gelmişken siyasi bir haber de vereyim. CHP’den aday gösterilmeyince DYP’den aday olan ve seçilen Mesut Ergin, yakında CHP’ye geçiyor. Kendisine sorduğumda bunu doğruladı. TBMM’de CHP Grup toplantısı sırasında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından rozeti takılacak.

Tarihi Alibey Kültür Merkezi’nin ikinci katı gazeteci-yazar ağabeyimiz rahmetli Bekir Coşkun adına kütüphane olarak düzenleniyor. Coşkun’un 5 bine yakın kitabı yakında yeni yerinde okurlarıyla buluşacak. Başkan Ergin’in yağmadan kurtardığı deniz kenarındaki yerin yıllık kirasının 315 lira olduğunu öğrendiğimde küçük dilimi yutuyordum. Orası uzun uğraşlar sonucu kurtarıldı ve şimdi yat limanı olarak yapılacak. 150 yıllık Kırlangıç Yaşam Merkezi ve tarihi vergi dairesi restorasyonları tamamlanmak üzere.

Cennet Ayvalık’ın Cennet Tepesi’ne kurulan seyir terası da açılıyor. Başkan Ergin çiftçiye de el uzatmış. Kooperatif kuruldu, satış merkezi açıldı. Tarihi Vural Sineması, Nejat Uygur Sahnesi olarak restore edildi, kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Geçen mayıs ayında dalgalar 56 özel, 19 gezi ve 15 balıkçı teknesini parçaladı. Uğraşlar sonuç verdi iki yanaşma yerinin yapımına başlanıyor. Yıllardır boş tutulan eski Vergi Dairesi de 7 milyon liralık harcamayla hikayesi olan ilçede, hikayesi olan başkanlık binası olarak yakında kullanılmaya başlanacak.

SABAHATTİN ALİ ANI EVİ

Nüfusu 161 bini bulan Edremit’in yaz döneminde nüfusu 1 milyona yaklaşıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyük önem verdiği kreş projesine Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Aslan da 3 kreş projesiyle katıldı. Tuzcu Murat Mahallesi’nde mahalle evinin temeli atıldı.

Kazdağları Edremitli için büyük önem taşıyor. Yaşamının bir bölümünü Edremit’te sürdürmüş olan Sabahattin Ali Anı Evi açıldı. Kooperatifleşme de Başkan Aslan’ın vazgeçilmezleri arasında. Bu yolla 352 kişiye istihdam sağlandı. İkincisi yapılan Edremit Kitap Fuarı’na olan ilginin arttığını gözlemledim.

DEMOKRASİ, ÖZGÜRLÜK ADALET

Burhaniye Belediye Başkanlığı’ndan önce Ali Kemal Deveciler, CHP Balıkesir milletvekili olarak görev yapıyordu. Deveciler, başkan olarak yaptıklarıyla iz bırakıyor. 5 milyon lira sermayeli Burhaniye Belediyesi Turizm Şirketi’nin varlığını 10 milyar liraya yükseltti. Otel, lokanta, çay bahçeler, kafeteryalarında, kahvaltı salonlarında onlarca çalışanı var.

Şirketin yönetim kurulu, genel müdürü, yardımcıları yok. Deveciler de bir kuruş bile “Huzur hakkı” almıyor. Anlattığına göre kimseyi işten çıkarmamış. İşe göre adam alıyor. Belediye meclisinden 5 milyon lira borçlanma yetkisi almasına rağmen bunu kullanmadı. Sahil düzenlemelerine 20 milyon lira harcanmış.

Hakkını verelim, Burhaniye her yönüyle farklı bir ilçe olmuş. 15 bin metrekarelik Özgürlük, 25 bin metrekarelik Demokrasi parkından sonra 60 bin metrekarelik Adalet Parkı geliyor. Eğitime destek amacıyla da önemli atılımları var. Atanamayan öğretmenler belediyenin açtığı dershanede çalışıyor.

MEZAR DA PARASIZ

Ali Kemal Deveciler yaptıklarını coşkuyla anlatıyor. “Burada mezar da kefen de, defin de bedava” diyor. Dahası, definden sonra yemek de belediye tarafından karşılanıyor. Acılar içindeki aile bir de mezar parasıyla, yemek parasıyla uğraşmıyor.

Belediye, aylığı 40 bin liradan 12 yıllığına deniz kenarında 230 yataklı bir de otel kiralamış. Aşçılarını Bolu’dan getirmiş. Deveciler, her yere yetişmeye çalışıyor. O yüzden Burhaniyeliler de başkanın çalışmalarından memnun olduğunu belirtiyor. Kitap fuarı da siyasetçileri, yazarları, şairleri bir araya getiriyor.

Belki kimsenin ilgi göstermediği dönemde Aziz Nesin’den Fakir Baykurt’a birçok edebiyatçıya, sanatçıya, şaire ev sahipliği yapan sitenin girişine de onların maskını yaptıracak olan Deveciler, bunu da Serhan Asker’in Halk TV’de yayımlanan ve büyük ilgi gören “Görkemli Hatıralar” programında açıkladı.