Kuzey Irak topraklarında bulunan Koktitepe, askeri birliklerimizin yaz tertiplenmesi kapsamında karakol kurulan 8 bölgeden birisi. ABD’li bir komutan, yanında peşmergelerle, hatta PKK’lılarla üs bölgesine gelip askerlerimizden hesap sormak istemişti. Üs bölgesinde görevli Jandarma Kurmay Albay Aziz Ergen, ABD’li Albay Martin Rollinson’u ve beraberindekilerini uyarmasına rağmen onlar üs bölgesine yaklaşmaya devam edince yakalayıp silahlarına el koydu. Dahası, albayı soyundurdu. Bu olay ABD’li askerlerin, Türk askerinin başına çuval geçirmesinin bir yerde karşılığı oldu. Olayı, yıllar önce Aziz Ergen bana anlatmış ve o dönem çalıştığım gazetede haber manşetten duyurulmuştu.

Albay Martin Rollinson


Dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın 21 Ağustos 2021’de vefat etti. Vefatından kısa süre önce bana bu konuyla ilgili ABD makamlarıyla yaptığı görüşmenin ayrıntılarını bildirdi. İşte, o iletiden bir bölüm:

Emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın


ÖZEL KUVVETLERDE, ABD’Lİ SUBAY

“Koktitepe Üs Bölgesi, Kuzey Irak topraklarında. Irak’ta egemen güç olduğu için konu Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı olarak tarafımdan imzalanan bir belgeyle Ankara’daki ABD Büyükelçiliği’ne bildirilmişti. Bu yazıda çok net hatırlıyorum ki, üs bölgesine yerleşme konusunda müsaade isteme gibi bir ifade yoktur. Yalnızca bildirilmiştir.

Albay Martin Rollinson, Silopi’deki Özel Kuvvetler Harekat Üssü’nde, ABD irtibat subayı olarak görevlendirilmişti. Albay Aziz Ergen’in bulunduğu tepeye gelişi irtibat subaylığı kurallarını tamamen çiğnemektir. Silopi’de bulunan ilgili özel kuvvetler birimi kendisinin defalarca Irak tarafına geçtiğini rapor etmişti. Olay yerine rahmetli Orgeneral Aytaç Yalman’ın direkt müdahalesi yanlıştı.

O ALBAYI ÇAĞIRTTIM

Olay sonrası özel kuvvetlere verdiğim emir gereği Martin Rollinson, Genelkurmay’daki ofisime getirilmiştir. Yanında Ankara’daki savunma işbirliği ofisinin başındaki Amerikalı havacı Tümgeneral Pete Sutton vardı. ABD’li Albay Martin Rollinson, Türkçe konuşmaya başladı. Sutton, Türkçe bilmediği için İngilizce konuşmasını söyledim ve bu şekilde hareket ettiği taktirde ülkeyi terk edeceğini tehditkar sözlerle ifade ettim. (Bu konularla ilgili Wikileaks belgelerinde sızıntı olarak Büyükelçi Edelman tarafından onaylı belgeyi de gönderdi.)

Burada önemli olan husus ABD makamlarının eleman yetiştirmede kullandıkları yöntemdir. Martin Rollinson, Türkçe öğrenmek için geçtiği kademelerde mükemmel şekilde öğrenmiş ve sonunda Silopi’deki Türk Özel Kuvvetler Harekat üssüne gönderilmiş.”

“Peki bu durum biz de nasıl?” diye sorduğumda rahmetli komutan şunları anlatmıştı:

“Bizde ise dinleme istasyonlarında görevde iken yaptığım incelemelerde, komşu ülkelerle ilgili konsollarda görev yapan elemanlarımız ne dinlediği ülkeyi görmüş, ne de kullandığı lisana hakimdir. Bu bir zafiyetken aynı şahıs başka bir komşumuzun dinleme istasyonuna tayin edilmiş ve oranın da lisanına hakimiyeti yoktur. Eğer büyük bir ülke olmak istiyorsak görevlendirilen kişi, ilgili ülkede sokakta lisana hakimiyet sağlamalı ve orada yaşayarak bulunduğu ülkenin lisanına tam hakim olmalıdır. Masrafları devletçe karşılanmalı ve ülkeye dönüşte dinleme istasyonlarında en iyi şekilde görev yapabilir.”

ABD’NİN, TÜRKİYE RAPORU

ABD Ankara Büyükelçisi’nin 14 Eylül 2004 tarihinde gönderdiği “Gizli” kayıtlı yazının özetini okuyalım:

Eylül’ün 8’inde Türkiye Savunma işbirligi Ofisinden Tümgeneral Pete Sutton’dan gelen giriş konusmasında, Türk Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, ABD ile PKK’nın toplantı yapmalarından ve PKK lideri Osman Öcalan’ı ele geçiremediklerinden dolayı suçladı. ABD’yi, PKK’nın Kerkük’ün nüfusunu değiştirmesine izin vermekle itham etti. Ayrıca Türk askerlerinin, Kuzey Irak’ta ABD ayrıldıktan sonra da kalıp PKK’yı izlemeye devam edeceğini ilave etti. Yalçın, ABD’nin Iraktaki Türk kamyon şoförleri için emniyetin sağlanması konusunda da adımlar atmalarında ısrar etti. Türk Lojistik ve irtibat hatları kapatılırsa koalisyonun tedarikler için Basra körfezini  kullanmak zorunda kalacağını da ifade etti.

Umumiyetle kıdemli  Türk Genelkurmay üyeleri, Savunma İşbirligi Ofisi toplantılarında samimi ve yatıştırıcı olmalarına rağmen, Tümgeneral Pete Sutton geldiğinde, Türk Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, 8 Eylül nezaket çağrısı toplantısında daha agresif bir yaklaşım benimsedi.” 

3X5 KARTLARINDAN OKUDU

ABD’liler her şeye dikkat etmiş. Korgeneral Yalçın’ın, notlarının yazılı olduğu kartların boyutlarının 3x5 olduğu belirtiyor ve o notlardan okunanlar, rapora şöyle yansıtılıyordu:

“ABD askeri görevlilerin Kuzey Irakta, PKK/Kongra-Gel ile toplantılar yaptığını bildiğini söyledi. General, ABD’nin, PKK’yı terörist bir organizasyon olarak beyan etmesine rağmen PKK ile niçin toplantı yaptığını sordu. Yalçın, Kuzey Irak’ta 5 bin PKK’lı teröristin olduğunu ve ayrıca bin 500’ünün Türkiye de operasyonlarına devam ettiğini belirtti. Türk askerlerinin Irak’ta PKK’yı izlediğini ve orada ABD askerleri olduğu sürece ve daha ileride de orada kalacaklarını belirti.

ÖCALAN’I NİÇİN YAKALAMIYORSUNUZ?

Yalçın, geçen Mart’ta Kokpitepe’de yaşanan hadiseyi anlattı. Türk istihbaratının bize Osman Öcalan’ın Kuzey Irak’ta nerede olduğunu bildirdiğini belirtti ve ABD’yi Osman Öcalan’ı yakalamamakla suçladı.”

Her konu gibi bunun da yorumu yapılmış. ABD raporunda “Yalçın, bizim PKK ve Öcalan hakkındaki görüşlerimizin olsa olsa hayalperest, en kötü ihtimalle de samimiyetsiz olduğu görüşünde. Oysa, Öcalan’ın yakalanmamasının sebebi Türk Genelkurmayı’ndan gelen çelişkili sinyaller ve hatalı Türk istihbaratından kaynaklanıyor” deniliyor. Yorumun ardından rapor şöyle sürüyor:

“Yalçın, bizi, Öcalan’ı yakalamakta olan başarısızlığımızdan dolayı azarladı ve ‘Bu terörist eğer Usame Bin Ladin olsaydı ılımlı görüşlerinden dolayı ele geçirme fırsatını kaçırır mıydınız?’ diye sordu.

Yalçın, Kerkük’teki nüfus dağılımı hakkında çok duyulan Türk endişelerini tekrar etti. Iraklı Kürtler’in Türkmen nüfusunu yerinden çıkarmakla ve doğal kaynaklar üzerinde egemenlik aramakla suçladı. Yalçın, petrolün yüzde kırkının bu bölgede olduğunu ve bütün Iraklılar’ın yararı için kullanılması gerektiğini söyledi.  ‘Bu çok hassas bir konu ve bütün ABD askerleri bunu biliyor’ diye sanki  bizim yan gelip Kürtler’in Kerkük’ü almasına müsaade ettiğimizi ima etti.”

O TAVRIN, TAM TERSİ

Konuşmada başka konular da yer aldı. ABD’ye gönderilen gizli yazıda, komutanın tavrı için şu yorum yapıldı:

“Yalçın’ın bu mücadeleci tarzı tipiktir. Diğer Türk amiral ve generallerinin çoğunun hoş tavrının tam tersi.  Genelkurmay Harekat Başkanı olarak onun işi operasyonlardır ve PKK/Kongra-Gel üyelerinin Irak’tan Türkiye’ye sızması onun en büyük zorluklarından birisi haline gelmiştir. Bu bizim hareketsizliğimiz konusunda neden diğer tüm subaylardan daha fazla tutkulu olduğunu açıklayabilir.”

Metin Yavuz Yalçın, Koktitepe gerçeğini ve ardından yaşananları bana belgesiyle birlikte böyle anlatmıştı. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.