Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, son 8 yıldır her fırsatta; 17/25 Aralık soruşturmasını içine sindiremediğini dile getiriyor.
Tarafları keskinleştiriyor.

Zarrab davası mı, müteahhit davası mı; halk için hepsi bir.

Kedinin siyah ya da beyaz olması fark etmiyor.

★★★

Bayraktar’ın istifasını açıklarken söylediği “Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapıldı. Başbakan’ın istifa etmesi gerekir” sözleri unutulmadan yeni bir tartışma ortaya çıktı:

“Hırsız çuvalı...”

Bu çuvalda kimler var, kimler olmalı?

★★★

Bayraktar, 27 Ağustos tarihli son tweet’i üzerine kendisini arayan gazeteci Altan Sanca’ya “Reis, sayın cumhurbaşkanım beni hırsız çuvalının içine koydu ve attı” diyor.

Bayraktar’a dönemin Refah Partisi Eminönü İlçe Teşkilat Başkanlığı’ndan, İstanbul ve Eminönü Belediye Meclis Üyeliği, TOKİ Başkanlığı, AKP milletvekilliği ve nihayet bakanlık; hepsi Erdoğan’lı yıllarda oturduğu koltuklar.

Bayraktar, haksızlığa uğradığını düşünse de yıllarca kendisine güvenen bir lidere “laf” etmiyor... Yarın AKP ile zaten zayıflayan ipler koparsa bu tavırda değişiklik olur mu; göreceğiz...



★★★

Bayraktar, 17-25 Aralık tarihleri arasında defalarca Erdoğan’a ulaşmış, “Ben diğer üç bakan gibi yolsuzluk ve rüşvet soruşturması geçirmiyorum. Zarrab’ı tanımam bilmem. Bana görevi kötüye kullanma suçu isnat ediliyor. Açıklayabilirim. Beni bu üç bakanla aynı kefeye koymayın” demiş olsa da nafile...

Devletin zirvesinde “yolsuzluk” denince akla gelen 4 bakanlı toplu resmi değişmedi...

★★★

Bayraktar’ın “FETÖ kahpeliği” olarak nitelediği kasetlerde, müteahhit Ali Ağaoğlu’nun Zeytinburnu projesinde imar artışı talebi... Katar’ın; Sinpaş, Eksim ve Kuzu İnşaat ortaklığında Ataköy’deki araziye inşa edilen gayrimenkul projesine ilişkin görüşmeler yer alıyordu. Ataköy’de turizm alanı olarak belirlenen 125 dönüm araziye, denize 70 metre mesafede konut yapıldı. Bayraktar görevden alındıktan sonra 5 kat imar artışı verildi, halka açık olması gereken 60 dönümlük sahil projeye dahil edildi.

Bu projenin organizatörü yüzde 10 ortağı, 2018 yılında yaşamını yitiren İlim Yayma Cemiyeti’nin has evlatlarından Abdullah Tivnikli’ydi...

★★★

Belli ki; Bayraktar, “şimdilik” Erdoğan hakkında “Her insan hata yapar” diye düşünüyor.

İktidar kanadında “hata” olarak algılanan her bir kararın, uygulamanın; vatandaşa yoksulluk, işsizlik, yoksunluk olarak yansıdığının farkında olmalılar...

Bayraktar’ın üst üste attığı tweet’ler toplumsal hafızayı yenilemekle kalmayabilir.

Hukuki ve siyasi sonuçlar doğurabilir

★★★

Bayraktar’ın itiraz belgesini görmek isteyen Resmi Gazete’de yayımlanan şu ilana bakmalı.

25 Aralık 2013 tarihli Cumhurbaşkanı Abdullah Gül imzası ile başkanlığa (dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’a) gönderilen yazıda istifalar şöyle ifade ediliyor:

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım bakanlık görevlerinden İSTİFA ETMİŞLER ve İSTİFALARI KABUL EDİLMİŞTİR.

Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar BAŞBAKAN’IN TEKLİFİ ÜZERİNE BAKANLIK GÖREVİNDEN ALINMIŞTIR.”

Bu metin bize ne söylüyor? Yolsuzluk iddiaları hiç olmamış gibi hükümette kabine değişikliği olmuş, bakanlar istifa etmişler. Ne var ki; Bayraktar istifa etmemiş, görevden alınmış..

★★★

17-25 Aralık süreci malum.... Amerika’ya kaçan İran asıllı altın tüccarı Reza Zarrab ve dönemin bakanları Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış arasında “rüşvet ve yolsuzluk” işbirliği iddialarına konu olan kasetler ortalığa dökülmüştü.

Çağlayan ve Güler 25 Aralık 2013 günü “aynı cümlelerle” bakanlıktan istifa ettiklerini açıkladılar.  Bakanlara “rüşvet iddialarını yalanlama dilekçesi ile birlikte istifa mektubu da imzalattırıldığı” izlenimi doğmuştu.

★★★

Bayraktar kendisine de “hükümeti zorda bırakmayacak” bu yöntemi izlemesi için baskı geldiğini söylemişti. “Asla olmaz” diyen Bayraktar farklı bir yol  tuttu... 24 Aralık’ta dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e hem milletvekilliğinden, hem de bakanlıktan istifa dilekçesini sundu.

Bayraktar’ın bu dilekçesi dikkate alınmadı. Erdoğan “gönderdi”...