Türkiye’nin bilimle kalkınma rotası, bir gecede yönünü kaybetti. Gece saat 01.36’yı gösterirken düşen ya da düşürülen bir uçak kazası yaşandı. Karanlık yönleriyle sayısız soruyu ardında bırakan Atlasjet uçak kazasında 14 yıl önce 6’sı bilim insanı 57 yurttaş hayatını kaybetti. Onlardan biri olan Prof. Dr. Engin Arık’ın eşi Prof. Dr. Metin Arık, uçağın düştüğü saatlerde yine bir gece yarısı aradı. “İhanet, cinayet, komplo, kasıt, kandırdı, hain, rüşvetçi, hesap ver, iç dış düşmanlar, karımı öldürdüler!” gibi ağır iddialar, kanıtlar, zihninde aydınlanmayan karanlıkları art arda sıralıyordu. Yıllar yılı cevapsız kalıp içini kemiren sorular için Profesör Arık, suskunluğunu bozdu.

MİLLET ADINA

“Türkiye kazanın ardından tam üyelik sürecinden niye çekildi? Bilim insanları boşuna mı öldü?” diye soran Arık, yedek üyeliğe geçişten dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız’ı sorumlu tutup, “Hocaları gitmeye ikna edemeyince iki genç hocayı kandırdı. ‘CERN’e gireceğiz ama çok para harcamayacağız’ diyerek Cumhurbaşkanını da kandırıp ülkeyi yedek üyeliğe razı etti. Türkiye’nin kayıplarını gizledi. Bunu neden yaptığını, Türk Milleti’ne açıklamak zorunda. Cevabı Yıldız’dan bekliyorum” diye sordu. Arık’ın ağır ithamlarını 40 gün önce yazdım. Halen, AKP Kayseri Milletvekili olan Yıldız, sustu. Prof. Dr. Metin Arık’ın “Türk Milleti” adına sorduğu gibi “Türk Milleti” adına cevaplanması için meclis e-posta adresine 21 soru gönderdim.

DERLEME TOPLAMA

“Prof. Dr. Engin Arık’ın hayatta olması tam üyelik sürecini değiştirir miydi? Türkiye, yedek üyeliğe geçerek ne kazandı? Tam üyelik ulusal çıkarlarımıza uyumsuz mu? CERN’e tam üyelikte bakanlığınız döneminde yaklaşım değişti mi? Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi boş bir yatırım mıydı? Bilim insanlarının ölümü bu resmi ne kadar değiştirdi? Arık’ın toryum bilgileri yanlış mıydı? Hızlandırıcılar, yeni nesil nükleer enerji için umut vaat ediyor mu?” gibi sorulara verdiği cevabı danışmanı iletti. Türkiye’nin 60 yıllık CERN yolculuğu sanki internetten derlenip toplanıp, ilkokul öğrencisi seviyesinde cevaplanmıştı (!) AK Parti’nin nükleer enerjiye verdiği değer övülüp, kendi kendilerini alkışlıyordu. “Karımı öldürdüler” ithamına ‘üzüntü’ bildirip ‘yargıyı’ adres gösterdi.

TESELLİ İKRAMİYESİ

CERN’e 2008’de Türkiye’nin tam üye olduğunu, 2009’da Erdoğan ve ilgili kurumlarla müzakereyle yedek üyeliğe geçildiğini anlatmıştı. “Türkiye ne kazandı?” sorusunu Yıldız, “Ülkemizin ödeyeceği yıllık ortak üyelik aidatı, tam üyelik aidatının onda biri. İhale garantisi de yok. Siyasi karar mekanizması uygun gördü. Türkiye yedek üyeliğe geçtiği 2015’ten bu yana yılda 5.5 milyondan 35.5 milyon İsviçre Frangı ödedi. Tam üye olsaydık yılda 55 milyon İsviçre Frangı aidat ödeyecektik” diye cevaplayarak yedek üyelikle CERN’de Türkiye’nin oy hakkını kaybetmesi önemsizleştirilip, “CERN konseyinde oy hakkımız yok ama söz alma hakkımız var” diye de bir teselli verdi. Dünyanın bilim üssü CERN’e tam üyelik sürecinin önemini kavrayamayan iktidar, Türkiye’nin bilim politikasını maddiyata indirgedi.

BAŞKAN GEZ GEL

Türkiye’de hâlâ yüksek enerji fiziği çalışmalarını uluslararası standartlarda fonlayan bir yapı yok. Milyonluk değil, 10 binli rakamlar gerektiren deneylere bile bilim insanları mali destek bulamıyor. Doktora düzeyinde bu alanda çalışan 40 bilim insanından yarısı, destek bulamadığı için fizikte çalışmaktan vazgeçti. Geri kalanı da kapılarını bilime açan Almanya, Amerika, Fransa gibi ülkelere gitti. Beynimiz göçtü, göçüyor! İşittim ki, Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Balıkçı bu ay CERN’e gidiyormuş. Siz de işitin ki, CERN’e tam üyelik sürecini aynı dönemde başlatan Güney Kıbrıs, en geç 2022’nin ilk aylarında tam üye olup yedek üyeliğe razı olan Türkiye’yi CERN Konseyi’nde veto için oylamada el kaldıracak.

TANRI AFFETSİN

Profesör Engin Arık ve ekibi, Türkiye’de teorik deneysel parçacık fizik hızlandırıcı üssü kuracaktı, hâlâ kurulmadı. Bilimin ülke kalkınmasına eğer bir katma değeri yoksa, yedek üye de olmayalım. Türkiye’nin yedek üyelik için 6 yılda ödediği 35.5 milyon İsviçre Frangı’nı da (524 milyon TL) vermeyin (!) İktidar, bu parayla, bilim insanlarımızı kapan kıskanç Almanlardan 8-10 Mercedes daha alır. AKP, Diyanet’e 2022 yılı için 16 milyar lira bütçe ayırırken CERN’e yıllık tam üyelik bedeli 825 milyon TL’yi Türk bilimine çok gördü. Türkiye artık bilimden kısarak, bakkal hesabıyla kâr ettiğini düşünenlerin yönettiği bir ülkedir. Bilim insanlarından bu yoklukta kimse ülkeyi kalkındıracak buluşlara imza atmasını beklemesin. Türk bilimi ve bilim yolunda yitirilen bilim insanlarının ruhuna, son 5 yılda Hazine’den 58.6 milyar lira aktarılan Diyanet de artık bir dua okur!..