Atatürk’ün akıl ve bilim esaslı çağdaşlaşma devrimlerinin temelinde eğitim var. Kurtuluş Savaşı’na öğretmenleri almayıp savaş sürerken Maarif Vekilliği’ni yani Milli Eğitim Bakanlığı’nı kurdu. Cepheden gelerek I. Maarif Kongresi’ne katıldı. Eğitimli bir toplum için öğretmenleri nefer görüp, “Ordularımızın kazandığı zaferi siz tamamlayıp gerçek zaferi siz kazanacaksınız” diyerek öğretmenleri onurlandırdı. Savaş sonrası, “Vatanı kurtardınız. Şimdi ne olmak istersiniz?” sorusuna Başkomutan Atatürk, “Cumhurbaşkanı olmasaydım eğer Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim” diye cevap verecekti. 93 yıl önce Harf Devrimi’nin yapıldığı 1928’in 24 Kasım’ında Büyük Atatürk’e ‘Başöğretmenlik’ unvanı verildi.

ATATÜRK AYAKTAYDI

Milli Eğitim Bakanı olmasa da Başöğretmen Atatürk, sınıfına misafir olduğu öğretmenlerin kürsülerine kurulup hiçbir zaman oturmadı. Öğrencilerle yan yana tahta sırada oturup ders dinledi. Çankaya’ya huzuruna çıkacak öğretmenleri ayakta kapıda karşılayıp uğurladı. Başöğretmen olduğu o günden 53 yıl sonra 1981’in 24 Kasım’ında yani bundan 40 yıl önce o gün Öğretmenler Günü ilan edilip kutlanmaya başladı. Türkiye’den 28 yıl sonra bu kez UNESCO’nun önerisiyle Dünya Çalışma Örgütü’nün öğretmenlere ilk kez meslek statüsü verdiği tarih olan 1966’nın 5 Ekim’i de 25 yıldır Dünya Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. Dünya Öğretmenler Günü’nün üstünden henüz 3 gün geçmeden MEB’i 24 Kasım telaşı sardı.

MİLYONLUK MAAŞLAR

Başöğretmen Atatürk’ü anma telaşına mı düşüldü? Sanmıyorum. “Eğitimde asıl yük öğretmen maaşları” diyebilen eğitim bakanları olan bu iktidarın 8’inci ve son Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ilk kez bu özel günü ‘bakan’ olarak kutlayacak. O da diğerleri gibi öğretmenlerin fedakârlıklarını övüp OECD üyesi 33 ülke arasında Türk öğretmenlerin düşük maaşlarıyla 27. sırada olduklarından söz etmeyecek. Lüksemburg’da 15 yıllık bir öğretmenin yıllık 108 bin 624 dolar yani 964 bin 723 bin lira kazandığını, Türkiye’de aynı kıdemdeki bir öğretmenin ise 2021 maaş zammı eklense de aylık 5 bin 101 lira, yıllık 61 bin 212 lirayla 15.7 kat daha az maaşla evini kıt kanaat geçindirdiğini hiç konuşmayacak.

MAHÇUP OLSAYDINIZ!

Öğretmenlerin, maddi manevi yoksulluk ve itibar kayıplarını Mahcubiyetsiz Eğitim Bakanlığı (!) hiç dert etmiyor. “Eğitim ordusunun neferleri” diye iltifatlar yağdırmaya hazırlanılan 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne odaklandılar. Onlar, devlette en yüksek makamların huzuruna 2 ay sonra kutlama için çıkaracakları öğretmenlerin, bu kötü gidişata asla itiraz etmeyecek olan en uslularını seçip bulma derdine düştüler. Bakan Özer imzalı resmi yazı 81 vilayet, 922 ilçe, 18 bin 290 köy ve mezrada okullara gitti. Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği hatırlatılıp ek iş ve işlemler de eklendi. En geç bugün yani 8 Ekim’de mesai sonuna kadar Ankara’daki törenlere katılma kabiliyeti olup taşkınlık yapmayacak öğretmenler seçilecek.

ŞIK ŞIKIDIM GİYİNİN

Öğretmenler, devlet başkanı bile seçilmenin daha kolay olduğu adeta bir Öğretmen Seçme Sınavı’na (!) tabi tutulacaklar. Okul, ilçe, il milli eğitimde 3 ayrı komisyonda önce 15 kişilik komisyonun huzuruna çıkacaklar. Olimpiyat yarışı gibi 3 aşamalı elemede MEB’in aradığı 15 kriteri tutturup 100 üzerinden 100 puan alanlar 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde cumhurbaşkanı ve bakan huzuruna çıkarılacak. Temsil kabiliyeti 9 puan ediyor. Duygu ve düşüncelerini efendice (!) ifade eden 3 puanı kapacak. Konuşma, üslup, giyim ve davranış da 3 puan ediyor. Yüksek lisans 6, doktora 10 derken sepet dolacak. Öğretmenler Günü’ne kabul için 3 puan eden şık şıkıdım giyinmek için cepler nasıl dolacak? Sakın sormayın. Mango yiyip, smoothie için (!)

TAŞIYICI SÜTUNLAR

MEB’in 2021-2022 eğitim-öğretim yılı hazırlık ödeneği bin 250 lira ile ancak bir market sepeti doldurulabildiğini bizzat huzuruna çıkılacak olan cumhurbaşkanı uygulamalı öğretti. Türkiye, eğitimde geri kalırsa ekonomiden, kalkınmaya tüm dünya sıralamalarda en sonunculuğa mahkum olacak. “Eğitim öğretimin taşıyıcı sütunu öğretmenlerimizin mali ve sosyal imkanlarını güçlendirmeyi kendimize vazife ediyoruz” diye geçen yıl kutlamalarda nutuk atanlar, eğitimin taşıyıcı sütunu öğretmenleri, maddi-manevi ve mesleki itibarsızlaştırma ile çökertti. Atatürk’ün, “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Unutmayınız ki, cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir” sözünü unutmayın. Öğretmenleri puanla seçerek, eğitimdeki eksileri artıya çeviremezsiniz.