Dünyanın her ülkesinde hükümetlerin görevi, küçük yatırımcıları, yani sıradan vatandaşı, büyük sermaye gruplarına karşı korumaktır.

Bizim hükümet “küçük yatırımcının çarpıldığı”nı bizzat açıklıyor.



Küçük yatırımcı çarpıldığı için davul zurnayla halay çekiyorlar.



Namuslu televizyonlar, üniversite öğrencilerine mikrofon uzatıyor, aslan gibi bir delikanlımız mesela “acıktığımda su içiyorum, yemek düşünmemek için akşam erken yatıyorum” diyor.

Babası asgari ücretli pırıl pırıl bir kızımız, 20 yaşında, fakülteden çıkınca cep harçlığı için kafede çalışıyor, “çalıştığım kafede kahve içebilmek için iki saat çalışmam gerekiyor” diyor.

Herkes tuvalet kağıdının çok zamlandığını konuşuyor ama, ders notları için fotokopi 20 kuruştu, yüzde 100 zamlanmış, 40 kuruş olmuş, ekmek arası öğle yemeği yerlerse, fotokopiye para kalmıyor.

Bir başka kızımız, sırt çantasından çıkararak, dürüm gösteriyor kameraya, kıymalı pide, 20 lira, “akşama kadar bu” diyor, kahve içse, dürüme yetmiyor, dürüm almış, bugün kahve yok.



Hâlâ “yalan” diyorlar, “gençler iş beğenmiyor” diyorlar, “hükümeti kötülemek için hayali senaryo uyduruluyor” diyorlar, röportaj veren gençlerin öğrenci olmadığını, Chp militanı olduğunu yazan bile var.



Ucuz ekmek kuyrukları yağmur altında uzayıp gidiyor, soğuktan büzüşerek sırasını bekleyen yaşlı başlı insanlarımız başlarına gelen çaresizlikten gözyaşlarını tutamıyor, bir ömür çalıştılar, bir ömür, hayatlarının en rahat etmeleri gereken döneminde hayatlarının en sıkıntılı günlerini yaşıyorlar.



Hâlâ “muhalefetin yalanı” diyorlar, “ekmek alamadığı için kuyruğa giren kimse yok” diyorlar, “hükümete karşı algı çalışması” diyorlar.



Çok dar zamanlar gördü bu memleket...

Çok ekonomik kriz gördü.

Ama, vicdan paritesinin bu kadar düştüğü hiç görülmemişti.



Parayı icat eden Lidyalılardan beri, hiçbir iktidar zihniyetinin kendi milletine karşı bu kadar acımasızlaştığı görülmemişti.

Matbaa icat edildiğinden beri, hiçbir ülkenin gazetecileri, kendi milletine karşı bu kadar pespayeleşmemişti.



“Menfur” kıymetler borsasına çevirdiler Türkiye’yi...

Gençlerimizin geleceğinin satıldığı, yaşlılarımızın son demlerinin bozuk para gibi harcandığı, “menfur” kıymetler borsası.



İnsana verilen değer bu kadar ucuzlamışken... Enflasyonu düşük göstermek için, insan hayatını enflasyon sepetine koyarlarsa, şaşmayın artık!