Dünya Etnospor Konfederasyonu başkanı epeydir görünmüyordu, özledik doğrusu. Bir süredir okçuluk faaliyetlerine katılmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan geçen gün Çorum’a gitmiş. Orada, Türkiye’nin ‘oba konseptindeki’ ilk gençlik kampının açılışını yapıp ‘uzmanlık alanıyla ilgili’ konuşmuş, çok değerli bilgiler paylaşmış. Ajanslar haberini geçince okuyup bilgi dağarcığımızı geliştirdik biz de! Uzmanlık alanı olduğu için tane tane anlatmış:

“Benim uzmanlık alanım, doktora alanım Avrupa! Batıda intihar olaylarında çok büyük artışlar oldu! Aile mefhumu kayboldu! Cinsiyetsizlikten tutun bir sürü şeyleri batı medeniyeti kendi içinde test ediyor. Huzur diye bir şey kalmadı! Şu an Avrupa’nın geleceği karanlık! Seçimler yapılıyor, hükümet kurulamıyor! Ülkeler birbirleri ile kavga içinde! Avrupa’da lider denilecek bir tane adam yok! Hepsi komik duruma düşmüş!”

Doğru söze ne denir!

Mesela Yunanistan... Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu, ‘adam’ değil bir kadın. Daha önce de ülkesinin yargıtay başkanıydı.

Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Almanya’yı yönetenler de ‘adam’ değil.

Angela Merkel’i anlatmaya gerek bile yok. 15 yıldır Başbakan. Onun döneminde zenginliklerine zenginlik katan Alman milleti ‘gitme’ diye yalvardı neredeyse, o ‘hayır tadında bırakayım’ dedi. Son günleri artık. Bugün mesela, Türkiye’ye gelip Cumhurbaşkanı ile görüşüp mühim mesajlar verecek. 

Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, dünyanın en genç lideri olarak koronavirüs salgınında halk desteğini yüzde 85’e çıkardı! Kahverengi saçı kaşı, mavi gözleri ya da kadın olduğu için mi? Hayır, başarılı olduğu için, salgında ülkesindeki insanları ‘Mevlam kayıra’ deyip ‘tek başlarına’ bırakmadığı için.

Katrin Jacobsdottir, İzlanda Başbakanı. Onun öngörülü yönetimi sayesinde salgına en erken müdahale eden ülke oldu İzlanda.

Sırbistan Başbakanı Ana Brnabic, Belçika Başbakanı Spohie Wilmes, Danimarka Başbakın Mette Frederiksen, Norveç Başbakanı Erna Solberg, Slovakya Devlet Başkanı Zuzana Kaputova, Estonya Devlet Başkanı Kertsi Kaljulaid, Hırvatistan Devlet Başkanı Kolinda Grabar-Kitarovic, Gürcistan Devlet Başkanı Salome Zurabishvili... Hepsi hem kadın, hem de başarılı.

Avrupa Merkez Bankası’nın başında Fransız Christine Lagerde var.

Verdiği son 6 milyar doları “Eyy IMF falan demeden’ havada kaptığınız Uluslararası Para Fonu’nun başında Bulgar asıllı Kristalina Georgieva var, kadın.

Avrupa Birliği Komisyonu’nun başında da bir kadın var. Alman Ursula von der Leyen. Almanya’nın Savunma Bakanı’ydı önceden.

Bilal Erdoğan’ın altını çizerek söylediği “geleceği karanlık” haldeki Avrupa’da kadın yönetici oranının zirvesinde Letonya ve Bulgaristan var! Letonya’da yöneticilerin yarıdan fazlası kadın. Hatta tam rakam vereyim, tüm yöneticilerin yüzde 53.5’i kadın! 

İkinci olan Bulgaristan’da yöneticilerin yüzde 49’u kadın! Polonya, Macaristan, İsveç, Norveç, Fransa, İngiltere, Romanya, Yunanistan ve Almanya ilk sıralarda.

Üst düzey kadın yönetici oranında ise zirvede Romanya var. Yönetim kurulu üyeliğine bakınca kadın oranı 28 Avrupa Birliği ülkesinde yüzde 29... Yani, her 100 üst düzey yöneticiden 29’u kadın Avrupa’da! Üstelik bu sayılar her yıl yükseliyor.

***

Kendi deyimiyle, “ABD’de Harvard’a giren en genç öğrenci” olan, Kıbrıs sorununu bir Yunanlı hoca ile çalışıp, Kıbrıs meselesinde onur tezi yazıp, onur derecesi alan, daha sonra Washington’da Dünya Bankası’nda sözleşmeli danışmanlık yapan, ardından İtalya’da Avrupa Birliği üzerine doktora yapan, evlendiğinde nikah şahitliğini ‘adamın dibi’ İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin yaptığı Bilal Erdoğan iyi biliyor bu işleri. Avrupa’da günden güne azalıyor Silvio gibi lider olacak adamlar! Hangi ülkeye baksan bir kadın lider, hangi büyük kuruluşa baksan tepe noktasında bir kadın yönetici çıkıyor karşımıza...

Avrupa ülkelerindeki insanlar baktılar ‘adamlardan’ pek hayır yok, yönetici olarak kadınları seçip yetkiyi onlara veriyorlar art arda. Sırada Avrupa’nın en büyüklerinden Fransa var. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, önümüzdeki seçimlerde Macron’un karşısına Sosyalist Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı olarak çıkacak.

Böyle giderse kısa süre sonra Avrupa’yı, hatta dünyayı; başarılı ve ‘önce sistem’ diyen çoğulcu demokrasiye inanmış kadınlar yönetecek. Biz ise şimdilik, her türlü sistemi tek adama bırakıp durmak yok yola devam diyeceğiz.

Bilmem anlatabildim mi!