Ağlanacak halimize gülmeye başladım duyunca yapılanı! Biri görse deli diyecek... Amaaan, derlerse desinler. Ankara’da olup bitenler yüzünden delilerin sayısı bir artmış ne fark eder! Ankara komikliğine gelmeden önce, para verip bize her istediklerini yaptıran Avrupa ayağından başlayayım...

Türkiye’yi bulsa bir kaşık suda boğacak olan Fransa Cumhurbaşkanı Macron mesela. Son zamanlarda bizi çok sever oldu. Katıldığı her toplantıda, “Türkiye ile işbirliğimizi artırmalıyız” diyor!

Şansölye Merkel zaten bizi takdir edip sık sık Ankara’dakilerle görüşüyor. O da “Türkiye ile çok yakın çalışmamız gerekir” diyor.

Yunanistan Başbakanı gelişmeler üzerine Ankara ile telefon trafiği başlatıp, “İki ülkenin de çıkarlarının korunması için mutabık kaldık” diyor.

Yunan Hükümeti’nin bir bakanı ise şaşıracaksınız belki ama şunu diyor: “Türkiye’ye daha fazla maddi destek verilmelidir...”

Türkiye’den hiç hazzetmeyen Avusturya Başbakanı Kurz, tam tur dönüş yapıp bizleri ne kadar çok sevdiğini göstermek istercesine, “Türkiye bu iş için en doğru yer” diyor.

Çekya Başbakanı Babis daha da ileri giderek, “Avrupa Birliği acil olarak Türkiye ile görüşmeli” tezini ortaya atıyor.

Asıl sürprizi Japonya yapıyor. Japonya Türkiye’ye çok uzak olmasına karşın bize olan sevgisini göstermek arzusu ile 410 milyon dolar kredi yardımı yapmaya karar veriyor. Japon Dışişleri Bakanı kredi yetmez, ayrıca Türkiye’ye 14 milyon dolarlık özel aşı yardımı da yapacağız diyor!

Avrupa ve birliğinin aniden sevgi böceği haline gelmesi, ülke yöneticilerinin Türkiye aşkı ile yanıp tutuşmasının nedeni biz değiliz tabi, göçmenler! Özellikle de yüzbinlercesi Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğru yola çıkan Afganlar... Avrupalı liderlerin amaçları aynı, Avrupa sınırlarını göç dalgasından koruyup, Türkiye’yi istasyon ülke yapmak.

Avusturya Başbakanı Kurz’un, “Göçmenler için en iyi ülke Türkiye” demesiyle, tee Japonya’dan gelen destek aynı sevginin(!) göstergesi... Bu yüzden Japon Dışişleri Bakanı açıkladı. 410 milyon dolar ‘kredi’ verelim, göçmenlerin yararına kullanır geri ödersiniz... Ayrıca bir 14 milyon dolar daha göndereceğiz. Bu para ile koronavirüs aşısı alıp ülkenizdeki göçmenlere iki doz uygularsınız!

Türkiye’ye göç konusunda bir destek de Belçika’dan geldi. Belçika’nın İltica ve Göçten Sorumlu Bakanı Sami Mehdi(!) Afgan mülteci akını öncesinde çağrıda bulundu, “Türkiye’yi Afganlar için güvenli bir üçüncü ülke haline getirmek, göç akışlarını yönetmemize yardımcı olacak” dedi. İşin tuhaf yanı, “Türkiye’ye daha fazla para verelim mültecileri Avrupa’ya göndermesinler” diyen Belçikalı Bakan Mehdi’nin Belçika’ya gelen Iraklı bir mültecinin oğlu olması!

Avrupa Birliği sağlamcı... Bizimkilerle bir anlaşma yaptılar yıllar önce. Geri kabul anlaşması! Bu kapsamda AB bize parça parça 6 milyar dolar verdi. Karşılığında Türkiye üzerinden Avrupa’ya kapağı atmış kaçakları ‘doktor, mühendis, atom profesörü’ falan değillerse aynen iade ediyorlar... Mesela Yunanistan, yakaladığı kaçakları ‘alın hayrını görün’ diyerek bize postalıyor. Bir şekilde kaçaklar Almanya’ya kadar mı gitmiş. Mühim değil, anlaşma var... Gönder Türkiye’ye!

Komedi bitti mi? Hayır, Ankara’da daha yeni başlıyor!

Bir rivayete göre 5 milyon Suriyeli, artarak sınırlarımızdan geçen 1 milyon da Afganlı kaçağımız var. Sonra Pakistanlılar var, Iraklılar var, Cezayirliler var, Bangladeşliler var, Faslılar var, İranlılar var, Mısırlılar var, Nijeryalılar var... Bir şey yapmak, kaçakları gerekirse tek tek yakalayıp ‘geldikleri yerlere’ göndermek lazım...

Çok bilgili, çok deneyimli, birbirinden uyanık idarecilerimiz bizler gülüp eğlenirken düşündü ve Ankara’yı kaçaklardan kurtarmanın formülünü buldu!

Bu nadide karar Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün eseri... Müdürlükten sevinçle şu duyuru yapıldı:

“Ankara ili mülki sınırları 2 Eylül itibarıyle geçici koruma kaydına kapatılmıştır. Ülkemizin başka illerinde kayıtlı olup fiilen Ankara ilinde ikamet eden geçici koruma statü sahibi Suriyeliler tespit edilip yakalanacak ve kayıtlı oldukları illere geri gönderileceklerdir!”

Parayı basan Avrupa Birliği ne yapıyor? Avrupa’da bulunan kaçakları yakalayıp, kaçarken uğradıkları Türkiye’ye gönderiyor.

Türkiye’nin idare edildiği Ankara yabancılardan geçilmez hale gelince AKP’li idareciler ne yapıyor? Ankara’yı dolduran yabancıları yakalayıp, geldikleri illere gönderme kararı alıyor.

Yahu, bu insanlar Suriyeli, Afganistanlı, Pakistanlı... Rizeli, Gaziantepli, Siirtli, Konyalı, Karamanlı, Adanalı’değil ki, ‘doğdukları illere’ gönderesin! Diyelim ki büyükler görmesin yağcılığı ile Ankara’da Suriyeli, Afganlı kalmadı... Konuyu halının altına süpürünce sorun çözüldü mü sanıyorsun?

Korkudan soramazlar ya... Farzedelim ki Adana Valisi çıkıp, “Kardeşim siz Ankara’da yakaladıklarınızı kayıtlı diye Adana’ya postalıyorsunuz da, biz nereye gönderelim onları” diye sorsa verecek yanıtınız var mı? İki de bir ‘eyy Avrupa’ falan diyorsun ama bak aynı kararı almışsın! Onlar hiç olmazsa üç beş sakal atıyor hazinemize, sen ne vereceksin mesela kayıtlı Suriyeliler’i gönderdiğin Adana’ya? İller Bankası’ndan ekstra  ödeme mi...

Yeni bir Ankara komikliği daha... Uyduruk çözümünüz olsa olsa, memleketi şey götürürken kafanızdan aşağıya gül suyu boca etmeye benziyor! Gül suyu ile o koku birleşti sayenizde, daha beter oldu... Kulaklarınızı biliyoruz da burnunuz da mı tıkalı?