Mayıs 2013’te, 2008 küresel kriz sonrasında uygulamaya başladığı genişlemeci para politikalarını kademeli olarak sonlandıracağı sinyalini veren Fed, o tarihte piyasalarda adeta fırtına koparmış, doların güçlenmesi aralarında Türkiye’nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkeleri derinden sarsmıştı.
DÜŞÜŞ GÖSTERİYOR
Oysa, ABD Merkez Bankası ve Uluslararası Ödemeler Bankası’na dayandırılan veriler, doların Fed’in önceki 4 sıkılaştırma döngüsünde ortalama yüzde 4.1 gerilediğini gösteriyor. Ancak ekonomistler, arka arkaya gelen faiz artırımı kararlarının önümüzdeki aylarda özellikle gelişen ülkeler için risk yaratacağını da ifade ediyor. Fed’in bir sonraki toplantısı 3-4 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek. Fed’in bu toplantıda da faiz artırması bekleniyor.
En önemli nokta: Bilanço küçültülmesi
Garanti BBVA Yatırım Direktörü Tufan Cömert ise yayımladığı araştırma raporunda, Fed’in faiz artışının fiyatlamaları değiştireceğini, ancak piyasalar açısından özellikle önemli olanın halen 8.9 trilyon dolar seviyesinde olan Fed bilançosunun küçülme hızı olacağını söyledi. Ekonomistler bilançoda 200 milyar dolarlık daralmanın 25 baz puan faiz artırımına eşit olduğunu hesaplıyor.
Tufan CömertFed’in faiz kararı nasıl etkileyecek?
1-Bazı stratejistler sıkılaşma dönemlerinin özellikle ilk aşamasında doların yükselmekten ziyade düştüğünü gösterdiğine dikkat çekerken, dolarda yükseliş bekleyenler de var.
2-Fed’in beklenenden daha şahin tonda söylemlerinin dolarda yukarı yönlü etkiye neden olabileceği öngörülüyor.
3-Yüksek getirili para birimlerinin orta vadede ilgi çekici olabileceği ve dolarda daha fazla yükseliş görülebileceği belirtiliyor.
4-Gelişmekte olan ülke para birimlerinin nasıl etkileneceğini ise doların yönü belirleyecek. Ancak piyasalarda 2013’deki gibi bir türbülans beklenmiyor.