Merkeze bağlı Andon olarak bilinen Küçükçayır köyünün turizm destinasyon projesi çerçevesine alınmasının ardından Andon suyu olarak bilinen suyun bu destinasyon içerisine alınması amacıyla analizi yapıldı.

Yapılan analizde sudaki arsenik oranı 27 kat fazla çıktı. Bunun üzerine İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri tarafından suyun yanına tüketilmesinin sağlığa uygun olmadığı yönünde uyarı levhası asıldı.


SU İÇEREK TEPKİ GÖSTERDİLER

Yıllardır şifalı diye içilen hayrata Rize İl Sağlık Müdürlüğü tarafından asılan "Bu suyun içilmesi sağlık açısından uygun değildir" yazısı bir süre sonra kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından yerinden söküldü.

Bölge halkı Andon suyu olarak bilinen suyun zehirli olmadığını, yıllarca buradan içilen suyun hiçbir insana zarar vermediğini inatla savunurken, suyun aktığı bölgede toplanan vatandaşlar tepkilerini suyu içmeye devam ederek gösterdi.



ÖLDÜRÜCÜ SEVİYE 1450 MİLİGRAM

Su kalitesi ve kirliliği konusunda çalışmalar yürüten, Rize'nin ılıca ve yüzey sularıyla ilgili incelemeler yapan RTEÜ Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Bülent Verep, kentteki ılıca suyuna ilişkin uyarılarda bulundu. Arseniğin kısa vadede anlık olarak etkili olabilmesi için çok yüksek miktarda alınması gerektiğini belirten Verep, şunları kaydetti:

Çeşmeye asılan uyarı yazısı söküldü


"Arsenik bir toksik metaldir. Toksik metallerin anlık ve kronik olarak etkileri olabilir. Arseniğin kısa vadede anlık olarak etkili olabilmesi için çok yüksek miktarda alınması gerekiyor. Yetişkin bir insan için 1450 miligram düzeyinde arsenik alındığı zaman öldürücü bir seviye olduğu söylenebilir.

Ancak yapılan analizlerde şu görülüyor; ölçülen değer, litre olarak alınırsa yaklaşık olarak bir insanın ılıca suyunu içerek ölebilmesi için aynı anda 4-5 bin litre su içmesi lazım.

Böyle bir durum söz konusu olmadığı için ılıca suyundan turistik amaçla gelip ziyaret eden vatandaşlarımızın bir bardak veya bir litre gibi miktarlarda içmesi önemli bir sağlık problemi oluşturmaz.

Ancak uzun vadeli olarak kullanımı durumunda insan sağlığı için uygun olmadığını söyleyebiliriz. Uzun vadeli ve devamlı kullanımlarda arseniğin insan sağlığı açısından özellikle cilt kanseri, daha sonra ise ciğer, böbrek gibi organlarda kanserojen etki yapabiliyor."



'TAVSİYE ETMİYORUZ'

Prof. Dr. Verep, ılıca suyunun halk sağlığını uzun vadede tehdit edeceğini belirterek şunları söyledi:

"Özellikle maden suyu kaynakları doğal olarak çıktıkları pozisyonda, insanoğlunun kullanımına çok uygun değildir. Bu tür durumlarda bu kaynaklara üretim tesisleri kurulup, su kaynaklarının insani kullanım düzeylerine tüm parametreler açısından getirilmesi sağlanabilir yani işlenmesi sayesinde insani kullanım düzeyine ulaştırılabilir.

Bu açıdan Andon ılıcasının düşük debili olması bu konuda şimdiye kadar bir ticari girişime uygun bulunmamıştır. Dolayısıyla Andon ılıca sularının bu açıdan uzun vadede kullanılmasını halk sağlığı açısından tavsiye etmiyoruz ancak düşük miktarlarda kullanılması konusunda bir sakınca olmadığını söyleyebiliriz diye konuştu.



"BURADA BİR OYUN DÖNÜYOR AMA ANLAMIŞ DEĞİLİZ"

İnsanların 150 yıldır ‘zehirli’ denilen sudan içtiğini, daha önce böyle bir şeyin ortaya çıkmadığını ifade eden bölgedeki işletme sahiplerinden Şemsettin Manavracı şunları söyledi:

“Bu suyun böbrek taşlarına, kuma, egzamaya iyi geldiği raporda yazılı. Kadın hastalıklarına iyi geldiği de yazılı. Biz 40 yıldır işletmeciyiz. Bugüne kadar hiç böyle bir şey söz konusu olmadı. Şimdi bir anda böyle bir şey çıkması bizi üzdü.

Buraya 24 saat gidip gelen insanlar oluyor. Çok büyük tepki oldu. Birisi de gelip tabelayı almış buradan. Kimin aldığını da bilmiyoruz. 5-10 yıl önce bize baskı yaparak burayı bizim elimizden almak istediler. O baskıya boyun eğmedik, şimdi de böyle bir şey oldu.

Biz bu suda arsenik falan olduğuna inanmıyoruz. Eğer varsa 150-200 yıldır neden insanlara söylemediler. 150 yıldır bu su burada akıyor, burada ölen olmadı. Bugüne kadar ne öleni gördük ne zarar göreni duyduk.

Burada bir oyun dönüyor ama anlamış değiliz. Gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. Biz bu tahlilin gerçek olduğuna inanmıyoruz ve başka bir ilde tahlil yapılmasını istiyoruz”



"1972'DE TAHLİL EDİLMİŞ BİR SORUN ÇIKMAMIŞ" 

Yapılan tahliller sonucunda içerisinde 10 mikrogram/litre arsenik olması gerekirken 27 kat fazla; yani 273,43 mikrogram/litre çıkan suyun 50 yıl önce de tahlil edildiğinin altını çizen Hüseyin Yıldırım ise şu ifadeleri kullandı:

“Bu su 1972’de tahlil edilmiş ve tahlillerde hiçbir sıkıntı olmadığı tespit edilmiş. Şimdi buraya gelip bu suyun arsenikli olduğunu tespit etmişler. Bizde buna inanmıyoruz. Bizim derelerimize, doğal sularımıza dokunulmasını talep etmiyoruz.

Bu tip sodalı su dediğimiz sulardan bölgemizde çok var. Bu sularımızın yaşlı insanlarımıza şifa getirdiğini biliyoruz. Büyüklerimiz bu sudan sürekli içti, şimdiye kadar bir şey olmadı. Biz bir rant için buraya müdahale edildiğini düşünüyoruz.

İlerisinde hiçbir yerleşim yeri olmadığı için katkı olabileceğini düşünmüyoruz. Biz bu suya müdahale edilmesini talep etmiyoruz. Daha iyi bir yerden tahlil alınıp yeniden inceleme yapılmasını istiyoruz.

Bu suyu alıp buradan eve getirmeye kalktığımızda suyun buradaki tadı ile aynı olmadığını biliyoruz. Biz bu sudan içiyoruz ve içmeye de devam ediyoruz. Bölge insanı da içmeye devam ediyor. Bu bölgedeki insanlar bu suyla mutlu.” (İHA)