Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM’deki AK Parti grubunun bir bölümüyle üç saatlik kahvaltıda buluştu.

Birçok meslektaşım gibi ben de ne konuşulduğunu merak ettim.

Düşündüm ki AK Partili vekiller Erdoğan’ı bulmuşken, vekili oldukları milletin sorunlarını aktarırlar.

Ancak öğrendim ki Erdoğan’ın “Serbestsiniz, her şeyi açık açık anlatın” demesine karşın, vekiller toplantının önemli bir bölümünde, 20 Aralık 2021 gecesi açıklanan yeni ekonomik model konusundaki övgülerini dile getirmiş, Erdoğan’ı alkış sırasına girmişler.

Gübre fiyatlarından, yeni yılda yağan zamlardan, vatandaşın buna tepkili olduğundan söz edenler de olmuş ama onları pek dinleyen olmamış. “Kürt meselesi konusunda daha özenli bir dil kullanmalıyız” diye uyaran vekil de sadece ‘not alınmış’.

Vekillerin Erdoğan’a daha çok anlatması beklenen kahvaltıda Erdoğan, vekillere yeni modeli halka detaylıca anlatma ve seçime hazır olma ‘ödevi’ de vermiş: “Gidin şehirlerinizde anlatın. Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz. İki üç aya her şey düzelecek.”

★★★

O toplantıya katılan AK Parti’li milletvekillerinden biri olduğunuzu düşünsenize!

Mesela Ardahan milletvekilisiniz. Gittiniz Ardahan’a. Ödev gereği dolaşmaya başladınız.

Esnaf yakınmaya başladı:

- Elektrik faturası uçtu gitti.

Ev ödeviniz gereği şu yanıtı vereceksiniz:

- İki üç ay daha dişinizi sıkın, yeni model işe yaradı. Fiyatlar düşecek her şey düzelecek.

Çiftçi çok dertli:

- Gübre fiyatını, mazotu yakalayana aşk olsun.

Ev ödeviniz gereği şu yanıtı vereceksiniz:

- İki üç ay daha dişinizi sıkın, yeni model işe yaradı. Fiyatlar düşecek her şey düzelecek.

Emekli kahvesindeki yaşlı amca sözü aldı:

- Geçinemiyoruz, faturalarımızı dahi zor ödüyoruz.

Ev ödeviniz gereği şu yanıtı vereceksiniz:

- İki üç ay daha dişinizi sıkın, yeni model işe yaradı. Fiyatlar düşecek her şey düzelecek.

Peki iki üç ay sonra ne olacak? Fiyatlar düşecek mi? Mazot yeniden 10 liranın altına inecek mi? Elektriğe yapılan yüzde 130 zam geri alınacak mı? Gübre fiyatı 5 binler seviyesine gerileyecek mi?

Zor biraz!

Peki bunlar olmazsa “İki üç ay daha dişinizi sıkın” diyen milletvekili o esnafın, çiftçinin, emeklinin karşısına bir daha çıkabilecek mi?

Velev ki çıktı.

“Hani iki üç ay dişimizi sıkacaktık, fiyatlar düşecekti, her şey düzelecekti” sorusuna yanıt verebilecekler mi?

Zor biraz!

Gençlerinize sahip çıkın Sayın Çavuşoğlu!


Bir Avrupa Birliği (AB) ülkesine Erasmus programı çerçevesinde öğrenci vizesi için başvurduk. Başvuru sırasında gördüm ki bu ülkenin gençleri sahipsiz. Büyükelçilikler her türlü zorluğu çıkarıyor yetmiyormuş gibi bir de aracı şirketler gençleri soyuyor.

Fransa, Danimarka, Hollanda, Belçika gibi ülkeler, vize işlemlerinin sekretarya kısmını VFS isimli bir şirkete ihale etmiş. Randevuyu oradan alıyorsunuz, onların istediklerini yerine getiriyorsunuz. Bütün kişisel bilgilerinizi, hem ıslak imzalı orijinal belgeleriyle hem ikişer adet kopyalarıyla onlara teslim ediyorsunuz.

Vizeye başvururken zaten 210 Euro idari harç, 22 Euro garantörlük belgesi parası ilgili hükümete ödeniyor. Bu yetmiyormuş gibi bir de hizmetleri karşılığında VFS’ye 525 TL servis ücreti veriyorsunuz.

Bu para da VFS’ye yetmiyor olacak ki bir de fotokopi faturası çıkarıyorlar. Her belgenin iki kopyasını istiyorlar ve bir sayfa fotokopi için 2.5 TL talep ediyorlar.

“Dışarıda çektirip getirebilirsiniz” deseler de en yakın kırtasiyeye gidip gelmeniz arabayla yarım saat sürüyor ve döndüğünüzde yeniden sıraya girmeniz gerekiyor.

İlk başvurduğumuzda gidip dışarıda çektirip gelmiştik. Ancak ikinci gidişimde ben zaman darlığından ve bir daha sıraya girmek istemediğimden orada çektirdim. 16 sayfa için 40 lira ödedim (Dışarıda 4 sayfaya 1 lira vermiştim. O hesapla 4 lira yerine 40 lira ödemiş oldum). Ülkemdeki asgari ücretin yaklaşık yüzde 1’ini 16 sayfa fotokopiye ödemek içime oturdu.

Kayıtlara geçsin diye kredi kartıyla ödemek istedim, masanın üzerinde pos cihazı olduğu halde “Sadece nakit alıyoruz” dediler. Ödediğim para karşılığında fatura istedim, vermediler.

Vergisiz kazancın dik alası değil mi bu?

Bu ülkenin AB’yle anlaşmaları çerçevesinde kazanılmış bir haktır Erasmus Öğrenci Değişim Programı. Bu hakkı kullanmak isteyen gençleri vize kuyruklarına dizip adeta soyuyorlar.

Sürekli ‘dik duruştan’ söz eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ülkesinin pırıl pırıl gençlerine uygulanan bu kötü muameleden, bu soygundan haberi var mıdır acaba?