Sevgili okurlarım Türkiye’de bu iktidar ve Saray tarafından alınan akıl ve mantık dışı kararları hep birlikte izliyoruz...Umursamıyorlar bile...

Aynı zamanda partisinin genel başkanı olan Cumhurbaşkanı birkaç gün önce önündeki elektronik aygıttan okuyarak açıklamış, sığınmacıları ülkelerine gönderebilmek için Suriye topraklarında yapılacak işler tek tek ortaya serilmişti.

Biz cebimizden para ödeyerek bunları yapacağız ve sığınmacılar Suriye’ye dönecek haaa! Buna kim inanır?

★★★

Yapılacak (!) işleri bir kez daha kısaca anlatayım...

On binlerce konut.

Çarşılar, dükkanlar, okullar, hastaneler ve camiler.

Kamu binaları. 

Meslek edindirme kursları açılacak, çeşitli atölyeler hizmete girecek. 

★★★

Bunların tamamı Türkiye’nin kaynaklarından karşılanacak, parası bizim vergilerle milletimiz tarafından ödenecek.

Peki bu işin bize ‘Hediyesi’ ne kadar olacak?

Bunu bilen yok!

Bu palavraları ortaya atanlar da bilmiyor.

Sayıları milyonlara ulaşan, bir bölümü seçimde AKP’ye oy versin diye T.C. vatandaşı yapılan sığınmacılar bu temelsiz iddialara bizden önce gülüp geçiyordur.

★★★

Ancak işin daha ciddi bir boyutu da var.

Bu inşaatları yapacağımız yerler Suriye toprağı...

Ve beğenelim veya beğenmeyelim, sevelim veya sevmeyelim, karşımızda koskoca bir gerçek duruyor.  

Orada bir Suriye devleti, başında bizimkilerin nefret ettiği Esad var.

Şu anda gerek Suriye ve gerekse Esad’ı düşman ilan etmiş durumdayız. En az 10 yıldan beri durum böyle.

Herhangi bir diplomatik ilişkimiz yok.

Tu kaka ilan ettiğimiz Suriye devletini tanımıyoruz.

★★★

Eyvallah, çok güzel!..

Ancak dünyanın durumu, diplomatik dengelerin ne zaman hangi yolda değişeceği hiçbir zaman bilinmez.

Varsayalım biz milyarlarca dolar ödeyip Suriye topraklarında başlattığımız bu yatırımları bitirdik, sığınmacıları oralara yerleştirdik...

Ama ya günün birinde Esad yeniden güç kazanır ve topraklarının tamamına egemen olmayı başarırsa...

Bizimkiler o zaman herhalde Esad’a çiçekler gönderip kutlar ve orada yaptırmış olduğumuz bütün yatırımların anahtarlarını elden teslim ederler!

Öyle ya, bunlar bu devirde kimsenin kimseye yapmayacağı kıyaklardır!

Suriye böylece büyük bir beleşe konmuş olur.

Okullar, hastaneler, camiler, atölyeler, asfalt yollar, altyapı ve üstyapı yatırımları...

Ve özellikle de kamu binaları!

Esad bunlara güzelce çöker, tepe tepe kullanır!

★★★

Şu çelişkiye bakar mısınız!

Hem “Sığınmacı kardeşlerimizi asla göndermeyeceğiz” diye nutuk atıyorlar, hem de onlar için Suriye topraklarında büyük yatırımlara girişiyorlar!

Devlet yönetiminde ciddiyetsizliğin ancak bu kadarı olabilir.

Kapılarımızı pek çok ülkeden en az sekiz milyon sığınmacıya açtılar...

Şimdi pişmanlar ama itiraf edemiyorlar...

Zira iş işten geçti, atı alan Üsküdar’ı geçti!

Ne yapacaklarını bilemiyorlar.

Pişmanlar ama bunu millet önünde dile getirmeleri elbette ki söz konusu olmuyor.

Durumu kuru nutuklarla idare etmeye çalışıyorlar.

★★★

Esad’a bir yanda bizim paramızla yaptıracakları armağanları, öbür yanda ise bu konuda kamuoyunu hazırlamaya çalışıyorlar!

Bunları düşünürken aklıma hep bazı şeyler takılıyor, yanıtını bulamıyorum.

-Bu iktidar 2011 yılında Esad’ı durup dururken niçin düşman ilan etmişti?

-Esad Türkiye’ye terör ihraç etmiyor, düşmanlık sergilemiyordu.

-Tam tersine Türkiye’de büyük terör olayları yaratan PKK, IŞİD gibi örgütler Esad’ı da boy hedefi bellemişti. Üstelik Suriye topraklarının önemli bir bölümünü ele geçirmişlerdi.

Suriyeli sığınmacılar için Suriye topraklarında yapacağımız bu yatırımlardan sonra bir milyon kişi Türkiye’den yola çıkıp oralara yerleşecekmiş!

Bu palavralara çocuklar bile inanmaz, kimi kandırmaya kalkışıyorlar?  

★★★

Hiç kuşkum yok, bu gelişmelere en çok Esad seviniyordur...

Ellerini ovuşturarak “Allah senden razı olsun Recep Tayyip, üzerimden büyük bir yükü kaldırıyorsun. Benim için köyler kasabalar kuracak, hastaneler, okullar, konutlar, yollar yaptıracaksın. Aslında sen bizim gerçek dostumuzsun. Ne bonkör adamsın, bu iyiliklerini ölünceye kadar unutmayız” diyordur!