Başka şehirde yaşayanlara söylesen inanmazlar.

Ama durum aynen böyle.

Çukurova’nın sarı sıcağı insanın ensesinde boza pişirir, gölgede bile hamama girmiş gibi terlerken halk otobüsleri ve dolmuşlarda klima çalıştırılmamasına inanmak zor olsa da, neylersin gerçek bu…

Adana’da kent içi ulaşımının yükünü belediye otobüsleriyle birlikte özel halk otobüsleri ve dolmuşlar çekiyor.

Belediye otobüslerine göre hat sayıları daha fazla olan yerleşim alanlarına daha çok giren ve daha çok sayıdaki özel halk otobüsleri ile dolmuşlar ulaşımın yükünü çekerken çeşitli şikayetlere de neden oluyorlar.

Bu şikayetlerden şu günlerde en çok konu edilen ise dolmuş ve özel halk otobüslerinin klimalarını açmayışları.



Adana gibi hava sıcaklığının 32-33 derecede bile seyrettiği zaman nemin yüksek oluşu yüzünden sıcaklığın 40 derece hissedildiği ve insanı terden yapış yapış bırakan bir memlekette, şu devirde klimasız yolculuk yapmak düşünülemez aslında.

Fakat ne yazık ki onca şikayete rağmen hem özel halk otobüsleri hem de dolmuşlar klimalarını açmıyorlar.

Bu yüzden sık sık vatandaş ile şoförler arasında tartışmalar çıkıyor.

Vatandaşların “Neden klimaları açmıyorsunuz?” soruları karşısında şoförlerin cevapları genellikle, 'klima bozuk', 'açın diye talimat gelmedi' şeklinde oluyor.

Bazı şoförler ise “Mazot pahalı. Yolcu sayısı az. Zaten kazanamıyoruz.

Bir de klima açarsak bütün parayı mazota vermiş oluruz” şeklinde oluyor.

Oysa bunlar bahane olmamalı.

Her mesleğin bir nimeti olduğu kadar külfeti de vardır.

Bugün halk otobüsleri ve dolmuşlar 8 TL’den yolcu taşıyor.

Evet, mazot pahalı ama 8 TL’ de vatandaş için büyük para.

Git gel 16 TL.

İki kişi 32 TL.

“Paranla rezil olmak” diye buna denir.



Eğer belediye otobüslerinde, yolcu otobüslerinde, işyeri servislerinde, metroda yani toplu taşımanın yapıldığı diğer tüm unsurlarda şu dayanılmaz Adana sıcağında klima açılıyorsa, dolmuşta, otobüste de açılacak.

Vatandaşlar, bu konuda 153 başta olmak üzere çok şikayette bulunduklarını ancak sonucun değişmediğini söylüyor.

Halk otobüslerinden diğer önemli şikayet ise gazi, şehit yakını, engelli, basın, 65 yaş üstü gibi pasolara karşı çıkarılan güçlükler.

Halk otobüsü şoförlerinin bu insanlara kötü muamele yaptıklarına, kaba davrandıklarına, rencide ettiklerine tanık oluyoruz.

Oysa bütün bu özel halk otobüslerinden yararlanılan pasolar için kendilerine aylık ücret ödeniyor.

Bağlı bulundukları kooperatiflerin Büyükşehir Belediyesi ile bu konuda imzaladıkları sözleşmeleri bulunuyor.

Bu sözleşmeye uymama lüksleri yok.

Ancak haklı olan halk örgütsüz, haksız olanlar ise örgütlü olunca ne yazık ki, ne kadar şikayet olursa olsun onların borusu ötüyor.

Hangi kartların geçerli olduğunu belirten kartonları bile araçlarına asmıyorlar.

Vatandaşa haksız ve kaba davranan halk otobüsü şoförüne genellikle göstermelik bir ceza verilerek, aynı tas aynı hamam devam ediyor.

Oysa bu devran böyle devam etmemeli.

Adana’da halkın, sade vatandaşın yanında da gücünü hissettiren bir erk olmalı.

Fakat ne yazık ki, idare de siyaset de vatandaşın bu sorununa kalıcı çözüm üretmeyi başaramıyor, beceremiyor.

Adanalının sıcakla imtihanı da kan-ter içinde sürüyor…