Sofraların baştacı şarküteriler, aslında benim en sevdiğim yiyeceklerin başında gelir. Güzel bir sandviç ekmeğine, bol tereyağı sürüp, içini salamla doldurduğunuzda, bu benim için tam bir ziyafet yemeği olur. Hele de yanında bir bardak kırmızı şarap varsa!


Paris’e gittiğimde bir çok öğle yemeğini böyle geçiştiririm.


İtalya, İspanya, Fransa gezilerimde mutlaka büyük şarküteri dükkanlarına uğrarım. Bir müze kadar zevk alırım bu dükkanlardan.


Kokusu, görüntüsü beni mest eder.


Hele Londra’daki yüz yıllık peynirci dükkanlarından hiç çıkmak istemem. Peynir satıcılarının bilgilerine hayran kalırım. Dükkandaki onlarca çeşit peynirin hepsi hakkında bilgileri vardır. Tattırırlar, anlatırlar... Almak niyetinde olmasam da, mutlaka bir kaç paket peynirle çıkarım dükkandan. Bunların hepsi çok çekicidir ama La Fromagerie’nin yeri ayrıdır. Özellikle taze keçi peynirleri ile insanın aklını başından alır.


Madrit’e gittiğimde ilk uğradığım yer Queseria Cultivo olur. Burası da bir peynir cennetidir. İspanya’nın bütün lezzetli peynirlerini bulabilirsiniz.


Burada her peynirin tadına bakarım.


Yine Madrit’te, Mercada San Miguel, en favori mekanlarımın başında gelir. Oradan alışveriş yapmak, yaptırdığım sandviçleri ortadaki masalarda yemek bana büyük bir keyif verir.


Paris’teki Fauchon, benim için bir şarküteri tapınağıdır. Vitrinlerin önünden ayrılmakta epey zorlanırım.


Paris’e gidilir de Lafeyette’tin gurme bölümüne uğramadan dönmek olur mu? Burada aklımı yitireceğimden korkarım.


Berlin’de de KDV mağazasının beşinci katındaki şarküteri dükkanları aklımı başımdan alan mekanlardır. Berlin’e sırf bu dükkanlardan alış veriş yapmak için gittiğim olmuştur.


New York’taki şarküteri dükkanları da başımı döndürür. Hangi peynirin hangi salamın tadına bakacağıma, hangisinden ne kadar alacağıma şaşırıp kalırım hep. Bu dükkanlarda şaşkın ördeğe dönerim.


Bizde de ağız sulandıran şarküteri dükkanları vardır. Bunlardan bir tanesi Bebek’teki Santral’dır. Ne ararsam bulurum orada. Özellikle yabancı peynirler için en doğru adrestir.


Karaköy’deki Namlı da bir peynir cennetidir. Türkiye’nin dört bir köşesinde üretilen peynirleri bulmak mümkündür.


Pangaltı’daki Tuşba, bir meze cennetidir. Özellikle Ermeni Mutfağı’nın en lezzetli örnekleri burada bulunur. Sanırım yeni yıl sofrası için yine oradan bol bol alış veriş yapacağım. Tabii ki zeytinyağlı sarmaları ihmal etmeyeceğim.


İstanbul’un en eski şarküterisi olan Sütte de favori duraklarımdan biridir. Orada satılan her şeyin hem taze hem de lezzetli olduğunu bilirim.


En sevdiğim şarküterilerden biri de Cihangir’deki Antre Gourme’dir. Burası Türkiye’nin peynir müzesidir adeta. Her yörenin peynirini bulmak mümkündür. Burayı her hafta ziyaret edip, peynir sohbetleri yapmayı adet edindim.


Gurme Garage, Delicatesen, Eataly de önde gelen şarküteri dükkanlarındandır. İnsanın ağzını sulandırırlar.


Eşinize, dostunuza lezzetli bir masa kurmak isteyenlere önerim:. Bir kaç dilim pastırma, sucuk, isli dil füme, Macar salamı, dana sosisi... Bir de peynirler var. Hangisini alacağınıza siz karar verin. Dükkanlarda öylesine çok çeşit var ki! Tabii mezeleri de unutmamak lazım.