Seçime 10 ay kala ülkemizde petrol ve doğalgaz çalışmaları yine hızlandı.

İktidar yandaşı gazete ve TV’lerde, ülkemizin çeşitli bölgelerinde zengin petrol, (hatta jelibon) rezervleri bulunduğuna ilişkin haberlere rastladık. Bu tür hikâyeleri her seçim öncesinde ısıtıp ısıtıp servise koyuyorlar.

Vatandaşa umut pompalanıyor:

“Ah bir petrol bulsak”

“Ah bir doğalgaz rezervi keşfetsek...”

“O zaman öyle zengin oluruz ki, düşmanlarımız kıskançlıktan çatlar!” şeklinde mesajlar veriliyor.

“Fakirin ekmeği umuttur, ye Memed ye!” derler ya. İşte öyle bir şey!

Bir algı yaratma çabasına, göz boyama operasyonuna benziyor!

Gerçek olan şudur: Bugüne kadar ülkemizde (küçük birer rezerv olan Adıyaman ve Batman petrolleri hariç) maalesef dişe dokunur hiçbir şey çıkartılamadı.

★★★

Seçim yaklaşıyor ya... Şimdi de “Abdülhamit Han” diye adlandırılan sondaj gemisi Mersin’in Taşucu limanından “âlâyı vâlâ” ile (gösterişli, büyük törenli, tantanalı bir şekilde) Doğu Akdeniz’e uğurlandı.

Dileriz bu geminin yapacağı sondajlarla büyük petrol rezervleri keşfederiz. Böyle bir sonuç, şu sıkıntılı dönemde ülke ekonomisine büyük bir kazanç sağlar...

Peki, öyle olur mu dersiniz?

Bunu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın verdiği soru önergesinden öğrenelim.

★★★

Dr. Aytun Çıray önergesinde (özetle) şöyle diyor:

“Abdülhamit Han olarak adlandırılan sondaj gemisi, üst düzey katılımla yapılan şaşaalı bir törenle Doğu Akdeniz’deki sondaj noktasına yollanmış ve kamuoyunun gözünü boyamak için bu faaliyet büyük bir milli başarı gibi lanse edilmiştir.

İktidar bu tutumuyla Osmanlı Donanması’ Haliç’te çürüten padişah Abdülhamit’in bile kemiklerini sızlatmıştır.

Abdülhamit Sondaj Gemisi’nin gönderildiği mevki ‘Yörükler-1 Kuyusu Mevkii’dir. Bu bölge sahillerimize çok yakın (55 km) hiçbir ekonomik ve siyasi kazanç elde edilemeyecek, tam tersine, Avrupa Birliği, ABD ve Yunanistan’ı çok memnun edecek bir mevkidir.

Milli menfaatlere hiçbir katkı sağlamayan bir noktada olan sondaj faaliyetleri için günlük olarak milyonlarca dolar harcanacaktır. Bu, iç politika kazanımı elde etmek için yapılan bir israftır, yaklaşan seçim için göz boyamadır. Kısacası, dağ fare doğurmuştur.”

Dinden soğutuyorlar!


Ülkemizi 100 yıl sonra yine tekkeler, tarikatlar sardı...

Bu tarikatlardan birinin şeyhi:

“Bize hizmet edenlerin listesini Allah’a bildiriyoruz.” demiş...

Meslektaşımız Memduh Bayraktaroğlu da merak etmiş; “Bunu nasıl bildirdiğini bilemem. Belki faksla... Belki mektupla... Belki vahiyle... Belki de ‘mail’ atarak...” diyor ve soruyor:

“Fakat, şu kadarını söylemeliyim ki, ‘Bu adamın gönderdiği listeyi kabul eden bir Allah olabilir mi?”

Bayraktaroğlu haklıdır. Bu softa kafalar insanları dinden soğutuyor, deizme, ateizme yöneltiyor. Özellikle gençler arasında yapılan anketlerde çok sayıda gencin deizme yöneldiği ortaya çıktı.

İslâmiyet’in en büyük düşmanı, halkı Allah ile aldatan bu şeyhler, dervişlerdir!

Nasıl araba sahibi olmuş?


Temel, arkadaşı Dursun’a nasıl araba sahibi olduğunu şöyle anlatmış:

“Bir gün otostop yapıyordum. Mini etekli güzel bir sarışın durdu ve beni arabasına aldı. Bir süre gittikten sonra güzel kadın arabayı ıssız bir yere çekti, mini eteğini çıkartarak ‘Benden ne istersen alabilirsin’ dedi. Ben de arabayı aldım.”

Dursun “İyi yapmışsın Temel” demiş “Zaten mini etek sana hiç yakışmazdı!”

GÜNÜN SÖZÜ

Tanrı insanı iyi yaratmıştır. Onu bozan toplumdur!