Gönül, her yılın bir öncekinden daha iyi olmasını arzu ediyor.

Ediyor ama öyle oluyor mu? Ne yazık ki, olmuyor!

2022’nin daha ilk günlerinden kazıklar başladı!

Karşımıza öyle sivri kazıklar, öyle yıldırıcı badireler çıkıyor ki, eskiyi arar hale geliyoruz!

Acı olan şudur: Ulus olarak her geçen yıl biraz daha fakirleşiyoruz!

Çekilen çile, yaşanan sıkıntılar derinleşiyor.

Yoksulluğun gözü kör olsun!

Yüksekten atıp tutarak “Avrupa bizi kıskanıyor“Bize bunları Allah yaptırıyor!” demekle işler yürümüyor.

Ülke kötü yönetiliyor. Gerçek olan bu!

Deprem sonrası olan “Tsunami” gibi dev dalgalar halinde gelen zamlardan sonra önümüze çıkan rakamlar acı sonucu tokat gibi yüzümüze çarpıyor!

★★★

Kişi başına milli gelirimiz 9 yıldır (2013’den beri) sürekli olarak dipsiz bir kuyuya iner gibi baş aşağı gidiyor.

“İyi gidiyor” denilen ekonomi, gerçekte çökmüş durumda...

Dünya sıralamasında, hukuk ve demokraside de sonlardayız. Oysa bunlar olmadan ekonominin iyileşmesi mümkün değildir.

İktidarın önce zihniyetini değiştirmesi, gerçek demokrasiyi benimsemesi, yargıya güven sağlaması gerekiyor.

Bunlar olmadan memlekette hiçbir işin yolunda gitmesi mümkün değil!

★★★

Hataları ve kötü gidişi örtmek için “Bize bunu yaptıran Allah’tır.” demek yaşanan sorunları düzeltmez, nitekim düzeltmiyor!

Eski Maliye Bakanı Damat Berat Bey’in istifa ederken söylediği:

“At izi it izine karıştı, Hak ile batılı ayırmak zorlaştı. Mevla sonumuzu hayreylesin!” sözleri hâlâ anlamını koruyor.

Yeni Maliye Bakanı Nebati’nin, tüm dişlerini göstererek gevrek gevrek gülüp “Biz Ortadoks politikaları bir tarafa koyduk. Artık Heteredoks politikalar uyguluyoruz.”  gibi, halkın anlamadığı acayip lâfları da, yağan zamlar karşısında hiç bir anlam ifade etmiyor.

(NOT: Ekonomi dilinde, yıllarca denenmiş, doğrulanmış uygulamalara “Ortadoks”, bunun dışına çıkan politikalara da “Heterodoks” deniliyor)

Ey Maliye Bakanı! Sen Ortodoks-Heteredoks gibi boş lâfları bırak, rakamlara bak!

Ekonomide rakamlar konuşur!

Önümüze konulan rakamlar, ne hazindir ki, “gözü kör olasıca acı bir yoksulluğu” işaret ediyor!

★★★

İktidar artık bir karar vermeli:

Türkiye’de yaşanan tüm bu olayları “Dış güçler mi, yoksa Allah mı?” yaptırıyor?

Çünkü, iktidarın bir bölümü sürekli olarak “Dış güçler      sakızını çiğnerken”, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun:

“Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki, yaptıran Allah’tır... Yaptıran Allah’tır! Yaptıran Allah’tır!” diye tekrar tekrar söylemesi ciddi bir çelişki yaratıyor.

İktidar, ekonominin iman işi değil, bilim işi olduğunu kavrayamazsa, ülkenin düzlüğe çıkması asla mümkün olmaz!

2 korona olayı ve bir kaza!


Lânet virüs ne zaman, nerede, nasıl vuracak, belli olmuyor!

İki değerli meslektaşım, arkadaşım, kardeşim Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil peş peşe Covid-19’a yakalandılar.

Aşı oldukları için hastalıkları tehlikesiz geçiyor ama yine de rahatsızlık veriyor. İki kardeşime de acil şifalar diliyorum.

Hiç kimse aşı olmayı ihmal etmemeli, çünkü aşı hayat kurtarıyor.

Diğer bir arkadaşım, kardeşim de ciddi bir kaza geçirdi. Mustafa Kemal Ulusu, kalabalık Bağdat Caddesi’nde yürürken mobil telefonu ısrarla defalarca çalınca cevap vermek için açmak zorunda kaldı. İşte o anda ayağı önündeki çıkıntıya takılıp yere kapaklandı. Yüzünde yaralar oluşan ve kanlar içinde kalan Ulusu hastanede tedavi edildi. Durumu iyiye gidiyor. Geçmiş olsun.

Siz siz olun, caddede yürürken gelen telefonlara bakmayın, üzücü kazalara yol açıyor!   

GÜNÜN SÖZÜ
Âlim olup binbir şey bilsen bile, yine de bir bilene danış!