Doğu Perinçek, 81 yaşında…

60 yıldır siyasetin içinde, bir sosyalist

Legal ve illegal mücadelede bulundu; beş parti kurdu.

Toplam 15 yıl hapis yattı…

Perinçek’in son dönem Erdoğan-Bahçeli’ye/ Cumhur İttifakı’na destek vermesi “mahallesinden” tepki alıyor: “Döneksin”, “korktun”, “kaç para aldın” gibi neler neler…

Oysa:

Perinçek’in duruşu, Türk Solu’nun 56 yıldır gündeminde:

TKP’li Mihri Belli tarafından “E. Tüfekçi” imzasıyla, 5 Ağustos 1966 tarihli Yön dergisinde, “Demokratik Devrim: Kimle Beraber, Kime Karşı?” başlıklı yazısıyla yeni kavram ortaya attı:

Milli Demokratik Devrim/MDD…

Sonra bu yazı geliştirilerek, 19 Kasım 1968 tarihli Türk Solu dergisinde ek broşür olarak yayınlandı. Son değişikliklerle makale, Aydınlık Yayınları tarafından Nisan 1970’te kitap olarak basıldı.

MDD’ciler başlangıçta görüşlerini Yön dergisinde yayınlamakla birlikte, sonraları kendi dergilerini de çıkardı: Türk Solu, Aydınlık Sosyalist Dergi, İşçi-Köylü, Proleter Devrimci Aydınlık

Neydi savundukları?

Milli Demokratik Devrim; emperyalizme bağımlı geri kalmış ülkede, hem emperyalist sistemden kopmak hem de feodal sömürü biçimlerine son verip ulusal bağımsızlığı hedefleyerek sosyalizmin koşullarını yaratabilmekti…

Kabaca şöyle anlatayım:

Kapitalizmi yıkmak hedefti…

Feodalizmi yıkmak hedefti...

Emperyalizmi yıkmak hedefti...

Emperyalist işbirlikçileri yıkmak hedefti…

Dışa bağımlılığı ithalatçı küresel dayatmayı yıkmak hedefti.

Sosyalizm devrim eşiğine varmanın ilk ara yolu bu aşamaydı.

Mihri Belli’ye göre, klasik sosyalist literatürde kullanılan “burjuva demokratik devrimi” deyimi günün şartlarına uymamaktaydı. Burjuvazi artık devrimci niteliğini yitirmiştir. Emperyalizm aşamasından önce burjuvazi, feodal sisteme karşı savaş verirken ilerici bir nitelik taşımaktadır. Fakat emperyalizm çağında burjuvazi bu niteliğini yitirip sömürünün aracı olmuştu.

O halde:

Devrimci güçler, feodal sınıfın müttefiki olan emperyalizme ve işbirlikçi sermayeye karşı mücadeleyi, anti-emperyalist öze sahip, bağımsızlığı hedefleyenler ile kurduğu ittifak ile vermeliydi.

Mihri Belli’ye göre, Mustafa Kemal önderliğindeki Kemalist devrim, Türkiye’de küçük-burjuva radikalizminin milli devrim anlayışını ifade etmekteydi. Ama bu devrim erozyona uğratılmıştı.

Peki... Yeni milli kurtuluş devrimi için kimlerle ittifak yapılacaktı?

Bu soru adındaki “milli” sözcüğünden belliydi:

Demokratik devrime giden yolda, “milli” özelliği taşımayan işbirlikçi- komprador burjuvazi ile feodal egemenler dışındaki ulusa ait bütün sınıf ve tabakalar ile ittifak yapılmalıydı.

Toparlarsam:

Perinçek’in siyasi çizgisi dün buydu...

Bugün farklı mı?

Perinçek, (KKTC, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Rusya, Doğu Akdeniz vd.) milli dış politikadan yana değil mi?

Perinçek, emperyalist işbirlikçisi PKK ve FETÖ’ye karşı değil mi?

Perinçek, neoliberalizme- küreselleşmeye-ithalatçı dışa bağımlılığa karşı değil mi?

Perinçek, feodaliteye/ ağalara, şıhlara karşı değil mi?

Perinçek, tam bağımsızlıktan yana değil mi?

Kemalizmin devrimci yapısıyla ilgili onca kitabı neden yazıyor?

O halde:

Yarım asırdır ideolojik çizgisini sürdüren Perinçek mi, Erdoğan’ın yanına gitti? Erdoğan mı, son yıllarda Perinçek çizgisine geldi? Perinçek mi, Bahçeli’nin yanına gitti? Bahçeli mi, Perinçek çizgisine geldi?

Kuşkusuz bu yüzde yüz birlik/benzerlik anlamına gelmiyor; bu bir ittifak.

Tartışmayı bu ideoloji zemin üzerine yapmak gerekmez mi?

Mesele sevip sevmeme gibi duygusal konu değil; Perinçek’e karşı çıkabilirsiniz, ancak bu teorik bilgiyle mümkündür.

Aslında kimlerin ideolojik olarak sağa savrulduğu da ayrı bir konu ya neyse...