“Ne demişti Başbakan Erdoğan?

“Biz 3Y ile mücadele için iktidardayız!..”

Böylece topluma yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları sona erdirme sözü vermişti!

Peki ne yaptı.

★★★

Önce ne yapmadığına bakalım!

Yolsuzluklardan başlayalım!

Fazla gerilere gitmeden dünkü gazetelere bir göz atalım!

Cumhuriyet’in manşetini birlikte okuyalım:

“Sayıştay denetçileri, Milli Piyango İdaresi’nde, 1,8 milyon TL’lik bir sponsorluk harcamasının denetim dışı yapıldığını belirlemiş. Böylece talih kuşunun yolunduğu ortaya çıkmış! Yine Sayıştay, TRT’nin 12,5 milyon TL’lik temizlik ihalelerinde usulsüzlük olduğunu öne sürmüş!”

Yolsuzluklarla mücadele sözü veren AKP iktidarı ise bu iddiaların üzerine gitmek yerine, Sayıştay’la mücadele etmeye başlamış.

Ve yolsuzlukları haber veren Sayıştay raporlarının Meclis’e gelmesini engellemiş!
Sonra da Sayıştay’ın etkinliğini kırıp, devre dışı bırakabilmek için yeni düzenlemeler yapmış!

Helal olsun Başbakan’a!

Yolsuzlukla mücadele (!) dediğin işte böyle olur!..

★★★

Gelelim yoksulluğa...

AKP döneminde yoksulların sayısı azalmadı, tam tersine arttı!

Yoksulluğun çoğalması, AKP oylarında artış yarattı!

Çünkü bedava kömür, erzak, hatta nakit para alan yoksul vatandaş, mecburen oyunu AKP’ye attı!

Oy peşinde koşarak, iktidarını bir dönem daha sürdürmeyi tek amaç edinen iktidar, yatırımı, üretimi ve istihdamı bir kenara bıraktı.

Popülist politikalarına para yetiştirebilmek uğruna Cumhuriyet’in dikili ağaçlarını yok pahasına sattı!

★★★

“Yasaklarla mücadele” ise yeni yasaklar getirerek “halkla mücadeleye” dönüştü!

Örneğin milli bayramların halk tarafından kutlanması yasaklandı!

Anıtkabir’e gitmek, Atatürk anıtlarına çelenk koymak, hatta Atatürk’ü sevmek bile suç sayılmaya başlandı!

Buna karşılık Atatürk’e ve onun eserlerine her türlü saygısızlığı yapanların sırtları sıvazlandı!

Türk Bayrağı taşıyanlar, “Ben Türk’üm, Türk olmaktan gurur duyuyorum” diyenler ırkçılık suçlamasıyla hakim önüne çıkarıldı!

Türkiye, dünya basın özgürlüğü sıralamasında dibe çakıldı!

Sınır tanımayan yasakçılıkta, önceki gün kara mizah noktasına varıldı.

23 Nisan’ı Atatürk tişörtleri ve Türk Bayraklarıyla kutlayan ilkokul öğrencilerine soruşturma açıldı!..”

★★★

Okuduğunuz satırlar bu köşede 26 Nisan 2013’de yayımlandı.

Bu tarihten yaklaşık 3 yıl önce Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı oldu.

Kaset kumpası sonucunda istifa eden Deniz Baykal’ın Kemal Beye bıraktığı oy oranı yüzde 30 civarındaydı.

Aradan geçen yıllarda ülkemizde yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar daha da arttı.

Ekonomik kriz kapıya dayandı, döviz kuru ve enflasyon şaha kalktı!..

Erdoğan kabinesi döviz sıkıntısı nedeniyle zora düştüğünden Rusya’ya doğalgaz ödemelerini 2024’e bırakma teklifi yaptı.

Sürekli iktidar aleyhine gelişen koşullara ve Kılıçdaroğlu’nun  büyük gayretlerine karşın, CHP oyları yüzde 24-26 bandına sıkışıp kaldı.

Hiç kuşkusuz bunda zaman zaman AKP’lileşen CHP söylemlerinin de önemli payı vardı!..

Türkiye “Atatürk’ün Cumhuriyetine tamam mı, devam mı?” seçimine koşarken bunları görmezden gelip uyarmasak, olmazdı!..