Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nun ilk yılıydı. İki katlı binanın üst katı başka bir okul, Pazarlama bölümüydü. Dar uzun bir sınıfta ortak derse alıyorduk. Bir gün, İktisada Giriş dersi için iki bölüm sınıfa doluşup her kafadan ayrı ses çıkarıyorduk.


Hoca bağıra bağıra susturdu bizi, dersin konusunu söyledi: İkame mallar! Bunlara birbirinin yerine geçebilen mallar diyoruz, mandalina yerine portakal gibi. Şimdi de sizden örnekler alayım dedi...


Sınıfta çıt çıkmadı! Çoğumuz konuya Fransızdık. Hoca çaktı manzarayı, mesela kömür dedi, ikamesi ne olabilir?


Sesi anında kayboldu gürültümüzden. Arka sıralardan biri el kol hareketleri ile avaz avaz bağırıyor bir şeyler diyordu ki kalabalık sınıftaki uğultu pat diye kesildi! Ayarsız sınıf aniden susuverince, “Odun, odun, oduuun” diye höyküren bir ses ortada kaldı! Dersi belki de tek dinleyen arkadaşımız hocanın sorusuna yanıt veriyor, kömürün ikame malı odun demek istiyordu!


Hababam Sınıfı halimizi, odunu ve ikame mal dersini unutamam.


Geçen elimi yıkarken markette görüp gözlerime inanamadığım sabun fiyatlarını düşününce anımsadım o günü... Alt tarafı sabun ama fiyatı nah şu kadar olmuş, var mıdır acaba ikamesi dedim kendime.


Teyemmüm olabilir, ama kirletmediğimiz toprak mı kaldı!


Sonra saymaya başladım...


Pirinç alamıyorsan ikamesi bulgur, arpa şehriye.


Lüks kuru fasülyenin ikamesi elek altı nohut.


Tereyağının ikamesi margarindi. Margarini de alamayan için ikamesi sineğin yağı mı?


Kış geliyor. Soğuklarda elektrikle çalışıp doğalgaz yakan kombinin ikamesi, Uşak battaniyesi olur mu?


Ekmeğin ikamesi en kolayı, Halk ekmek!


İki kilo domates almanın ikamesi, iki adet domates almak!


Pahalı kuzu etinin parti genel başkanından tescilli ikamesi var. Kuzu kestirip dondurucuya atmak!


Kırmızı etin ikamesiydi ucuz olan tavuk...


Ya tavuğun ikamesi? Tavuk kemiği, tavuk ciğer yürek, tavuk taşlık, tavuk çorbalık arka sırt, tavuk boyun, tavuk çorbalık ön sırt, tavuk göğüs kemik ve tavuk derisi!


Çocuğa harçlık vermenin ikamesi, babanın nasihat vermesi.


Ağızda faşır fuşur ses çıkaran 40 katlı fıstıklı baklavanın ikamesi boş baklava.


Kaliteli balın ikamesi sahte bal! Peynirin ikamesi kemik unu ile yapılmış peynircik!


***


Nihayet elimi yıkayıp haberler için televizyonun karşısına geçtim. Öğretmenler sıkıntılarını anlatmak için kendi bakanlıklarına yürümek istemiş. Ellerinde ne taş, ne sopa... Yanlış anlaşılmasın diye kalem bile almamışlar yanlarına! Hak için yürümenin ikamesi var ama... Polis müdahalesi!


Alt alta yazınca matrak görünüyor... Fakat düşünün hangisi palavra?


Hak aramanın bile ikamesini icat etmiş milletiz biz... Ne mi? İdarecinin bahşettiği hak her ne kadarsa ona şükretmek!


Yani pirinçten bulgura, sahte peynirden hak aramaya akla gelen ve gelmeyen hemen her şeyin yerine geçecek malımız, formülümüz hazır.


İkamesini henüz bulamadıklarmımız da var tabi...


128 milyar doların ikamesi yok mesela.


İnsan gibi yaşanmamış yaşamın ikamesi yok.


Bozulan ruh sağlığımızın, yutulan antidepresanların verdiği zararın ikamesi yok...


20 yıldır biriken, yüreğimizi acıtan can kırıklıklarının ikamesi yok.


Ölene dek kredi borcu ödemekle geçen zamanın ikamesi yok...


Ne yapacağını bilmeden, bir o yana bir bu yana savrularak geçip giden gençliğin ikamesi yok.


***


Pahalı peynir yerine kemik tozundan sahtesini yapan, arının yaptığı bal yerine yerli ve milli mis kokulu çam balı icat eden bu millet, oylarıyla memlekete tek adam yönetimi getirmişti. Her bir şeyi düşünmüştü de, gün gelir lazım olur diye saraydan idarenin ikamesini aklına takmamıştı!


Seçim yaklaşırken bazılarının kafasına dank etti. Gelir gidere yetmediği için market market uygun ikame mal arayanlar gibi bir şu partinin anlattığı demokrasiyi dinliyorlar, bir bu partinin parlamenter sistemini... Onlar devede kulak kalan maaşlarını ve seçimde oyu kime vereceklerini düşünürken birileri ikisinin de ikamesini buldu!


Maaş ikamesi: Seçimden önce dağıtılacak sadaka...


Türk seçmenin ikamesi: Suriyeli seçmen...