Türkiye seçime gidiyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim karanını Saray'da canlı yayında imzaladı.

2023 Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimi 14 Mayıs Pazar günü yapılacak.

Karar, bugün Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.



Seçim kararının ardından bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

- Resmi Gazete'de yayımlanacak bu kararın ardından, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) iki aylık seçim takvimini başlatacaktır. Buna göre, inşallah iki ay sonraki ilk pazar günü olan 14 Mayıs'ta milletimiz, cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir. Seçimlerin yenilenmesi kararımızın ülkemize, milletimize, Türkiye Büyük Millet Meclisimize ve siyasi partilerimize hayırlı olmasını diliyorum.

- Bizi, seçim tarihini yaklaşık bir ay öne çekme kararını almaya yönelten sebeplerden bazıları şunlardı, her şeyden evvel 18 Haziran, milyonlarca gencimizin geleceğini ilgilendiren üniversite sınav takvimiyle çakışan bir tarihti. Yine bu tarih, yurt içinden ve yurt dışından yüzbinlerce vatandaşımızın hac farizasını ifa etmek üzere mübarek topraklara gittiği bir döneme denk geliyordu.

- İlk ve orta dereceli okulların seçim tarihinden hemen önce tatile girmesi sebebiyle her yıl olduğu gibi bu sene de milyonlarca vatandaşımız, memleketine veya tatil beldelerine gitmek üzere yola çıkacaktı. Bunların başını çektiği sebeplerle, 18 Haziran'ın milletimizin iradesini sandığa yansıtmasını teminde sağlıklı bir tarih olmadığını değerlendirdik. Alternatif olarak da 14 Mayıs tarihini teklif ettik.

47 BİNDEN FAZLA KİŞİ VEFAT ETTİ

- Demokrasi geçmişimiz bakımından anlamlı bir yıl dönümüne de tekabül eden bu tarihin milletimiz nezdinde hüsnü kabul gördüğünü biliyoruz. Ancak ülkemizin 6 Şubat'ta ardı ardına yaşadığı iki büyük deprem, seçimle ve seçim tarihiyle ilgili tartışmaları gündemimizden çıkardı. Asrın felaketi olarak nitelenen bu deprem, Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa, Diyarbakır, Kilis, Adana ve Elazığ illerimizde, yüreklerimizi yakan can ve mal kayıplarına yol açtı.

- Depremin ilk günlerindeki ağır kış şartları, hasar gören altyapı ve 500 kilometreyi bulan yıkım alanının büyüklüğü işimizi hayli güçleştirmiş olsa da, ya bir yol bularak ya bir yol açarak insanlarımızın yardımına koştuk. Bu 11 ilimizde yaşayan 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen, geniş bir çevrede hissedilen depremde 47 binin üzerinde insanımız vefat ederken, 115 binden fazla insanımız da yaralı olarak kurtarıldı.

SADECE DEPREMLE UĞRAŞTIK

- Şehirlerimizi yerle yeksan eden bu afette, milyonlarca vatandaşımız evini kaybederken, milyonlarca vatandaşımız da ardı arkası kesilmeyen sarsıntılar sebebiyle evine giremez hale geldi. Felaketin ilk anından itibaren, devlet ve millet olarak, tüm gücümüz ve imkanlarımızla depremzede vatandaşlarımızın yanındayız. Cumhurbaşkanıyla, bakanlıklarıyla, belediyeleriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, gönüllüleriyle, dost ülkelerden gelen kardeşlerimizle, felaket gününden beri sadece depremle uğraştık.

- Aynı şekilde, yiyecek, içecekten barınmaya kadar, bölgede yaşayan insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayacak mekanizmaları kurduk, geliştirdik. Sayıları hızla artan konteyner kentlerimizle zor şartlarda hayata tutunma mücadelesi veren depremzedelerimize, nispeten daha iyi barınma imkanları sağlıyoruz. Kalıcı konutlarımızın inşasına da her gün yeni temeller atarak devam ediyoruz. Amacımız ilk etapta bir yıl içinde 244 bin konut ve 75 bin köy evinden oluşan 319 bin haneyi tamamlayarak hemen hak sahiplerine teslim etmektir.

AFETE DİRENÇLİ ŞEHİRLER

- Esas hedefimiz ise toplamda 800 binden fazla konutu barındıran yıkık, yıkılacak, ağır hasarlı, orta hasarlı 270 bin binayı ortadan kaldırarak, depremde zarar gören şehirlerimizi adeta sıfırdan kurmaktır. İnşa ve ihya faaliyetlerimizi, kadim şehircilik geleneklerimizi yaşatan, tarihi ve kültürel değerlerimizi koruyan bir anlayışla yürütüyoruz. Tüm bu konutları etap etap tamamlayarak 3,5 milyon insanımıza yeni, güvenli, huzurlu hayat alanları oluşturana kadar durup dinlenmeden çalışmakta kararlıyız. Aynı şekilde, ülkemiz genelinde uyguladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle, afete dirençli şehirlerin inşasını hızlandırıyoruz.

- Üstelik bizim bu süreçte, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yıkımın yaralarını, yine dünyada eşine rastlanmamış süratle saracak bir program uygulamamız gerekiyor. Depremin doğrudan ve dolaylı etkilerinin üstesinden bir an önce gelerek, bölgeyi ve ülkemizi en kısa sürede normalleştirmenin yolu, güçlü bir siyasi irade tarafından alınacak kararların dirayetle uygulanmasından geçiyor.

SİYASİ HESAPLAR UĞRUNA...

- Sadece son bir haftanın siyasi gündemi dahi tek başına bu tehdidin ne kadar reel, büyük ve endişe verici olduğunu göstermeye yeterlidir. Ülkenin bir bölümü yaşadığı can kayıplarının ve yıkımın altında adeta feryat ederken, öteki taraftaki bir kesimin kendi siyasi hesapları uğruna sergilediği aymazlığın faturasını, milletimizin tamamının sırtına yükleyemeyiz.

- Kabine toplantımızın ardından yaptığımız açıklamada da belirttiğim gibi Türkiye'nin ne vakit kaybına ne dikkat dağınıklığına ne de enerjisini gereksiz yere harcamaya tahammülü vardır. Depremzedelerimizin yaralarını sarmak, felaketin tüm izlerini silmek, şehirlerimizi yeniden inşa etmek, üretimi ve istihdamı tekrar yükseltmek için ülkemizin seçim gündemini bir an önce geride bırakması şarttır. Bu anlayışla ve Anayasanın bize verdiği yetkiyle, daha önce açıkladığımız seçimleri, 14 Mayıs tarihinde yenileme kararımızı uygulamaya geçiriyoruz.

SOSYAL ZARARLARIN TELAFİSİ

- Bugün mükerrer sayıda yayınlanması da muhakkak olacaktır. Bu vesileyle olayın ne kadar hızla devam ettiğini özellikle hatırlatmak istiyorum. Seçim sürecinde bizim gündemimiz yine depremzede vatandaşlarımızın yaralarının sarılması ile bu felaketin ülkemize verdiği ekonomik ve sosyal zararların telafisi çalışmalarından oluşacaktır.

- Bizim bölgeye ne zaman gittiğimizden haberi olmayan bu garipler, bu zavallılar daha bizim ikinci gün... İlk gün arkadaşlarım, bakan arkadaşlarım tamamıyla deprem bölgelerindeydi. Bürokratlarımız, teknokratlarımız hepsi deprem bölgelerindeydi ve bütün bunlarla beraber belediye başkanlarımız deprem bölgelerindeydi ve ben de hemen ikinci gün deprem bölgesine ulaştım ve bir turu böyle tamamladıktan sonra ardından ikinci turda da Cumhur İttifakı olarak, Devlet Bey'le beraber buraları dolaşmaya başladık.

- Yine aynı şekilde Sayın Destici'yle beraber de dolaştık. Biz yaralıyız, biz dertliyiz. Hanımefendi konuşuyor, öyle senin konuştuğun gibi değil. Hatay milletvekiliymiş. Hatay milletvekili olmak seni bir yere kadar bağlar ama Hatay milletvekili olmanın ötesinde Cumhurbaşkanı olarak biz sadece Hatay değil, 11 ilin 11'inde de aynı hassasiyetle çalışmalarımızı sürdürdük, sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz.

- Hatay'ın Kırıkhan ilçesinden depremzede bir kadını arayarak görüştüm. O ne anlayıştır, o ne kadar güzel bir yaklaşımdır, 'Cumhurbaşkanım bizim şu anda hiçbir sıkıntımız yok, her şey geliyor. Ben çadırda kalıyorum. Çadırda kalmama rağmen halimden memnunum. Konteynerler gelirse daha iyi olur ama şikayetçi değilim.' İşte o da bu milletin bir evladı. 'Doğma, büyüme Hataylıyım.' dedi, Kırıkhan'lı.

- Bir ona bakıyorum bir de milletvekili olarak parlamentoya gelmiş olan bayana bakıyorum. Dürüst olalım, dürüst. 'İskenderun'da ne var?' diyor, İskenderun'da kruvaziyer gemi var. Bunun yanında İskenderun'da çadır da var, konteyner de var. Şimdi dersin ki 'İskenderun'a geldin mi?' Evet, geldim ama senin haberin yoksa ben ne yapayım? Arkadaşlarım sürekli oraya gittiler. Ve oradaki çalışmalarda sağ olsun belediye başkanı arkadaşımız büyük bir gayretle, ailece çalışıyorlar ama belki onun, ondan da haberi yoktur. Dedim ya biz dertliyiz, bizim derdimiz var ama bunların derdi yok.

"ÜÇÜNCÜ TURA BAŞLIYORUM"

- İskenderun'da, Hatay'ın diğer ilçelerinde ve özellikle Antakya'da enkazların bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Hatay'ın en büyük enkazının olduğu yer Antakya'dır. Belki bundan da haberi yok çünkü onun gittiği yerler bellidir. Ama biz her yeri dolaşıyoruz ve dolaşacağız. İnşallah şimdi tekrar üçüncü tura başlıyorum, tekrar dolaşacağım.

- Şu anda konut yapımlarına başladık ve bu konut yapımlarını da hızla devam ettireceğiz. Bir diğer taraftan Türkiye'nin risk yapılanması üzerinde de çalışmalarımızın birinci turunu İstanbul'da yaptık, ikinci turu yapılıyor ve bunu da devam ettireceğiz.

AFAD'A BAĞIŞ ŞARTI

- Tüm bu çerçevede bir ilk adım olarak genel başkanı olduğum AK Parti'den milletvekili adayı olmak için başvuracaklarla ilgili bir karar aldık. O da şu, partimize adaylık başvurusu yapacak herkes önce ilgili birimimizce belirlenecek asgari rakam tutarını AFAD'ın deprem yardım hesaplarına bağış olarak yatıracaktır. Yapacakları cömert bağışlarla deprem yaralarının sarılmasına katkıda bulunacak tüm arkadaşlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum. Bu kararın diğer partilere de örnek olacağına inanıyorum.

- Türkiye, 6 Şubat depremlerinin yol açtığı yıkıntıları tamamen kaldırmadan, ekonomik, sosyal ve psikolojik kayıplarını tümüyle telafi etmeden geleceğine güvenle bakamaz. Seçime katılan Cumhurbaşkanı adayları, ittifaklar ve siyasi partiler olarak, attığımız her adımda, söylediğimiz her sözde, açıkladığımız her programda bu hakikate bağlı kalmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

"VEBALE GİRERİZ"

- Geçmiş seçimlerde sıkça yaşadığımız gibi 14 Mayıs süreci, kısır siyasi çekişmelerin, yalan ve iftira üzerine kurulu kampanyaların mecrası haline dönüştürülürse, bunu başaramayız. Böyle bir durumda, önce depremzede vatandaşlarımız, onlarla birlikte 85 milyon insanımız önünde vebale gireriz. Bizim böyle bir vebali göze almaya, inancımız da ahlakımız da siyaset anlayışımız da elvermez.

- İşte bunun için 'Türkiye için hemen şimdi' diyerek 14 Mayıs'ı, 6 Şubat yıkımının izlerini silecek hayırlı bir yarışa dönüştürmek istiyoruz. Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı olarak bizimle yarışacak ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilmek için mücadele edecek herkesten bu samimi çağrımıza destek bekliyoruz.

"MÜZİKSİZ KAMPANYA OLACAK"

- Bu seçimde Cumhur İttifakı olarak kendimize hazırladığımız bütün müzikleri yasaklıyoruz. Müziksiz bir kampanya olacak, ruberu, ikili görüşmeler suretiyle biz bu kampanyamızı sürdüreceğiz. Ne yaptık, ne yapacağız bütün bunları vatandaşlarımıza anlatmanın gayreti içerisinde olacağız.

SEÇİM SÜRECİ NASIL İŞLEYECEK

1- Seçimin yenilenmesi kararı nasıl alınır?

Anayasa'nın 116. maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), üye tam sayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebiliyor. Cumhurbaşkanının da seçimlerin yenilenmesini kararı alma hakkı bulunuyor. Bu şekilde yenileme kararı verilmesi halinde genel seçim ile cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılacak.

2- Seçimin yenilenmesi kararı alındıktan kaç gün sonra seçim yapılır?

Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu'nun 3'üncü maddesine göre, seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde bu karar 48 saat içinde Resmi Gazete'de yayımlanacak ve 60. günü takip eden ilk pazar günü Cumhurbaşkanı ile milletvekili genel seçimi birlikte yapılacak.

3- Seçimin yenilenmesi kararı alınırsa, mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder mi?

Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun, "Seçim sistemi ve uygulanması"nı düzenleyen 4. maddesinin 4. fıkrası, "Cumhurbaşkanının görev süresinin dolması veya seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi ya da seçimlerin tamamlanamaması hallerinde, yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder." hükmünü içeriyor. ​​​​​​​

4 - Seçim yasalarında yapılan değişiklikler ne zaman uygulanır?

Anayasa'nın 67. maddesinin son fıkrası, "Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz." hükmünü içeriyor.

Seçimlerde yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajını yüzde 7'ye indiren, ittifakın aldığı oyların milletvekili hesabı ve dağılımını değiştiren Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 6 Nisan 2022'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Buna göre, seçim yasasında yapılan son değişiklik, 6 Nisan 2023'ten sonra yapılacak seçimlerde uygulanabilecek.

5- Seçim yasasındaki değişikliğinin uygulanmasında geçen bir yıllık süre için, "seçimin başlangıç tarihi" mi "oy verme günü" mü esas alınır?

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 4 Mart 2011 tarihli 40 sayılı kararıyla, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 5980 Sayılı Kanun'un uygulanma süresini tartışmıştı. Kurul, seçimin 12 Haziran 2011 Pazar günü yapılmasına karar verildiğini, seçim yasasına ilişkin değişikliklerin ise 10 Nisan 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girdiğini belirtmişti. Kurul, yasa değişikliğinin uygulanmasına ilişkin hesaplamada "oy verme tarihini" esas almıştı. YSK'nin bu kararı diğer seçimlerde de uygulanacak. Bu durumda, hesaplamada "oy verme günü" esas alınacak.

6- Seçim kararı alınmasının ardından YSK'de süreç nasıl işleyecek?

Seçim tarihine ilişkin kararın alınmasının ardından YSK, Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimi için takvimi belirleyip seçimin başlangıç tarihini duyuracak. YSK, iki seçim için tek takvim hazırlayacak. Seçimin iş ve işlemlerini yürütecek YSK'de seçimle ilgili tüm süreçler bu takvime göre işleyecek.

7- Cumhurbaşkanı seçiminde ilk oylamada çoğunluk sağlanamazsa, ikinci oylama ne zaman yapılacak?

Çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü seçmenler bir kez daha sandık başına gidecek. Bu seçime, ilk oylamada en çok oy alan iki aday katılacak ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilecek.

Oylamalara tek adayla gidilmesi halinde, oylama referandum şeklinde yapılacak. Geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilecek.

8- Seçime giren siyasi partilerin baraj hesaplaması nasıl yapılacak?

Siyasi partilerin milletvekili çıkarabilmesi için ya tek başına ülke seçim barajını geçmesi ya da bir ittifak içerisinde yer alması ve bu ittifakın toplam oyunun geçerli oylara göre belirlenmiş ülke barajını geçmesi gerekecek.

9- Yeni seçim yasasına göre, ittifaktaki kaç parti seçim barajını aşmış sayılacak?

Seçim yasasında değişiklik yapan 7393 sayılı Kanunun 2. maddesine göre, ittifakta yer alan partilerin ayrı ayrı yüzde 7'yi geçmesi gerekmiyor. İttifakın aldığı oy toplamı genel baraj olan yüzde 7'yi geçtiğinde ittifak içindeki tüm partiler barajı geçmiş sayılacak.

10- İttifak içindeki partilerin milletvekili sayıları nasıl hesaplanacak?

Oy toplamı genel barajı geçtiği takdirde, ittifakı oluşturan siyasi partilerin milletvekili sayıları, ittifakın aldığı toplam milletvekili sayısının, her partinin aldığı oy oranına göre dağıtılarak hesaplanacak.​​​​​​​