Hatırlayınız lütfen:

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, 29 Mart 2023 günü CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmüştü.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu görüşmeye çok sinirlenerek taraftarlarına şöyle seslenmişti:

“Amerika’ya bu seçimlerde bir ders vermemiz lazım. Joe Biden oradan konuşuyor, Biden’ın buradaki büyükelçisi ne yapıyor? Gidiyor bay bay Kemal’i ziyaret ediyor. Ayıptır, biraz kafanı çalıştır. Sen büyükelçisin. Senin buradaki muhatabın cumhurbaşkanıdır.

Bizim kapılar kapandı ona, bir daha göremezsin. Niye? Haddini bileceksin. Büyükelçi olarak görevini bileceksin. Bir büyükelçi nasıl çalışır, bunu öğreneceksin. Bunu öğrenmediğin takdirde bu kapı öyle yol geçen hanı değil, giremezsin.”

★★★

Ben bu sözleri okuyunca (5 Nisan 2023 günü yayınlanan yazımda da yer verdiğim gibi) “Kıskançlık kokan sözler” yorumunu yapmıştım. Bu yorumu yapmakla kalmamış, Erdoğan’ın 1996’da daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’yken ABD Büyükelçisi Morton Abromowitz’le yaptığı görüşmeyi anımsatmıştım.

Yazımı okuyan bir diplomatik kaynak bana “yorumun yanlış” dedi ve aramızda şu diyalog gelişti:

- “Doğrusunu siz anlatın o zaman”

- “Ne zamandı o görüşme?”

- “29 Mart 2023”

- “Peki o tarihten önce ne oldu?”

- ...



- “İbrahim Kalın’ın ABD ziyaretini takip ettin mi?”

- “Resmi açıklamaları okudum. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Dışişleri’nden Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland ile görüşmüş.”

- “Perde arkasına bakman lazım.”

Bir gazeteci böyle bir ipucu bulursa kayıtsız kalmaz. Önce o diplomatik kaynağımı sıkıştırdım. Sonra başkalarını. İlginç şeyler öğrendim.

İbrahim Kalın görüşmelerde ABD ile ilişkilere çok önem verdiklerini anlatıp durmuş. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği konusunda Türkiye’nin NATO’nun genişlemesiyle ilgili “Açık Kapı” politikasına tam bağlı olduğunun altını çizmiş.

Kalın’ın en önemli mesajı ise “Hükümetimiz, sizinle çalışmaya devam etmeyi, stratejik ilişkileri farklı alanlarda da genişleterek derinleştirmeyi amaçlamaktadır” olmuş.

★★★

ABD’li bir yetkili, ABD yönetiminin Kalın’ın verdiği mesajlardan “Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimlerinden sonra iktidarda olursa İsveç’in NATO üyeliğini de onaylayacağı” sonucunu çıkardığını da aktardı.

Kalın’ın bu mesajı ABD yönetimine 14 Mart’ta, yani seçimlerden iki ay önce verdiğine dikkatinizi çekmek isterim.

(Bu arada siz ne düşündünüz bilmiyorum ama Kalın’ın ABD’ye verdiği mesajı dinleyince benim aklıma doğrudan yıllar yıllar önce Erdoğan’ın danışmanı Cüneyd Zapsu’nun Washington’da yaptığı temaslar sırasında kullandığı şu ifade geldi:

“I think instead of pushing him down, putting him to the drain, use... (Erdoğan’ı aşağı itmek, boşa harcamak yerine kullanın)”

Zapsu da o temaslar sırasında bu tür cümleler kurarak ABD’nin Erdoğan’dan vazgeçmemesini istiyordu.)

★★★

Belli ki Kalın ABD’den eli boş döndü.

Hatta ABD o ziyaretten sonra Türkiye’ye “Rusya’yla ticaretini azalt. Nisan ve Mart ticaret rakamlarına baktığımızda Türkiye’nin Rusya’yla ticaretinin düştüğünü görmeyi umuyoruz” mesajı verdi.

Bu parçaları da birleştirince kaynağıma hak verdim.

Erdoğan’ın Büyükelçi Flake’in Kılıçdaroğlu ile görüşmesine bu kadar büyük tepki göstermesinin nedeni sadece kıskançlıkla açıklanamaz.

Belli ki Erdoğan ABD’den seçimler öncesinde destek istedi ve umduğunu bulamayınca da büyük hayal kırıklığı yaşadı ve ABD karşıtı tavrını ilk fırsatta kamuoyuna yansıttı.

Kalın eli boş dönmese, Erdoğan böyle bir çıkış yapmayabilirdi.

Bir taraftan seçimler öncesinde ABD’den destek isteyeceksiniz.

Desteği alamayınca da anti-Amerikan söylemlerde bulunacaksınız.

İnsan perdenin arkasını görünce “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” demeden edemiyor!