CHP’nin ortaklarına seçilebilecek sıralardan 39 milletvekilliği vermesi listelerin açıklandığı günden beri eleştiriliyor.

En son...

Genel Başkan adayı Özgür Özel, “Parti vicdanında ve tarihinde unutulmayacak bir hasar bırakmıştır” dedi.

CHP’deki tartışma TBMM açıldıktan sonra daha da alevlenebilir.

Çünkü CHP’den seçilen DEVA, Gelecek, Saadet, Demokrat ve İyi Partili milletvekillerinin iktidar tarafından TBMM gündemine getirilecek örtünme serbestisi ve aile kurumuna ilişkin anayasa değişikliği teklifine “Evet” oy vermesi şaşırtıcı olmaz.

CHP adına ittifak müzakerelerini yürüten, eski Merkez Yürütme Kurulu üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’ydı.

İddia o ki Salıcı, seçimden sonra MYK’dan alınıp cezalandırıldı.

Salıcı, bugüne kadar konuşmadı.

Kendisini birkaç kez aradım.

Kurultaya kadar açıklama yapmayacağını söyledi.

Nitekim, geçen cumartesi CHP Ankara İl Kongresi’nde sahneye çıkıp kendisini savundu.

Eleştirilere karşılık şöyle dedi:

“2023 ittifakını ‘Kılıçdaroğlu ve Salıcı yaptı’ diyorlar. Sorumluluktan kaçmam, ben yaptım. Süreci ben götürdüm. Ama şunu söyleyeyim; 2019’da İstanbul’da da aynısını yaptık. Başkanlık sisteminde kazanmak için yüzde 50 artı 1 oyu alacak işi yapmaya çalıştık. AKP de ittifak yaptı, biz de ittifak yaptık. Biz benliğimizi ortadan kaldıran iş yapmadık. Yine Atatürkçüyüz, yine sosyal demokratız, yine solcuyuz. İttifak yanlıştı deniyorsa başka bir öneri olmalıydı. Ben böyle bir öneri duymadım.”

Bu sözleri üzerine dün Salıcı’yı aradım.

Siyasi tarihe geçen 39 milletvekilliği başta olmak üzere seçim sonuçlarına ilişkin sorularımı yönelttim.

Neden 39 milletvekilliği verdiniz?

Esas niyet şuydu: DEVA, Gelecek ve Saadet işbirliği yapacak. İşbirliği Millet İttifakı altında olacak. Biz ve İyi Parti kendi listelerimizden gireceğiz. Fakat DEVA, Gelecek ve Saadet, “Biz anlaşamıyoruz” dedi. Öyle deyince siyasi bir karar verildi. Dendi ki: “Üç partiyi listelerimize alalım.”

Son dakikada mı?

CHP’de milletvekili listelerinin yapıldığı gün ben ittifakları sonuçlandırmak için uğraşıyordum. Nihayetlenmesi son dakika oldu.

Nasıl bir fayda umdunuz?

Parlamento aritmetiğinde daha fazla milletvekili çıkarılacağı beklentisi vardı.

Kaç?

Hatırlamıyorum. O detaya girmem. İttifakın sinerji yaratacağı düşünülüyordu. 2019’da ittifak sinerji yaratmıştı. Bu ittifak sinerji yaratmadı.

Öngörülen sinerjinin matematiksel karşılığı neydi?

Siz işin mutfağını soruyorsunuz. Ona girsem doğru iş yapmış olmam. D’hondt sistemi bizi beraber girmeye zorluyor. Sistemden kaynaklı artık oylar oluşuyor. Hani, 1.8 vekil çıkarıyorsun örneğin. 2.1 ile iki vekil çıkarabiliyorsun.

MHP ve AK Parti’nin ayrı girmesi etkili oldu mu?

Oldu.

Neye bakarak paylaşım yaptınız?

“Onunla şunu görüştük, bununla bunu yaptık meselesi” siyasi müzakerede güvensizlik verir. CHP müzakere eder ve konuşulanlar anlatılırsa o parti güvenilmez demektir. Bunlara girmem.

Taraflar girdiler zaten. 

O onların sorunu.

Babacan diyor ki “Helalinden aldık.” Karamollaoğlu diyor ki, “Oyumuz 5-7 puan arasında.” Sadece CHP girmemiş oluyor. 

Onlara cevap veren bir duruma girmem. Müzakerenin içeriğine dair konuşmam. 2019’daki görüşmelerde ben vardım. Müzakerenin içeriğine dair bir şey söylediğimi duydunuz mu?

Ama o tartışılmıyor ki.

Niye tartışılmıyor? Kazandık çünkü, değil mi? Kazandığımızda müzakere içeriğine yönelik tartışmaya girmedim, kaybettiğimiz zaman da girmiyorum.

Bu, Kılıçdaroğlu’nun Özdağ’la yaptığı anlaşma için “İki kişinin namusuna emanet” demesi gibi olmadı mı?

Yo, olmuyor. AK Parti ile MHP’nin hangi koşullarda birbirini desteklediğini biliyor muyuz? Bilmiyoruz.

Ayrı girdiler zaten.

Şu an iktidarı beraber yönetiyorlar.

Anketlerle örtüşmeyen şekilde daha fazla vekillik verildiği doğru mu?

Bütün anketlerin yanılmış olduğu bir seçimden bahsediyoruz. Hangi ankete göre yapacaktık?

Neye baktınız o zaman?

Bir siyasi karar verildi. O siyasi kararı veren ben değilim. Ben bu siyasi kararı uyguladım.

“Kim verdi?” diye sormuyorum. Kılıçdaroğlu verdi.

E tabi, genel başkanın kararı.

İttifak neden tutmadı?

Yönetebileceğimize dair güven veremediğimiz kanaatindeyim.

Altılı Masa için söylüyorum.

Sadullah Ergin’in listeye konmasının gerekçesi nedir?

Listemize girecek olan isimleri, partileri belirliyor.

Kılıçdaroğlu dedi ki, “Bu hataydı. Son gün önüme geldi, itiraz vakti bulamadım.” Ne düşünüyorsunuz?

Genel başkanın söylediği sözün üzerine başka bir söz koyacak tartışmaya girmem.

Hata mıydı?

Girmem ben ona.

Akşener, “Bize CHP 60 milletvekili önerdi” diyor. 

Genel başkanlar arasında konuşulmuş olabilir.

Özel, “Listeleri görmedim. MYK’da görünce itiraz ettim” diyor. MYK’da böyle bir tartışma oldu mu?

Bence onların konuşulması gereken yer MYK toplantılarıydı. MYK dışında tartışılması, partinin kurullarında konuşulan şeylerin dışarıya aktarılması anlamına gelir ki, doğru bulmam.

Haksızlığa uğradığınızı düşünüyor musunuz?

Bu tür süreçlerde bir arkadaşımıza görev verilir. O arkadaşımız görevi yapar. Burada görev bana verildi, yaptım. Yapmaktan kaynaklı fatura kesmeyi doğru bulmam. Ben başkasına kesmem, partili arkadaşımın bana sorumluluk yüklemesini doğru bulmam. Çünkü o arkadaşlarımıza da yarın görev verilir, onlar da yapar. Onların sonucu, arkadaşımızın beklentisi çerçevesinde olursa iyi, olmazsa kötü gibi bir yaklaşım, parti vasfımızı tartıştırır.

CHP’lilerde ittifaka karşı alerji oluştu.

Bunun farkındayım. Siyasi karar verilirken beklenen, sinerji yaratmasıydı.

Beklenenin altına indi mi?

Hedeflenen olmadı.

Yerel seçimde ittifak için düşünceniz nedir? 

İstanbul, Ankara ve diğer büyükşehirlerin alınmasını, üzerine diğer illerin katılmasını siyaseten anlamlı bulurum. Bunu aritmetik olarak ortadan kaldıracak açıklamalardan kaçınılmalı. Herhangi bir büyükşehir ve ilde yüzde 50’den çok oy alabileceğimizi görsem “İttifaka ihtiyaç yoktur” derim. Göremiyorsam, iktidarın beraber gireceğini tahmin ediyorsam, muhalefetteki partilerle yan yana gelmeyi doğru bulurum.

İttifak olmazsa?

Çok avantajlı başlıyoruz duygusunu vermez. Belki kazanırız. Ama riski bertaraf etmek lazım.

Seçmende Kılıçdaroğlu ve CHP’ye karşı duygusal bir kopuş gözlemliyor musunuz? Kurultaydan Kılıçdaroğlu çıkarsa ne olur? 

CHP, liderleri üzerinden var olan bir parti değil. Başkanlarını kurultayda değiştirebilen bir parti. Yenilenmeye ihtiyaç var ise, ki var, sadece lider odaklı bir tartışma olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunun meseleyi kısırlaştıracağını düşünüyorum.

Duygusal kopuş var mı?

Ben umutsuzluk ve öfke görüyorum. Seçim sonrası duygusal ortamın henüz ortadan kalkmadığını düşünüyorum. Bazı konuların soğukkanlı konuşulamadığını görüyorum.

CHP’de Eren Erdem ve Okan Konuralp mahkemelik oldu


CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun çok sevdiği iki isim mahkemelik oldu.

Davayı açan, Eren Erdem.

Erdem, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını hararetle savundu. ‘Piro’ aşkı öyle bir hal aldı ki, anket yaptırdığını, kutu kola’nın bile Erdoğan’ı geçtiğini söyledi. Erdoğan kazanırsa Parti Meclisi’nden istifa edeceğini söyledi.

Ne istifası...

28 Mayıs’tan sonra Merkez Yürütme Kurulu’na girdi ve Medya Planlama ve Sosyal Medya’dan sorumlu oldu.

Tuncay Özkan’ın koltuğuna oturdu.

“Kılıçdaroğlu’nun fedaisi” gibi hareket etti.

Halk TV’ye savaş açtı.

İBB’ye daldı.

Delege kavgasına girdi.

Erdem’in şikayet ettiği kişi ise CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp.

O, CHP muhabiriyken Kılıçdaroğlu’nun basın danışmanı oldu.

RTÜK üyeliğiyle ödüllendirildi.

Ancak RTÜK’te pek varlık göstermedi.

Milletvekilliğine sıçradı.

CHP’nin 39 milletvekili verme önerisinin Konuralp’ten geldiği ileri sürülüyor.

CHP’de az tanındığı halde Kılıçdaroğlu üzerinde en etkili isim olduğu belirtiliyor.

Tuncay Özkan, Engin Özkoç ve Kılıçdaroğlu’nun İletişim Danışmanı Ömer Topsakal ile aynı ekipte.

ODA TV'nin haberine göre...

Geçen ay T24’ten Eray Görgülü, Kılıçdaroğlu’nun aracını özel işlerde kullandığı için gerekçesiyle Topsakal’ın uzun süreli izne çıkarıldığını yazdı.

Konuralp, Görgülü’yü arayarak, “Bu partiyi kimin yönettiğini göreceksiniz. Ömer geri gelecek. O Eren Erdem’in anasını s... Sana bu haberi yaptıran kişinin Erdem olduğunu itiraf edeceksin. Sana yarım saat müsaade” dedi.

Erdem, küfrü CHP Sözcüsü Faik Öztrak’a iletti. Öztrak da Kılıçdaroğlu’na anlattı. CHP lideri “Derhal tekzip edilsin” dedi. Ancak Konuralp, iddiayı düzeltmedi.

Kılıçdaroğlu, MYK üyesine küfredilmesi kesin ihracı gerektirdiği halde işlem yapmadı. Fedaisini değil, milletvekili yaptığı eski danışmanını seçti.

Erdem de adaleti partisinde bulamadığı için Konuralp hakkında hakaret iddiasıyla şikayetçi oldu.