Sevgili okurlarım, bu ülkede yaşamak zorunda olan 85 milyon insanın büyük çoğunluğu geçim sıkıntısı çekiyor.

Arada elbette refah içerisinde yaşayan azınlık bir kesim de var.

Onların sayısı kabaca hesaplama ile yaklaşık 7 milyon olarak tahmin ediliyor.

Geri kalan büyük çoğunluk ayın sonunu getiremeyen, aç yatan, evine bir şey götüremeyen kesim.

Üstelik bizdeki uygulamalar biraz değişik oluyor!

Medya kuruluşlarında, özellikle televizyonlarda yer alan reklamları ve programları izliyoruz...

İnsanın iştahını kabartan yemek sunumları...

O muhteşem yemeklerin nasıl yapıldığını ve nasıl yenmesi gerektiğini gösteren programlar...

Meğer bilmediğimiz, hatta adını bile duymadığımız ne yemekler varmış da haberimiz yokmuş,..

★★★

Bırakın o güzelim yemeklerin tadına bakmayı bir yana, milyonlarca aile yeterince beslenemiyor.

Ya açlık sınırında, ya da yoksulluk sınırında dolanıp duruyor.

Türkiye böylesine bir tablo ile şimdiye kadar hiç yüz yüze gelmemişti.

Asgari ücret 17 bin lira.

Pardon, eksik yazmak ayıp olur, düzelteyim.

Zira bunun bir de alay konusu olmaya layık 2 lirası var.

17 bin 2 lira!

Bu kadar parayla nasıl geçineceksiniz, ne yiyeceksiniz, bir sürü harcamanızı karşılamanız nasıl mümkün olacak, hiçbir şey bilinmiyor.

Daha doğrusu biliniyor da çare yok.

Toklar açların halinden anlamıyor.

Mucizeler yaşıyoruz.

★★★

Bu umutsuz denklemin ikinci yüzünde emekliler yer alıyor.

Çoğunun eline geçen emekli maaşı 12 ile 14 bin lira arasında.

Bu açıdan bakıldığında emeklilerin durumu asgari ücretlilerden çok daha kötü. Üstelik çoğu yaşlı.

Yeni bir iş bulup ek gelir elde etmeleri falan kesinlikle söz konusu değil.

İşte bu ortamda karşımıza çıkan tablo ilginç!

Aylık ve yıllık enflasyon oranını inceleyip açıklayan kuruluş TÜİK...

Bir devlet kurumu.

Görevi aylık ve yıllık enflasyon rakamlarını her ayın başında açıklamak!

Ama bunu yaparken bu konuyla ilgili bütün rakamları gerçeğe aykırı bir biçimde düşük göstermek! 

★★★

Son rakamlar dün açıklandı...

Yıllık enflasyon TÜİK’e göre yüzde 47.

Ama Türkiye’de bu konuda çok ciddi ve bilimsel çalışan bir kurum var:

ENAG.

Yıllık enflasyon bu yıl itibariyle TÜİK’e göre yüzde 47 ama ENAG’a göre yüzde 86.

Vatandaş ENAG’a güveniyor çünkü orası bilimsel çalışıyor ve siyasi baskı altında değil.

Diğeri ise hükümetin sözcüsü ve günün 24 saati baskı altında.

Görevi piyasaya sürekli olarak olumlu haberler sunmak ama milyonlarca insanı düzmece rakamlarla kandırmak öyle kolay değil ki...

Onlar ceplerinden soygun gibi çıkan paraya mı baksınlar, yoksa TÜİK’e mi güvensinler!

★★★

Bu aralık ayı çok önemli...

Yılbaşında hem (emeklileri de kapsayan) memur maşlarına zam gelecek, hem de asgari ücrete.

Rakamları belirlemek için toplantılar yapılacak, nutuklar atılacak, her kesim onları nasıl çok fazla (!) düşündüğünü açıklayacak.

Hükümet bu süreçte başrolde ve şimdi kara kara düşünüyor...

“Ne yapsak da bunlara mümkün olduğunca düşük zam versek!..”

★★★

Ama karşı taraf da bu kez çok dirençli...

Perişan duruma düşürülmüş milyonlarca insanımız.

Onların karnı atılan ve önümüzdeki günlerde bol kepçe atılacak olan o nutuklara özellikle tok.

Peki bu durumda ne yapacaklar?

Düzenin değişmediğini yılbaşına yaklaştıkça ve hele de zam miktarları açıklanınca görecekler.

Verilen artışlarla birlikte piyasalarda yeni zamların patladığını görüp bir miktar şaşıracaklar ama iş işten geçmiş olacak...

Belki birkaç protesto gösterisi yapılacak, hükümet eleştirilecek, hepsi o kadarla kalacak ve düzen aynen sürüp gidecek.

★★★

Bir süre sonra seçimler yapılacak ve her biri sandık başına gidecek...

Ve içlerinden önemli bir bölümü kendilerini yıllardır sömüren iktidar partisine oy vermeyi sürdürecek!