Saygın bir devletin yönetimi ilkeli, tutarlı, kararlı ve gerçekçi olur. Eşitlik ve genellik ilkesinin yaşama geçişiyle toplumsal barışın güçlendirilmesi güven duygusunu pekiştirir. Hukukun sağladığı denge ve düzen, geleceğe yürüyüşün başlıca aydınlığıdır. Siyasal nedenlerle, partizanlıkla, yandaşlık ve kayırmalarla, baskılar ve dayatmalarla yaşatılan aykırılık ve haksızlıklar yurttaşlık niteliğiyle bağında kimi olumsuzluklara neden olur. Günümüzde bu tür durumlara sıkça rastlanmaktadır.
Bunlardan önemli biri de haberleşme, düşünce ve kanaat ile basın yayın özgürlüğü konularındaki baskılardır. Siyasal iktidarın gidişine uygun işlemler, gereksiz yere yargı yoluna başvurular ve yargının çelişkili tutumu adalet duygusunu örselemektedir. Eleştiri boyutlarını aşan saldırı yazıları bir yana, salt- yalın eleştirilere ve yansızlığa katlanamama, özgür düşünceye, bağımsız tutuma karşıtlık giderek yaygınlaşmakta, artmaktadır.
Son on yılda cezaevine konulan gazeteci sayısı 300’ü bulmuş, son bir buçuk yılda 44 yayın yasağı uygulanmıştır. Son üç ayda 32 soruşturma açılmış olup yargılanmakta olan gazeteci sayısı 15’i aşmıştır. 170 haber ve yazı sansür edilmiştir. (Basından derlendi). Medyada iktidar karşıtları, mahkeme koridorlarında masalarından daha çok zaman geçirmekledir. Demokrasi, basın özgürlüğü bu değildir. Basın devlet adına tehdit altındadır.
Basın özgürlüğü, gerçek hukuk devletinin, gerçek demokrasinin önde gelen kanıtıdır. Yaşanmasıyla çağdaş siyasal yapının geçerliğini doğrular. Demokrasinin kan damarıdır. Halkın en doğal güvencesidir.

GÜNÜMÜZDE


Yürürlükteki Anayasa’nın “Basın hürriyeti” başlıklı 28. Maddesinin içeriğiyle ve ilgili 29- 31. maddelerin doğrultusuyla bağdaşmayan durumlar son yıllarda giderek artmıştır. İktidarın yargı üzerindeki etkisinin olumsuz yansımalarının neden olduğu yakınmalar basın alanında daha çok duyulmaktadır. Halkın haber alma, öğrenme, bilgi edinme, ülkenin tüm durumuyla devletin tüm işleyişi ve yetkili sorumluların tüm gidişi hakkında alacağı bilgiler seçmen olarak kullanacağı oyu etkileyecektir. İktidar kayırması ve desteğiyle, akçalı güç kullanılarak kurulan ya da ele geçirilen medya organlarıyla demokrasinin nasıl yozlaştırıldığı ibretle izlenmektedir.
Devlet basın özgürlüğü ile haber alma olanaklarını sağlayacak önlemleri alacağı yerde yandaş medya oluşturarak eleştirileri önlemekte, iktidar da devlet gücüyle kendine yönelik karşıtlıklardan kurtulmaya çalışmaktadır.
Basın özgürlüğü gerçek demokrasinin olmazsa olmazıdır. Suskunluk, demokrasinin komaya girişidir. Ankara Garı önündeki alçak saldırıyla ilgili yayın yasağının gerekli ve yararlı olduğu kanısında değiliz. Gerçekleri öğrenmek her yurttaşın en doğal hakkıdır. Önlemek, halka hesap verme anlayışıyla bağdaşmadığı gibi halkla birliktelik ilkesine de aykırıdır.

AYRICA


Köktendinciliğe, bağnazlığa, aymazlığa, yobazlığa, gericiliğe, tutuculuğa, kural tanımazlığa “hassasiyet” nitelemesiyle hoşgörüyle yaklaşan yazarlar var. Hukukçu olmayanları önemli yargı görevlerine getiren hukuk ve lâiklik karşıtı inanç sömürücüleri “...yargı iktidarın emir kulu durumuna getiriliyor” eleştirilerini görmüyor, tutucu hukukçuları övüyorlar. Basın kötü ellerde tehlikeli bir araç oluyor. Basın toplumun aynasıdır. Toplumun sesi ve kürsüsüdür. Her yaştan öğrencisi olan büyük bir halk okuludur. Bu niteliklere yaraşır olmayanlar basının suçlularıdır.