Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili ve Afyonkarahisar Milletvekili Av. Burcu Köksal, maaş zamlarının, vergi ve harçlardaki artışlar ile hemen her şeye gelen zamlarla daha memurun, emeklinin cebine girmeden elinden alındığını söyledi.

Bugüne kadar memurlara ve memur emeklilerine verilen zam konusunda hiçbir ayrım yapılmadığının altını çizen Milletvekili Burcu Köksal şöyle konuştu:

* Yani bunun bir tane istisnası bile yok. Memura ne zam veriliyorsa, memur emeklisine de aynı oranda zam uygulanırdı. Fakat gelen bu torba yasayla memurlara yüzde 17.55 oranında zam ve 8 bin77 liralık bir seyyanen zam verildi. Ama öbür tarafta memur emeklilerine sadece 17.55’lik bir zam uygulandı. İşçi ve Bağ-Kur emeklilerine de yüzde 19’luk bir zamla yetinildi. Yani burada resmen memur emeklilerine karşı, emeklilere karşı bir ayrımcılık yapıldı. Emekliler bir anlamda yok sayılmış oldu bu torba yasada. Gerçekten Türkiye'de yaşam çok zor. Dünyada en pahalı benzini satan biziz, Türkiye olarak.

* Akaryakıt fiyatları düşerken, gıda konusunda en pahalı gıda ürünlerini satan ülke yine biziz. Dünyada gıda fiyatları düşüyor, Türkiye'de artıyor. Kira artışı konusunda Türkiye çok yükselişte. Kira artışlarında çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Dünyada böyle bir sorun yokken Türkiye'de gittikçe artan bir sorun var. Ayrıca OECD ülkelerinde yapılan bir araştırma var. Eğitim konusunda Türkiye sonuncu sırada.

* Adalet konusunda Kolombiya, Şili, Brezilya gibi ülkelerle aynı kategorideyiz. Kamu hizmetlerinden memnuniyet noktasında büyük bir memnuniyetsizlik olduğu ortaya çıktı. Yani halk hem hayat pahalılığından hem de en temel kamu hizmetlerinden memnuniyetsiz, yakınıyor. Böyle bir Türkiye'deyken biz önümüze gelen torba yasaya baktığımızda memura ve emekliye verilen zammın ne kadar yetersiz olduğu ve daha cebe girmeden eridiğini görüyoruz.

"KULLANILAN KAMU KAYNAKLARININ YÜKÜ VATANDAŞIN SIRTINA VERGİ OLARAK BİNİYOR"

Türkiye’de yoksulluk sınırının 33-34 bin liralarda olduğunu kaydeden Köksal, “Yurtdışından gelen telefonun harcına yüzde 229, emekliye yüzde 25 zam! Emeklinin maaşının; yurtdışı telefon harcının onda biri kadar değeri yok, lütuf gibi verilen zamla emekli açlık sınırında yaşamaya mahkum edildi. Bugün yoksulluk sınırı 33-34 binlerde o zaman şunu söylüyoruz; memur yine yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edildi. Emekli yine yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edildi. Bu torba yasada bir başka sıkıntı daha var. Vergi artışları üstümüze bindi. AKP bu yıl 38.7 milyar lira motorlu taşıtlar vergisi toplamayı hedefliyordu. Buna bir 38.7 milyar daha ekledi. Yine sigara ve alkole yüzde 14.8 oranında bir artış geliyor. Akaryakıttaki ÖTV artışı otomatiğe bağlandı. Kurumlar Vergisi, bankalar ve finans şirketlerinde vergi artışı var. Zaten akaryakıttaki artış hayattaki bütün ürünleri ve hizmetleri otomatik olarak etkiliyor. Kısacası seçimde harcanan paralar, kullanılan kamu kaynaklarının yükü vatandaşın sırtına vergi olarak biniyor” dedi.

"MEHMET ŞİMŞEK’İN PAKETİNDEN VERGİLER ÇIKTI"

Köksal, açıklamasının devamında şunları söyledi:

“Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek rasyonel paketten bahsetmişti. Aslında o rasyonel paketten vergi artışları halkın üstüne yüklenen vergiler çıktı. Yani Mehmet Şimşek'in paketinden vergiler çıktı. Buradan anladığım kadarıyla, bundan sonra halkın sırtına daha çok vergi yükünün yüklenmesi anlamına geliyor. Bu bana şunu hatırlattı. Timurlenk kazandığı her zaferden sonra o zaferi kazandığı halka fillerini bırakırmış. Biliyorsunuz filler bakımı, beslenmesi zor ve zahmetli hayvanlar. Yani sıkıntıyı, zorluğu zaferi kazandığı yerdeki halka bırakırmış. Şimdi seçim geçti, AKP seçimi kazandıktan sonra zafer naraları attı. Fakat seçim sonrası zorluğu yani o seçimdeki yapmış olduğu harcamaları finansmanın o kaynakların yükünü de o zorluğu da vatandaşın, halkın sırtına yüklemiş olduğu açıkçası.”

"ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR, MAAŞLAR DAHA CEBE GİRMEDEN ERİYOR"

Kur korumalı mevduatın hazineden alınıp Merkez Bankası'na yüklediğini dile getiren Köksal, “Bu ne demek? Merkez Bankası'nın para basması demek. Merkez Bankası'nın para basması demek enflasyon demek. Açıkçası bununla baş edemediler. Çünkü kurda çok yüksek bir artış var. Bununla baş edemeyince de çareyi Merkez Bankası'na devretmekte buldular. Ama aslında bu da bir çare değil. Kur korumalı mevduat sahipleri gidecekler paralarını alacaklar, harcayacaklar. Sonucunda yine enflasyona dönüşecek bu iş. Yani kısır bir döngünün içinde gidiyoruz. Çok kötü bir ekonomi yönetimi var Türkiye'de" dedi. Emeklinin de memurun da hakkını alması için Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi.