Recep GENEL / SÖZCÜ

Çin ekonomisinin hızlı bir düşüşe geçmesi küresel piyasaları derinden etkiliyor. FED’in güçlü dolar ve global piyasalardaki durgunluğa karşı atacağı adımlar piyasaların yönünü belirleyecek.



ABD borsaları ocak ayında, son yılların en kötü iki haftasını yaşadı. Haziran ayından bu yana ABD’nin dış ticaretinde yüzde 12’lik bir kayıp var. Dünya ticaretinin nabzını tutan Baltık Kuru Yük Endeksi 354 puana gerileyerek 31 yıllık tarihinin en düşük seviyelerine çekildi. Petrol fiyatları 30 doların altında düşerek son 13 yılın en düşük seviyelerinde seyrediyor. Dünya hisse senetleri endeksindeki kayıplar ise yüzde 40’a ulaştı. Tüm bu veriler, dünyanın hızla durgunluğa doğru sürüklendiğinin işaretini veriyor.

448 MİLYAR DOLAR ÇIKACAK


Yüzde 6.8 ile son 25 yılın en düşük büyüme oranlarına imza atan Çin ekonomisindeki yavaşlama dünyayı peşinden süreklerken, para piyasalarında da son yılların en büyük dalgalanmasına neden oluyor. Çin hükümetinin aldığı teşvikler yetersiz Çin borsalarındaki satış dalgasının önüne geçilemedi. Gelişen ülkelerden sermaye çıkışı tavan yaparken, güçlü dolar ülke ekonomilerini tahrip ediyor.

Uluslararası Finans Enstitüsü’ne göre (IIF) 2015’te gelişmekte olan 30 ülkeden net bazda 735 milyar dolarlık rekor bir sermaye çıkışı gerçekleşti. Sıcak paranın 676 milyar doları ise Çin’den çıktı. Bu yıl ise 448 milyar dolar daha sermaye çıkışı bekleniyor.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı (ECB) Mario Draghi’nin açıklamaları ile toparlanarak haftayı tamamlayan Borsa İstanbul 21 Ocak’ta 68.557 puana kadar gerileyerek yaklaşık son iki yılın en kötü kapanışına imza attı. Borsa bu seviyeyi son olarak 28 Mart 2014’te görmüştü. 4 Kasım’dan bu yana FED etkisi ile hızla düşüşe geçen borsa geçen sürede yüzde 16 değer kaybetti.

26-27 Ocak tarihlerinde toplanacak ABD Merkez Bankası FED’in vereceği sinyaller para piyasalarının yön bulması açısından kritik öneme sahip olacak. FED Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) küresel ekonominin verdiği alarmı görmezden gelmesi piyasalarda yaşanan dalgalanmanın giderek büyümesine neden olabilir. FED’in küresel piyasaları sakinleştirecek mesajlar vermesi durumunda ise tansiyon düşebilir. Bu hafta piyasalar nefesini tutup FED’in vereceği mesajları bekleyecek. FED’in mart ayında faiz artıracağı yönündeki beklentiler gelişmelerin etkisi ile yüzde 40 seviyesine düştü. Bu oran daha önce piyasalarda yüzde 60 idi.

MERKEZ BANKALARI FED’İ İZLEYECEK


Çin ekonomisindeki yavaşlama dalga dalga dünya piyasalarını etkilerken, gelişmekte olan ülke merkez bankaları küresel oynaklığı durdurabilecek en önemli güç olan FED’in atacağı adımları dikkatle izliyor. Zira, bu dalgayı başlatan FED, aynı zamanda yatıştırabilecek tek güç olarak öne çıkıyor. Ancak FED yetkililerin ilk ağızdan verdikleri sinyaller, bankanın global piyasalardaki oynaklığı dikkate alma konusunda oldukça isteksiz olduğunu gösteriyor. Yine de küresel durgunluk ABD ekonomisini ve hisse senetleri piyasalarını da etkiliyor.

ABD EKONOMİSİ SIKINTI YAŞIYOR


FED’in faiz artışında hızlı hareket etmesi Amerikan ekonomisi için de kaygı veriyor. Son açıklanan sanayi üretimi verilerindeki gerileme, işsizlik maaşı başvurularının 293 bin kişiye çıkarak zirve yapması endişe veriyor. Üstelik, aşırı değerli dolar ABD’nin dış ticaretini de etkileyecek boyutlara ulaştı. ABD şirketlerinin kârlılığı 2015’in son çeyreğinde yüzde 8’e yakın değer kaybetti.

MART SİNYALİ VERECEK


Piyasalardaki endişeli bekleyişe rağmen FED’in bu hafta yapılacak olan toplantısından bir faiz artırım kararı beklemediklerini anlatan Destek Menkul Değerler Araştırma Uzman Yardımcısı Eylül Genç, “Özellikle geçtiğimiz hafta açıklanan enflasyon rakamı da beklentileri karşılayamamışken üst üste faiz artırım hamlesi düşük bir ihtimal olarak karşımıza çıkıyor. Bu toplantıda piyasalar FED’den daha çok mart ayındaki olası faiz artırım hamlesiyle ilgili sinyallere bakacak” dedi.

İç piyasalarda ise dolar karşısında en çok değer kaybeden 4’üncü para birimi olan TL için makroekonomik göstergelerin etkili olacağını kaydeden Genç, TL’de biraz olsun değerlenme görülebilmesi için özellikle ticaret açığı verisinin kritik olacağını kaydetti. FED’in rahatlatıcı açıklamaların kur tarafında etkili olacağını kaydeden Genç, “Psikolojik bir seviye olan 3.00 lira seviyesi altında fiyatlama görebilir ve hatta bu seviyenin kırılmasıyla birlikte 2.95 desteği söz konusu olabilir. Borsa İstanbul’da ise 70.000 puan direncini izliyor olacağız” diye konuştu.

KÜRESEL ENDİŞE BÜYÜK FED GER İADIM ATACAK


ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Eda Önder, dünya genelinde merkez bankalarının endişelerinin derinleştiğine dikkat çekerek, bu ortamda Fed’den herhangi bir aksiyon almasını beklemediklerini söyledi. Düşen emtia fiyatları ve Çin kaynaklı endişeler nedeniyle ABD ekonomisi adına büyüme ve enflasyona ilişkin ciddi risklerin olduğunu kaydeden Önder, “Bu sebeple söz konusu riskleri ve 2016 yılının ilk çeyreği sonrası ortaya çıkacak olan tabloya göre FED’den bir adım gelmesini beklemek gerekir diye düşünüyorum” dedi.

Bu hafta, FED toplantısının yanı sıra, ABD’den gelecek olan büyüme verisinin de piyasalar tarafından mercek altına alınacağını anlatan Önder, petrol fiyatlarındaki düşüş ve güçlü doların ihracatı baskılaması sonrası gelecek olan büyüme verisinin beklendiğini kaydetti. Önder, yurtiçinde ise Merkez Bankası’nın 2016 yılı ilk enflasyon raporu sunumunda ‘sadeleştirme rafa kalktı mı sorularına cevap aranacağına işaret ederek, “Ocak ayı toplantısında para politikasındaki duruşa ilişkin enflasyonun önemini vurgulayan, küresel oynaklık ve sadeleştirme ifadelerini metinden çıkaran Merkez’den enflasyon beklentilerini öğreneceğiz. Merkez dünya genelindeki oynaklığı referans göstermeyi bırakıp, sadeleştirme sözcüğünü şimdilik terketmiş olsa da, dünyaya ayak uydurmak durumunda” dedi.

DOLAR ZAYIFLAYABİLİR

Bu yıl 2-4 puanlık faiz artış adımı beklenilen FED’in global piyasalarda son yaşanan gelişmelerden sonra kısa vadede bir artırıma gitmeyeceğini söyleyen Saxo Capital Markets Stratejisti Cüneyt Paksoy, FED’in beklenildiği gibi piyasaları rahatlatacak karar ve söylemlerle gelmesi halinde global piyasaların belirli bir süre daha pozitif tepki içinde olabileceğini söyledi. Türkiye’de piyasaların şimdilik daha tahammül sınırlarında bu süreci takip ettiğini kaydeden Paksoy, şöyle devam etti: “Gelecek hafta global ölçekte yaşanacak gelişmelere bağlı olarak bizim piyasalarda yönünü bulacaktır. Görece direniş gösteren piyasalar global tarafın daha kalıcı bir pozitif ortama geçmesi durumunda pozitif reaksiyon verme olasılığı artacaktır. Böyle bir durumda dolar tekrar 3.00’lerin altına geçmeyi deneyecek, Borsa ise tekrar 73.000-75.000’lere doğru hareket edecektir.”


ABD VERİLERİNDE BOZULMA VAR

Venbey Yatırım Araştırma Müdürü Barış Ürkün, bu hafta gerçekleşecek FED toplantısında komite üyelerinin bu yılın ilk haftasından bu yana küresel piyasalarda süregelen bu gelişmeleri yorumlayabileceğini kaydetti. 


Yılbaşından bu yana yapılan açıklamalarda ise üyelerin enflasyonda bir yükseliş beklediklerini anlatan Ürkün, şöyle devam etti: “Bu noktada küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmaların, güçlü dolar ve petrol fiyatlarının düşük seyrinin enflasyon hedefi bakımından izlendiği ve bu nedenle faiz artırımlarının kademeli olması gerektiği de FED üyelerinin konuşmalarından anlaşılıyor. ABD’den gelen son verilere baktığımızda istihdamda güçlü seyrin sürmesine rağmen ücretlerde artışın halen istenilen düzeyde olmadığı, FED’in takip ettiği enflasyon olmasa da TÜFE’de ve imalat sanayi PMI gibi veriler beklentilerin altında geldi.”

DRAGHI'NİN ADIMLARINI ALMANYA BELİRLER


Alan Menkul Değerler Genel Müdür  Analisti Ayşegül Bayram geçen perşembe günü Avrupa Merkez Bankası  Başkanı Mario Draghi’nin mart ayına ilişkin verdiği teşvik sinyalini hatırlatarak, piyasalarda bahar havası esmeye başladığını kaydetti. Önümüzdeki hafta piyasaların Almanya’da enflasyon, ABD’de ise büyüme verilerini takip edeceğini kaydeden Bayram, özellikle Almanya TÜFE verisindeki görünümün ECB’nin mart ayındaki ek teşvik uygulama planları üzerinde belirleyici olacağını kaydetti. Bayram, parasal sıkılaştırma sürecinde olan FED’in ek teşvik sinyali vermeyeceğini söyledi.