“Sayın Bay Bahçeli, size bundan önce burada yazdığım açık mektuplarda ‘Sayın büyüğümüz Devlet Bey’ diye hitap ederdim. 

Bu, sizin gibi üst düzey bir siyasetçiye her vatandaşın göstermek zorunda olduğu saygının bir gereği idi.

Ancak burada açıkça itiraf edeyim, şahsınıza karşı duyulan saygı giderek azalıyor...

Hem de toplum düzeyinde azalıyor. O yüzden şimdi ‘Sayın büyüğümüz Devlet Bey’ demeye elim varmıyor.

★★★

Ne yaptığınızı, neyi amaçladığınızı anlamayan insanlarımızın sayısı da giderek artıyor.
Sanırım size her seçimde oy veren ve her zaman destekleyen yurtsever ülkücüler de aynı şeyi düşünüyordur.
Siz neyin peşindesiniz?
Neyi amaçlıyorsunuz?
İnanın anlamak mümkün değil.
Recep Tayyip’le birlikte Tayyipgillerin yörüngesine de öylesine bodoslama daldınız ki, bu yaptığınızı da anlamak mümkün değil.

★★★

Söylemesi ayıptır ama tam 46 yıllık gazeteciyim ve hep bu meslekte dirsek çürüttüm.
İnanın herkes gibi ben de yaptıklarınızdan ve sözlerinizden hiçbir şey anlamıyorum.
Oysa bunca deneyiminizden sonra siyaset piyasasında sizin çok farklı bir yere sahip olmanız gerekirdi.
Söyleyin bana, haksız mıyım?

★★★

Yahu beyefendi, bundan bir süre öncesine kadar Recep Tayyip’e en ağır laflarla, en ağır suçlamalarla saldıran kimdi?

Hatta ip atan da siz değil miydiniz?

Sonra ne oldu da fikirleriniz 180 derece değişti?

Bunlar size sorulan basit sorular değildir.

Bu sorulara kamuoyu
önünde yanıt vermekle yükümlüsünüz.

Üstelik size oy veren yurtsever ülkücü camia da bu yanıtları sizden (haklı olarak) bekliyor.

★★★

Bakınız memlekette neler oluyor, herhalde en az bizim kadar biliyorsunuz diye düşünüyorum...

Ayrıntısına girmiyorum, geçim sıkıntılarından söz etmeye bile gerek görmüyorum...
Milyonlarca insanımız inim inim inlerken, haksızlıklarla boğuşurken, hak, hukuk, adalet gibi kavramlar en tepede oturan şahsın verdiği kararlar doğrultusunda paspas gibi çiğnenirken siz neredesiniz?
Koskoca bir partinin başındasınız...
Allah rızası için bir gün çıkın ortaya da bir uyarıda, eleştiride bulunun!
Yoksa bizim bilmediğimiz korktuğunuz, çekindiğiniz bir şeyler mi var da Recep Tayyip ve icraatı için ağzınızı açamıyorsunuz!  

★★★

Hayır, bu son cümle yerine pek oturmadı, özür dilerim!..
Ağzınızı açıyorsunuz ama hep Recep Tayyip iktidarına ve icraatına övgüler düzmek için!
Milli Eğitim Bakanı konuşup laikliğe ve Atatürk’e inanılmaz laflar ediyor...
Mustafa Kemal’in askerleri TSK’dan ihraç edilmek üzere. ‘Siz ne yapıyorsunuz’ diye o komutanlara sormak aklınıza gelmiyor mu?
Soygunlar, vurgunlar, yolsuzluklar giderek artıyor. Memleket resmen soyuluyor... 
İktidar yargıyı ele geçirdi, o alanda istediği gibi at oynatıyor.
Hangisini sayayım, bunları görmekten aciz misiniz?

★★★

Devlet Bey, lütfen artık kendinize bir çekidüzen verin de gerektiğinde ‘eleştiri yapmanız gerektiğini’ öğrenin...
Çünkü bu işler Tayyipgiller’e övgüler düzerek yürümez.
Aksi takdirde tökezler ve günün birinde düşersiniz.
Sizi ve partinizi oraya getirenlerin size verdiği görev ‘Muhalefete muhalefet yapmak’ değil, eğrisi ve doğrusuyla iktidarı denetlemektir.
Eğer böylesi işinize gelmiyorsa çekilirsiniz bir kenara, oturduğunuz yerden iktidara övgüler düzmeyi sürdürürsünüz.
O takdirde size kimse bir şey diyemez.

★★★

Mektubumun başındaki iki soruyu burada bir kez daha soruyorum:
-Bu yaptıklarınızla siz neyin peşindesiniz?
-Neyi amaçlıyorsunuz?
Ben sizin yerinizde olsam, eğer bir korkum yoksa, AKP’ye stepnelik ve kurtarıcı meleklik yapacağıma iktidar partisine transfer olup işi kestirmeden bitiririm.
O takdirde hem kendinizi bu kadar yormanıza, hem de sinirlerinizin böyle bozulmasına gerek kalmaz Devlet Bey’ciğim!
Başarılar dilerim.”