Soru: Trump’ın ikinci kez ABD başkanı olmasından sonra uygulamaya çalıştığı iktisadi politikalar, dünya ekonomisinde bir düzen değişikliğine sebep olur mu? Cevap: Olmaz. Ama ABD dolarının yegane “küresel para” olma niteliğinin değişmesine sebep olabilir. Bu değişimin gerekçesini açıklamadan önce M.Ö. 535 ile 475 yılları arasında yaşamış filozof Herakleitos’un “Hayatta değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” önermesini irdeleyeceğim. Doğrudur; içinde iktisat da olan hayat, sürekli olarak, gözle görülür elle tutulur bir değişim içindedir. Ama değişimin kaçınılmaz olmasından daha önemlisi, evrende/doğada “değişmezlerin” mevcudiyetidir. Zaten “değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir” demek bile değişmezliğin kabulüdür. Dolayısıyla karşımıza çıkan evrimsel/devrimsel dönüşümlerin ve teknolojik gelişmelerin sebeplerini ve sonuçlarını değerlemek için doğanın değişmeyenlerine bakmak gerekir. Yoksa her değişimin peşinden koşmaya kalkarsak savrulur, yönümüzü kaybederiz. Evrende önce “cansız şeyler” (non living things) vardı. Canlı şeyler (living things) onlarla üretildi. Sonra ruhu olan bireyler, ondan çok sonra da kültürü olan toplumlar ortaya çıktı. Bu süreç, hep evrenin değişmez yasalarına göre işledi. Değişmezliklerinin temeli fizik (kimya fiziğin içindedir) yasalarıdır. Fizik, biyotik, psişik ve sosyo ekonomik yasalar arasında alttan üste hiyerarşik bağlantı vardır. Mesela biyotik veya ekonomik kanunlar, fizikle çelişemez. Ama fizik de tek başına canlılığı veya iktisadı açıklayamaz. Bu benim iktisadı anlama yöntemimdir.

KÜRESELLEŞME İPEK YOLU İLE BAŞLADI

İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler iktisadi canlılardır. Eğer yaban hayatı belgesellerini izliyorsanız, böcekler dahil hayvanların ve bitkilerin ne kadar bencil davrandıklarını fark etmişsinizdir. Ancak başta insanlar olmak üzere, karıncalardan kurt sürülerine kadar tüm canlılar, toplumsallaştıkça “iş bölümü” (division of labour) sayesinde refahlarının arttığını yaşayarak öğrenmiştir. Adına küreselleşme denen şimdiki düzen daha iktisadi olduğu için benimsenmiştir. “İktisadilik bir değişmezdir”. Küreselleşme, iktisadiliğin “hatt-ı müstakimi” (doğru yolu) dir. Ama aynı küreselleşme dış ticaret dengesizliklerine sebep olunca kazaya açık hale gelmiştir. Sebebi, ABD’nin durmadan genişleyen cari açığını otomatikman kapatacak “düzeltici fiyat mekanizmasının” devreye girememesidir. Bunun bir sorumlusu “düşük kurla” ihracatla dayalı büyüme modeli uygulayan Çin ise, diğer sorumlusu da, kendi parasıyla sınırsız miktarda ithalat yaparak refah içinde yaşayan ABD’dir. Trump bunu düzeltmek istemektedir. Ülkesinin cari açığını daraltmayı başaramazsa, ABD’nin dolarlı dış borçları dünya ekonomisinde kriz çıkartacak bir serseri mayın gibi yüzmeye devam edecektir.

SENİN, BENİM DEĞİL; BİZİM SORUNUMUZ

Piyasa ekonomisine inananlar, işleyişine karışılmazsa fiyat mekanizması, ekonomide ortaya çıkacak her türlü dengesizliği er geç ortadan kaldırır, der. Fiyat mekanizmasının “dış ticarette” ortaya çıkabilecek dengesizlikleri elimine etmesi için kurlarının “dış ticarete” bağlı olarak değişmesi gerekirdi. Yani cari fazla verenin para birimi revalüe, açık vereninki devalüe olmalıydı. Ancak kurları, dış ticaret değil, “sermeye hareketleri”, onu da faizler belirler oldu. En kötüsü en büyük cari açığı veren ABD’nin doları “özel konumu” sebebiyle aşırı değerlendi. Çin ve AB, ABD’nin cari açığı bizim sorumuz değil diyerek paralarının değerini yükseltmeyip faizlerini de düşük tuttu. Fed enflasyon yükselmesin diye ABD’nin cari açığını finanse eden sermaye akışını durdurmadı. Trump da cari açığı daraltmak için gümrük vergilerini yükselterek ithalatı azaltma yolunu seçti. Bu da küresel ekonomiyi zora soktu. Şimdi herkes, acaba bir dünya ekonomik krizi mi çıkacak diye endişe ediyor.

SON SÖZ: Herkes kazandım derken bazen herkes kaybeder.